DOĞUM SONRASI SIFIR BEDEN OLMAK

21 Ağustos 2015

Yıllar evvel Ebru Şallı’yı hamilelikte altı kilo altı diye topa tutmuştuk. Hatta bir röportajında bolca kiviyle beslendiğini söyledi diye oğlunun adını ‘Kivican’ takmıştık.

Şimdilerde hepimiz Ebru’yuz! Ananascan’lar, Karpuz Naz’lar, Avokado Su’lar doğurmaya programlıyız!

Willma Elles, şu aralar doğum sonrası dümdüz karnıyla gündemde! Ceren Hindistan, ‘en taş anne’ olarak gazetelerde! Sadece ünlüler değil ev kadınlarının bile doğumu, çocuğu filan taktıkları yok! Dertleri; ‘Kilolar nasıl gidecek?’

Henüz evli olmayan bir arkadaşım şimdiden hamilelikte kaç kilo alacağını, sonra o kiloları nasıl vereceğini planlamış. Hayır, deli değiller, çevre baskısı yüzünden bunlar!

Hamileliğimde lahmacun ve Ayvalık tostuna merak sarmıştım. Toplamda 12 kilo alıp bunun altısını doğumdan üç gün sonra verdim.

Havuz problemi gibi… Bir düzine kilo alıp yarım düzinesini verip kalan yarısını sakladım. Kalan o yarım düzine bir sene terketmedi beni. Yedim. Çok yedim. Etraf kilo vermem gerektiğini söyledikçe daha çok yedim! Doğum yapan ünlüler inceldikçe bunalıma girip karbonhidrata bağladım.

Neredeyse anneannemin anneanne olduğu yaşta doğurmuşum! Evdeki canlı oyuncağa alışmaya çalışıyorum… Televizyonda,

Yazının Devamı

HAYDİ MODACILAR SOYUNMA KABİNİNE!

14 Ağustos 2015

Yılda 2 - 3 kez abiye kıyafete ihtiyacım oluyor. Her giydiği üzerine ‘cuk’ oturan taş kadınlardan değilim. Bazen göbek fırtlıyor, kimi zaman fermuar kapanmıyor.

Hâl böyle olunca giriyorum büyük mağazalardan birine, satış elemanına, “Bana şöyle kusur giderici, kalıbı kalıbıma uygun ve sade birkaç kıyafet gösterseniz” diyorum. İşe yarıyor! Genelde ilk giydiğimi alıp çıkıyorum. ..

Geçenlerde hep işin kolayına kaçıyorum, bu sefer Nişantaşı’ndaki minik butikleri ve 1 - 2 modacının atölyesini dolaşarak kıyafet alayım dedim. Bakın neler gördüm...

Yerli - yabancı markaların satıldığı minik butiklerde müşteriye ya aşırı ilgi ya da aşırı ilgisizlik var. İkisi de itici.

Çok beğendiğim genç modacı Özgür Masur’un fiyatları uçmuş. Harvey Nichols’ta indirimde 5 bin 300 TL’ye Elie Saab tuvalet satılırken Masur’un elbiseleri 8 bin TL’den başlıyor.

Türk modası adına sevindiricidir herhalde.

Yazının Devamı

NASIL GÖRÜMCE OLUNUR?

7 Ağustos 2015

Birkaç yıl önce kuafördeyim… İçeri bir anne - kız girdi. Yaşlı olan, “Topuz istiyorum ama kayınvalide saçı olmasın” diyor. Genç olan da “Arkadan atkuyruğu istiyorum ama ‘gelinin ablası saçı’ olmasın…” “Özel bir akşam mı” dedi kuaför… “Evet” diye cevap verdi genç olan “Akşam kız kardeşimin sözü var.”

Arkadaşıma soruyorum “Akşama saçımı nasıl yaptırayım” diye… Cevap, “Toplat ama ‘görümce saçı’ olmasın.” Demek şu aralar racon, evlilik, nişan ve söz törenlerinde kimliği inkar etmek… En azından saç tarama şeklinde.

Oysa siz bu satırları okurken ben kuaförde görümceliğe adım atmaya hazırlanıyorum. Ne var ki görümceliğim sadece kayıtta!

Bundan 10 yıl filan önceydi; bir yılbaşı gecesi herkes ayrı bir yere dağılacak, evde hazırlık halindeyiz… Kardeşim ve bu akşam resmen eşi olacak olan Deniz, flörtün başındalar. Tam evden çıkarken yakaladım. Reha’ya (kardeşim) “Yılbaşı gecesi mavi gömlek giyilmez canım, hemen değiştir” dedim. Nasıl olduysa dediğimi yapacağı tuttu!

‘Herkesin zevki kendine’

Ne var ki arkasından annemden işitmediğim azar kalmadı. Yanında kız arkadaşı varken ben ne karışıyormuşum! O yıllardan bugüne hiçbir şey değişmedi.

Anneme soruyorum, “Reha’nın smokini alındı mı?” Cevap, “Aldılar

Yazının Devamı

YENİ EBEVEYN TRENDİ!

31 Temmuz 2015

Mehmet Ali Erbil’in eski eşleri ve çocuklarıyla kocaman aile toplantılarına alışmıştık. Kaya Çilingiroğlu’nunsa tarzı farklı... Çocukların ikisi de yanında ama eski eşler sırayla katılıyor gruba...

Ahu - Cem, Ece - Serkan ve Yeşim - Hakan çiftleri, 2015 plajlarına damga vurdular. Denizdeki görüntüler karşısında ağlamamak için kendimi zor tutuyorum...

Haliyle duygulanıyor insan böyle fedakarlıklar karşısında. İlişkinin bu şekli daha mı keyifli acaba?

Kendimden biliyorum, çocuklu evin gürültüsü, telaşı çok. Haliyle eşler birbirine karşı kibarlıktan kırılmıyor. Bizde durum şöyle:

-Çakmağı niye orada bıraktın Deniz!

-Kapıyı kapatırken dikkat et.

-Yine neyi unuttun Neslihan?

Yazının Devamı

BODRUM - ÇEŞME’DEN SIKILANLARA CUNDA

24 Temmuz 2015

Cunda’daki Uno restorandayız. Zehra Çilin- giroğlu yan masamızda. Bütün gözler onda!

Yanındaki delikanlı muhtemelen; 1 - Erkek arkadaşı 2 - Yeni flörte başladığı genç 3 - Zehra’yı tavlamaya çalışan çocuk...

Bizim masadakiler çocuğu hiç beğenmedi... “Bize ne oluyorsa?” dedim. “Olur mu” dedi içimizden biri, “Zehra elimize doğdu sayılır.” Çok haklı! Zehra’nın doğduğu günü çoğumuz hatırlarız. Biz yaşlanırken o büyüdü, şimdiyse çok güzel bir genç kız.

Kimseleri ona layık görmeyişimiz normal!

Rakı - balık, deniz, güneş, bohem, salaş ve kalite bir arada Cunda’da. Süper bir gezgin değilim ama iyi bir gözlemci sayılırım ve kaliteden anladığım söylenir. İşte benim gözümle kısa bir tur:

Nasıl gidilir?

Anadolujet ve BoraJet’in direkt seferleri var.

Nerede kalınır?

Yazının Devamı

SIRA KİMDE?

17 Temmuz 2015

Fanatik bir yapım var. Yarışmada, dizide bile… Tutacağım biri yoksa izlemeyi bırakırım, o derece…

Şu meşhur boşanma olayında da Bade İşçil’in tarafında olmak istiyorum. Ama kafamda bir sürü soru işareti var. Kendisini tanımıyorum. Onunla ilgili geçmişte hatırladığım tek olay; Mahsun Kırmızıgül’den ayrılıp sosyetik playboy Emre Kütük’le beraber olmaya başladığında ‘lahmacundan suşiye geçişine’ dair açıklamaları...

Kocasına dair anlattıklarının iftira olacağına inanmak istemiyorum. Öte yandan niye ‘şiddetli geçimsizlik’ deyip çıkmadı işin içinden diye düşünüyorum. Kimileri, “Para almak için avukat taktiğidir bunlar” diyor.

Evde çalışan kadının istifa mektubuna inanasım yok. Kapı - pencere silmeyi bırakırken dilekçe mi yazar insan?

Bade İşçil’in bir ay önce tekneden paylaşılmış fotoğraflarını hatırlıyorum. Mutlu ve keyifli bir kadın vardı o paylaşımlarda…

Kayınbirader konuştu

Tabii bu tür sıra dışı ilişkilerde, hele de söylendiği gibi ortada öfke nöbetleri varsa; bazen her şey harika gidiyor, bir süre sonra tersine dönüyor.

Ayrıca insanlar zaman zaman yaşadıkları girdapları örtmek için de sosyal medyayı kullanıyor.

Yazının Devamı

İKİ YAŞINDA HAYDİ YATILI OKULA!

10 Temmuz 2015

Oğlumun gürültüsünden zor yazı yazıyorum. İki yaşında adam oldu hâlâ evde, dibimizde! Gönderemedik ki Londra’da yatılı okula kendisini!
Yakın bir arkadaşım şu an hastanede Özde’yi dünyaya getiriyor. Geçen gün “10 yıl aradan sonra ikinci çocuk zor gelecek” dedi. “Canım göz açıp kapayıncaya kadar Londra’ya gitme zamanı gelir” dedik biz de...
Şu aralar bütün annelerin dilinde aynı muhabbet! Bu yatılı okul işini sevdik sanki! Hele emzirmekten filan bahsedilince herkes aynı anda “Bade İşçil’in kocası duymasın!” diyor. Ayşe Kucuroğlu eski bir röportajında, “Günde 80 tırnak kesiyorum” demişti. O zamanlar dört çocuğu vardı, şimdi tırnak sayısı 100’e çıktı. Uğraşılır mı? Göndersin hepsini yatılı, ayrı ayrı ülkelere hem de… Dünyada yer mi yok?
Eskiden ‘Aile erkeği’ tanımlamasına gülerdim... Şimdi anlıyorum. Bu konuda daha önce de yazdım, çocuk zaman zaman evliliği yıpratan bir varlık… Hele de çok güzel ve ünlü kadınlarla evlenmiş adamların çoğu, hep o en başta aşık oldukları kadınlarla yaşamak istiyorlar… Beli 55 santimken evlendiği çıtır kızın şiş bacaklarını ve süt dolmuş göğüslerini görmekten hoşlanmıyorlar.
Kabul edelim, çocuk en fiyakalı anneyi bile bir süreliğine

Yazının Devamı

Boşanma sonrası

3 Temmuz 2015

Geçenlerde kitap alışverişi sonrası kahve eşliğinde aldığım kitapları karıştırıyorum. Çok samimi olmadığım bir arkadaşımın annesine rastladım.

Beni tanıdı, yanıma oturdu, 10 dakikada soru üstüne soru cevapladım. Baktım gözü sürekli masadaki bir şeye takılıyor. ‘Boşanma Sonrası Doğru Kişiyi Bulmak’ adında bir kitap almıştım, ona odaklanmış!

Bu tür kitaplar yazarlar için besin kaynağı. Birilerinin açığı, mutsuzluğu da bazılarının besin kaynağı tabii! Gün geçmiyor ki yeni bir boşanma haberi almayalım. Bakın en son Ece Erken ve Bade İşçil’in evliliklerindeki sallantı gündemde. Boşanmalara değil evli kalanlara şaşırıyor “Onları ne bağlıyor acaba?” diye düşünüyoruz, o derece!

Sadece ünlüler dünyasıyla da sınırlı değil durum! Ufacık sorunda “Haydi eyvallah!” diyenler olduğu gibi “Ne pahasına olursa olsun bu evlilik bitmeyecek” direnişinde olanlar da var.

Ama ikincisi artık biraz daha az sanki… Özellikle kadının ayaklarının üzerinde durduğu batı kesimde…

Tanıştığım bir aile terapisti “Boşanmak için gelen danışanlarıma önce eşinin başkasıyla evlenmesine hazır mısın?” diye soruyorum dedi. “Çocuksuz çiftler buna hazır ama çocuğu olanlar eşlerinin bir daha evlenmeyeceğine dair bir beklenti içi

Yazının Devamı