Suriye’de ateşkes gündeme oturunca Irak geri plana düştü. Oysa ülkede siyasi ve askeri kriz devam ediyor. Baharla birlikte Musul’a yapılacak operasyon, tartışmaları alevlendirdi.
Nitekim operasyon hazırlıklarında gözle görülür bir artış var. Merkezi hükümet Musul’un kuzeyine birlik kaydırırken, ABD’nin B-52 ağır bombardıman uçaklarını bölgeye göndereceği söyleniyor. Artan askeri ve diplomatik ziyaretler de operasyon iddiasını güçlendiriyor.
Bu çerçevede IŞİD de boş durmuyor. Operasyon tartışmaları alevlendikçe terör eylemlerinin temposunu ve sayısını artırıyor. Nitekim pazar günü yine çok sayıda sivilin öldüğü bombalı saldırıda bulundu. Önümüzdeki günlerde benzer saldırılarına devam etmesi muhtemel.
IŞİD, Irak ordusunu yıldırmayı, etnik ve mezhepsel ayrılıkları daha da derinleştirmeyi hedefliyor. Musul, savaşan taraflar için bir beka sorunu. Bağdat yönetimi şehri geri alacak olursa bu gelişme IŞİD için bir dönüm noktası olacaktır. Bu nedenle IŞİD, şehri elde tutmayı varlığını sürdürmenin temel koşulu olarak görüyor.
Irak’ta hükümet ve askeri yetkililer üst perdeden savaşa hazır olduklarını açıklamaya devam etseler de, Amerikan ordusunun ciddi tereddütleri olduğu açık. Özellikle askeri hazırlıklar ve harekâtın bütünlüğü konusunda Irak merkezi yönetimi kadar iyimser değiller. ABD ordusu, IŞİD harekâtını Suriye ve Irak’ı kapsayacak biçimde müşterek operasyon olarak ele alırken, Irak hükümeti “yerel ve ferdi” başarının peşinde.
Öte yandan, savaşın Musul’un sokak ve caddelerinde gerçekleşecek olması IŞİD’e büyük avantaj sağlarken, ABD ordusunu endişelendirdiği görülüyor. Özellikle çok sayıda sivilin hayatını kaybetme ve savaşın uzama ihtimalinin bulunması, yeni mülteci dalgası, kamuoyu baskısı ve Sünni Şii nefretinin derinleşmesi nedeniyle. Musul operasyonunun uzun sürmesi ve başarısızlığı halinde ise olumsuz sonuçları sadece Irak’ı değil, Suriye ve tüm bölgeyi etkileyecektir.
Irak ordusunun profesyonellikten uzak olması , “tek mezhepli” yapısını değiştirememesi büyük bir sorun. Operasyona Şii milisler ve Kürtlerin de katılacak olması Sünnilerle bu gruplar arasındaki kuşku, korku ve nefret duygularını pekiştirecektir.
İran’ın gittikçe artan rolü, Irak yönetiminin kendi başına hareket etme arzusu, ABD ve Kürtlerle ilişkileri olumsuz etkileyebilir. Irak yönetiminin böylesine karmaşık ve zaferin kolay olmadığı operasyonu askeri olarak sürdürse de siyasi sonuçlarını yönetmeyeceği açık. Önümüzdeki günlerde operasyonla birlikte ilginin aniden Suriye’den Irak’a kayması sürpriz olmayacaktır.