Nihat Ali Özcan

Nihat Ali Özcan

naozcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

IŞİD’in ABD’li gazetecileri hunharca öldürmesi “tipik” bir terör eylemi. Her hamle detaylı ve profesyonelce planlanmış. Terörün bir “drama” yaratma işi olduğunu ispat için sahnelenen bir hadiseye tanıklık ediyoruz.

Propaganda savaşı
IŞİD, kurbanını seçerken hedef kitleleri nasıl etkileyebileceğinin ince ve detaylı hesabını yapmış görünüyor. Kurbanlar ABD vatandaşı gazetecilerden seçilmiş. Böyle olunca da medyanın ilgisi garanti oluyor. Öte yandan, kurbanları öldürme biçimi “vahşet” noktasında ve korkuları derinleştiriyor. Böylece IŞİD kendisinden “korku” ile söz ettiriyor. Üstelik ABD gibi küresel bir aktörü tahrik edecek ve sinirlendirecek mesajlar yolluyor.
Videolarını yayınlaması Obama’yı harekete geçmek için zorlamaya devam ediyor. Bu bağlamda Galler’deki NATO zirvesinde öncelikli konular arasına IŞİD de var. Anlaşılan güçlü ve geniş bir koalisyon için mutabakat sağlanmaya çalışılacak.

Türkiye ve koalisyon
Başbakan Davutoğlu, Terörle Mücadele Yüksek Kurulu’nun görevlerinin arasına IŞİD’i de alması gerektiğini ifade etti. Mevcut gelişmeler, bu tehdide cevabın tek başına değil bir koalisyonun parçası olarak verileceğini gösteriyor. Bu bağlamda Türkiye, kendi hassasiyetleri çerçevesinde koalisyonun mücadele stratejisinde etkili olmalıdır.

IŞİD ve Türkiye’nin hassasiyetleri
Birinci zorluk, koalisyonun olası askeri operasyonları yeni sığınmacı dalgalarına neden olabilir. Bu durum çeşitli biçimlerde Türkiye’yi etkileyecektir. İkinci zorluk, devam eden rehineler krizidir. Hükümetin sessizlik politikası rehineler krizinde anlaşılabilir, profesyonel bir tutumdur. Ancak manevra yeteneğini olumsuz etkilemektedir.
Üçüncü zorluk, Türkiye’nin jeopolitiğinden kaynaklanan fırsatlar kadar zorluklardır. IŞİD hareketinin oldukça uzun sayılabilecek sınır boyunda aktif olması ciddi bir sorundur.
Dördüncü zorluk, koalisyonun seçeceği müdahale yöntemi ne olursa olsun, mücadele uzun zaman alacaktır. Bu bağlamda Haziran 2015’te genel seçime gidecek Türkiye’nin dikkatleri dağılabilir.
Beşinci zorluk, Batılı müttefik ülke basınında Türkiye’nin IŞİD’e yardım ettiği tezinin sistematik bir biçimde ileri sürülmesi, hükümeti zorlamasıdır.
Altıncı zorluk, başta NATO olmak üzere Türkiye’nin uluslararası sorumlulukları onun manevra kabiliyetini sınırlayabilir.
Yedinci zorluk, koalisyonun IŞİD’e yher türlü hamlesi kendi sorunlarına çözüm üretmeye odaklanacağından Türkiye’nin sorunlarına farklı etki yapabilir. Özellikle de farklı ülkelerdeki Kürtlerle ilgili paradigmaları kökünden değiştirebilir.
Sekizinci zorluk, Türk ekonomisinin sektörel yapısı, özgürlük anlayışı IŞİD gibi “terör” yöntemleri kullanan örgütler karşısında bazı hassasiyetler arz etmektedir.
Dokuzuncu zorluk, IŞİD’in az sayıda da olsa “yerel” elemanlara ulaşma yeteneği bir zafiyet olarak görülebilir.
Gelişmeler, IŞİD’e karşı uluslararası bir koalisyonun kurulacağını gösteriyor. Türkiye koalisyonla işbirliğinden kaçınamaz ve bu ilişki ona bazı sorumluluklar yükleyecektir. Bu çerçevede Türkiye, koalisyonun yükleyeceği sorumlulukların yanı sıra yukarıdaki zorluklarla da baş edebileceği kendi strateji, organizasyon ve düzenlemelerini de yapmak zorundadır.