Obama, geçen eylül ayında ülkesinin El Kaide ile mücadelesinde Yemen’le işbirliğini başarı örneği olarak gösterdi. Arap Yarımadası’ndaki bu önemli ileri karakol, teknolojiye dayalı terörle mücadele stratejisinin önemli “test alanlarından” biriydi. İki ülkenin üst düzey siyasi ve askeri işbirliği sayesinde, İHA (insansız hava araçları) etkili ve yoğun bir şekilde kullanıldı. Öyle ki çoğu zaman ABD askerlerinin yerde operasyon yapmasına lüzum bile yoktu. Ne var ki Yemen’de başlayan siyasi istikrarsızlık ve iç savaş, Obama yönetiminin terörle mücadele fikrinin çok kırılgan olduğunu gösterdi.
Stratejinin öteki ayağı
ABD’nin “en az zayiatla” mücadele stratejisinin diğer ayağını bölgesel müttefikleri ön plana çıkaran yaklaşım oluşturacaktı. Bölge de askeri harekâtı gerektirecek bir durum ortaya çıktığında, ABD doğrudan müdahil olmayacaktı. Onun yerine, harekât için bölgedeki müttefiklerini cesaretlendirecek ve destekleyecekti.
Nitekim yeni stratejinin ilanının üzerinden bir yıl geçmeden ilk örneğini Arap Yarımadası’nda görmeye başladık. Suudi Arabistan, Yemen operasyonuna siyasi ve “askeri” olarak liderlik ediyor. ABD ise, siyasi, diplomatik, pasif askeri ve istihbarat kapasitesiyle destek veriyor. Harekâttan çıkarılacak derslerle gelecekte yapılacak olası müdahalelerin nasıl cereyan edeceğini göreceğiz.
Suudi deneyi
Medya’ya göre Suudi Arabistan’ın Yemen’e müdahalesi yeni bir safhaya gelmiş bulunuyor. Hava bombardımanları sürerken, az sayıda Suudi askeri Aden yakınlarında kıyıya çıktı. Söz konusu unsurlar, muhtemelen, denizden yapılacak bir yığınağın keşfi için bölgedeler. Nitekim Irak ve Suriye tecrübesi sadece havadan yapılan müdahalelerin siyasi ve askeri bir sonuç vermediğini gösterdi. Şimdi bu zafiyeti gidermenin yolları aranıyor.
Suudilerin Yemen’e askeri müdahalesi, basit bir ayaklanmanın bastırılmasından öte bir girişimdir. Arap Baharı ile başlayan farklı iç ve dış dinamiklerin sonucudur. Yeni kral, bu gelişmeleri fırsata çevirme çabalarını sürdürüyor. Ekonomik, sosyal ve siyasal gelişmelerin tehdit ettiği rejimin güvenliğine daha fazla yatırım yapıyor. Bir yandan da bölgesel dinamikleri kontrol edebilme adına, Irak, Suriye, Libya’da siyasi ve istihbarat alanlarında daha aktif hale geliyor. İran karşıtı cepheyi genişletiyor. Türkiye, Pakistan, Katar ve Mısır’la birlikte hareket ediyor. ABD’nin İran’la ilişkilerinde görülen değişimi dengeleme yolunda çaba sarf ediyor.
Askeri müdahale
Suudi Arabistan’ın Yemen müdahalesi, askeri yönüyle de dikkat çekici. Herkesin herkesle savaştığı bu cephede, sınırların nerede başladığı nerede bittiği henüz belli değil. Öyle ki sadece Sünniler Şiilere değil, bazı Sünniler öteki Sünnilere karşılar.
Suudi Arabistan, petrol dolarlarıyla tedarik ettiği pahalı savaş oyuncaklarının tek başına zafer sağlamadığını test edecek. Giriştiği savaş, asimetrik özelliğiyle, sürdürülmesi en zor, askeri zafer kazanılması ise bir o kadar çetrefilli bir tür. Üstelik uzun yıllar sürebilir ve oldukça da pahalıdır.
Yemen savaşı, Suudi Arabistan’ın bölgesel sorunlara cevap verebilecek ehliyetinin olup olmadığını test edecektir. Ölçü ise, ABD askerlerinin ayak basmasına lüzum kalmadan Yemen’de askeri bir zafer kazanıp kazanamayacağı olacaktır.