Baştan söyleyeyim; ben bir sigara savaşçısıyım. Hayatında tek sigara bile yakmamış biriyim.
Kapalı alanlarda sigara içme yasağı, AK Parti hükümetinin yaptığı en güzel icraattır.
Bunu her fırsatta söyledim, yazdım.
***
Kim ne derse desin, kapalı alanda sigara içme yasağına yeterince uyulmuyor.
Pek çok restoranda, eğlence merkezinde insanlar fosur fosur sigara içiyor.
Hem de “Sigara içilmez” uyarı levhasının altında... Dalga geçer gibi!
***
Son günlerde kapalı alanda sigara içme denetimlerinin, usulüne uygun olmadan devam ettiğini öğrendim.
Beni bu düşünceye götüren olayları anlatayım:
***
Güzelbahçe Kaymakamı, ilçedeki restoran sahiplerini, eğlence merkezlerinin işletmecilerini, esnafı toplar, terörle ilgili brifing verir.
Der ki: “Arkadaşlar, mekanına giren insanları iyi gözlemleyin.
Canlı bomba olabileceğini düşünün.
Bu tür eylem yapacak kişiler, aceleci ve telaş içindedirler.
Tek başlarına, kararsız bakışlarla düşünürken de görebilirsiniz onları.
İşyerinize hızla biri girerse, canlı bomba olacağını varsayın, önlem alın.”
***
Bu açıklamalardan sonra Güzelbahçe’de pek çok işletme, sırf müşterileri karşılamak, doğru müşteri mi, yoksa kötü niyetli mi anlayabilmesi için bir görevli dikti kapının önüne...
Günlerden bir gün...
Balık Hali’nin arkasındaki balıkçı lokantalarına yıldırım hızıyla birileri girer.
O restoranlardan birinin sahibi ve çalışanları, yerlerinden fırlayıp adamı durdurur.
İçeriye giren şahıs, kimlik mimlik göstermeden, “Sigara içiliyor mu, onu denetlemeye geldim” der.
Mekanda bir müşteriyi, sigara içerken görür.
Yazar cezayı... Müşteriye 105 lira...
İşyerine 1600 lira...
***
İşyeri sahibi der ki:
“Kardeşim, ben senin denetçi olduğunu nereden bileyim?
Kartını göstermeden mekanıma nasıl girersin? Seni yaka paça dışarı atsak, devlet memuruna mukavemetten ceza yerdik.
Denetçi olduğunu söylesen, kartını göstersen seni hiç kimse durdurmaz.
Ya sen bir canlı bomba olsaydın, bunun hesabını ben nasıl verirdim?”
***
İl Sağlık Müdürlüğü görevlisinden çıt çıkmaz.
Olay karakolluk olur.
İşyeri sahibi, bir sonuç alamayacağını bile bile şikayetçi olur denetçiden.
Maksat, bir ders vermektir.
***
Aradan üç gün geçer.
Saat 10.00’da Sağlık Müdürlüğü’nün arabası aynı işyerinin önündedir.
Araçtan denetçi ekip iner.
Fakat işyeri, saat 11.00’de açılmaktadır.
Restoran çalışanları, görevlileri makaraya alır:
“Erken geldiniz! Mekan daha açılmadı!”
***
Sigara içilip içilmediğini denetlemeye geldiklerini söyleyen ekip, patronun işyerini açmasını bekler.
Patron gelir, mekan açılır; ekip içeriye dalar!
Trajikomik bir olay ama gerçek.
İçeride tek müşteri bile yokken sigara kontrolü yapamayacaklarına göre...
Çevir kazı yanmasın misali...
“Kül tablası var mı, ona bakacağız” der görevli denetçiler...
***
Şimdi eğri oturalım, doğru konuşalım.
Bu denetlemeyi layıkıyla yapılmadığı halde... Neden Güzelbahçe esnafına baskı uygulanıyor?
Kurala uyulacaksa...
Sadece Güzelbahçe’deki restoranlarda değil...
Alsancak’ta, Güzelyalı’daki mekanlarda da uyulmalı.
Bazı yerlerde laf olsun diye denetleme yap!
Bazılarını baskı altına alacak şekilde!
Bunun adı, denetleme adı altında yıldırma hareketidir.
Yapmayın, etmeyin beyler!
Siyasete alet olmayın.