Nihat Ali Özcan

Nihat Ali Özcan

naozcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türkiye paralel hayatlar yaşama konusunda çok becerikli. İdeolojik farklılıktan siyaset yapma yöntemlerine, terörden güvenliğe, dış politikadan ekonomiye kadar.
En ilginç olanı ise siyasette yaşananlar. Erken seçime gidiyoruz. Partiler iktidar yarışını sürdürecekler. Sandıktan kimin/kimlerin çıkacağını göreceğiz.
Öte yandan, ülkenin bir kısmında, iktidarın ve egemenliğin namlunun ucunda olduğuna inanan PKK, silahla siyaset yapmaya devam ediyor. Sandıktan iktidara ulaşmaya çalışanlarla, aynı zaman ve zeminde, mayın, RPG ve kalaşnikof üçlemesiyle rekabet ediyor. Bu rekabet yarışında 7 Haziran seçim sonuçları oldukça önemli.
Devlet cephesinde ise işler göründüğünden daha karışık. “Teşhis” konusunda muğlaklık devam ediyor. Erken seçimle birlikte siyasi karar alıcıların öncelikleri de değişmiş durumda. Cevabı aranan bir diğer soru meselenin geldiği aşama. Öte yandan, bu aşamaya uygun stratejilerin üretildiği de söylenemez. Günlük tedbirlerle seçim sürecini geçirmenin ciddi maliyeti olacağını göreceğiz.
PKK, bir yardımseverler derneği olmadığı gibi, Öcalan’da bu derneğin fahri başkanı değildir. Derdi, Türkiye’de “demokrasinin standartlarını yükseltmek” hiç değildir. Amaç, bağımsız bir Kürt devleti kurmaktır. Bu hedefe ulaşmak için, halkın kontrolünü esas alan, uzatılmış politik-askeri bir strateji izlemekte, kendince “ulusal kurtuluş savaşı” yürütmektedir. PKK savaştadır ve kendini buna göre hazırlamıştır. Aklı da böyle çalışmaktadır. Geri kalan söylem, ifade ve tanımlar işin sosudur.
Geçen seçimde, HDP’nin aldığı 6 milyon oy (aile efradıyla birlikte on milyon halk desteği) PKK’nın politik-asker stratejisinin tarihteki en önemli çıktısıdır. Bu sonuç göz ardı edilerek “karşı strateji” üretilemez. “Kitap”, halkın kontrolüne/desteğine hayati önem atfeder.
Erken seçim, siyasi karar alıcıların önceliklerini değiştirmiştir. HDP hariç diğer partilerin önceliği sandıktan iktidar olarak çıkarmaktır. HDP’nin amacı ise, PKK’nın “politik-askeri stratejisinde” kendisine biçilen rolü oynamaktır.
Mevcut güvenlik durumu, valilerin polis ve jandarma vasıtasıyla üstesinden gelebileceği düzeyi çoktan aşmıştır. Coğrafyanın büyüklüğü, tehdidin niteliği, kolluğun sayısı, örgütlenme modeli, olmayan stratejisi ve taktikleri, istihbarat üretme kapasitesi dikkate alındığında ülkenin farklı bir sona doğru hızla yol aldığı açık.
Türkiye seçimlerden sonra eski sorunlarının yeni karakterleriyle yüzleşecek. Seçimde temsil yetkisini PKK’ya devreden Kürtler de aynı gemide yol aldıkları Türklerle benzer zorlukları yaşayacaklar. Kitap böyle söylüyor.