Geçen haftalarda, Suriye’ye askeri harekât, PKK/PYD’nin Telabyad’ı ele geçirmesi ve IŞİD’in Kobani eylemleri gündemdeydi. IŞİD, sivilleri de hedef alan eylemler yaptı. Kayıpların çokluğu, PKK/PYD cephesinde bir dizi tartışmayı tetikledi. Bazı “yetersizliklerin” olduğu açıktı. Sürprize hazır olmayanlar, sorunların nedenlerini anlamak yerine işin kolayına kaçtılar. IŞİD militanlarının Türkiye’den geçtiklerini ileri sürdüler. Gerçekte ise PKK/PYD, savaşın değişen karakter ve koşullarının öznesi haline gelmişti.
PKK/PYD, hâkim olduğu araziyi genişlettikçe, yeni ve alışık olmadığı sorunlarla karşılaşmaya başladı. İkmal mesafesi uzadı, güvenlik zaafa uğradı. IŞİD’in hedef sayısı arttı. Yiyecek, yakıt ve mühimmat nakletmek sıkıntılı hale geldi.
Öte yandan yeni bölgelerin ele geçirilmesi ek kuvvet ihtiyacını arttırdı. Yeterli takviyenin yapılamaması geri bölge emniyetini sorunlu hale getirdi. Kobani’de olduğu gibi, IŞİD sürpriz saldırılar yaptı. Muhtemelen bu tablo soruna kalıcı bir çözüm bulununcaya kadar devam edecektir.
Diğer sorun, Kürtlerin yaşamadığı bölgelerin ele geçirilmesidir. Grupların iç savaşlardaki en büyük dayanağı halkın desteği ve rızasıdır. PKK/PYD’nin Kobani’deki başarısı ABD hava operasyonları kadar, yerli halkın desteği ile mümkün olmuştur.
Kobani’ye saldıran IŞİD’in bu şehirde halk desteği yoktu. Bu nedenle tutunamadı. Sonuçta ağır bedeller ödedi. PKK/PYD ise gerilla, yerel milisler ve propaganda savaşı sayesinde başarı elde etti.
Bugünlerde PKK/PYD, Telabyad gibi Kürt olmayan bir bölge de tutunmaya çalışıyor. Tıpkı IŞİD’in Kobani’deki durumu gibi. Telabyad’da halkın desteği yok. Milis teşkilatından yoksun ve şehri işgal eden konvansiyonel ordular gibi davranmak zorunda. Şimdilerde gerillanın avantajları kaybolurken, her geçen gün daha fazla güce ihtiyaç duyuluyor. Üstelik “etnik temizlik” ithamları ile karşı karşıya ve bu görüş gittikçe taraftar buluyor. Kobani’de mağdur ve mazlum iken şimdi tersi bir durumla karşı karşıya. Bu nedenlerden dolayı PKK/PYD açısından savaşın karakteri hızla değişiyor.
Edilgen taraf
PKK/PYD, Obama’nın karadaki vurucu gücünü ve edilgen tarafı temsil ediyor. Operasyonların yer, zaman ve şeklini ABD belirliyor. PKK/PYD, kendi çıkarlarına aykırı olsa bile buna riayet etmek zorunda. PKK tarihi bu tip ilişkilerle doludur ve en büyük kayıplar da kendi askeri hedeflerini gerçekleştirirken değil, “müttefiklerin/sponsorların” taleplerini yerine getirirken meydana gelmiştir. Sonuçta önümüzdeki günler, PKK/PYD’nin değişen duruma adapte olma yeteneklerini test etme fırsatı verecektir.