Geçen yazıda sözünü ettiğimiz üç buçuk tehdidin ortak yanları kadar farklılıkları da var. Tehditler asimetrik karakterde ve mücadeleyi şekillendiren en önemli faktör de bu. Geleneksel olmayan yaklaşımlarla politik hedeflerine ulaşmayı deniyorlar. Terörizm, sokak hareketleri, gerilla, kitlesel protestolar gibi melez hareketlerden söz ediyoruz. Devletin “güçlü yönlerini” basit yöntemlerle etkisiz hale getirmeyi başaran, zayıflıklarını suiistimal eden, düşük maliyetli strateji ve taktikler.
Listedeki asimetrik tehditlerin ortak paydalarından bir diğeri mücadelenin uzun yıllar alacak olmasıdır. Bu durum onlar için bir zorunluluktur. Bilinçli seçimdir. Çünkü kendilerini güçlendirmek için zamana ihtiyaçları var. Öte yandan hükümet için bu bir açmazdır. Demokrasilerde halk sabırsızdır. Devleti yönetenlerden hızlı çözüm beklerler. Olmayınca da sandıkta ya da farklı biçimlerde tepki verirler.
Üç buçuk cephede süren “savaş/mücadelenin” sınır aşan boyutu da önemlidir. Siyasi, idari sınırlar devletin fonksiyonunu sınırlar, kompartımana böler. Fakat örgütler için siyasi, fiziki sınır yoktur ve bu durum bir avantajdır.
Diğer ortak payda örgütlerin, teknolojinin yardımıyla propaganda savaşında devletlerden daha yetenekli ve esnek olmalarıdır. Asimetrik tehditler; ucuz, etkili ve hızla değişen sanal âlemi yaygın biçimde kullanmaktadırlar. Amaç kitleleri etkilemektir. Medya, internet, sosyal medya, mücadelede önemli bir platformudur.
Hukuki karmaşa, dikkatle izlenmesi gerek bir husus. Üç buçuk “tehdidin” mensuplarının hukuki statüleri, mekâna göre değişebiliyor. Türkiye içinde “suçlu”, dışarıda ise ne olduğu belirsiz. Örneğin, bir PKK’lı Kandil’de “terörist” iken Suriye’ye geçince “PYD’li muhalif” olabiliyor. Oysa PKK’ya göre, asker ve polis her yerde “düşman”.
Son ortak nokta, maliyet asimetrisidir. Eylemlerin örgütlere maliyeti ucuz, devlete/hükümete ise yüksektir. Yola döşenen el yapımı bir patlayıcını maliyeti PKK’ya birkaç yüz lira iken, Kandil’e atılan füzenin maliyeti devlete birkaç milyon dolardır.
Üç buçuk savaş, bir yandan PKK gibi kitleselleşmiş, politik-askeri strateji izleyen etnik temelli bir örgütü, iç savaş beklentisindeki devletimsi komşumuz IŞİD’i, bir yandan da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı alaşağı ederek eski mutlu günlerine dönmek isteyen “paralel” yapıyı hedef alıyor. Bu arada Soğuk Savaş mirası örgütleri de unutmamak gerek.
Üç buçuk tehditle baş etmenin standart bir stratejisi ve taktikleri yok. Mücadele bilginin, aklın, zekânın, sabrın, meşruiyetin ve tecrübenin yarışıdır. Bunlar varsa yol alırsınız, aksi halde canınız sıkılabilir.