Daha bir hafta geçmedi aradan. Karaburun’da 3.500 dekar araziye kurulması planlanan taşocağıyla ilgili yargının hem ruhsatı hem de “ÇED raporu gerekli değildir” kararını iptal etmesine ne çok sevinmiştik.
Karaburun’dan yükselen çığlıklar, bu kez Seferihisar’dan, organik tarımın merkezi Orhanlı Vadisi’nden geldi.
Türkiye’nin ilk Sakin Şehir’i Seferihisar’dan ne istiyorsunuz beyler!
Önce, Sığacık Körfezi’ne orkinos çiftliği kurulmasına izin verip o güzel denizi fosseptike çevirmeye niyetlendiniz.
Sonra...
Orhanlı’da taşocağı açma girişiminde bulunarak, yıllardır mutlulukla, büyük bir coşkuyla organik tarım yapan Orhanlılı üreticinin huzurunu bozdunuz.
Oysa Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer’in bir hayali vardı, ilçesini “Sakin Şehir” yaparken...
Burasını dünyanın en sağlıklı zeytinyağının üretildiği merkez haline getirmek istiyordu.
Fakat bu idealist yaklaşım ‘taş’landı.
Orhanlı’nın ayrıcalıklı köyün ürünlerini toza bulamaya, kalitesini, değerini düşürmeye kalkıştılar.
Böyle bir şeye, rantseverler dışında kim izin verir ki...
***
Erkence zeytinini bilir misiniz?
Hurma denilen zeytin var ya... İşte o zeytinin ağacıdır Erkence...
Özel bir bakıma, hatta sulamaya ihtiyaç duymaz.
Tamamen doğal ortamda yetişir. Zeytini de yağı da olağanüstü güzeldir.
***
O bölgede aklınıza gelebilecek her türlü sebze meyve yetişiyor.
Hele bir şevketibostanı var ki, tadına doyum olmaz.
Festival festivali düzenlenir o köyde...
Endemik bitki çeşidini saymakla bitiremezsiniz.
Mesela 15 tür orkide, o doğal ortamda boy salar, mis gibi kokar.
***
İşte böylesine cennet bir ortamı katletmeye çalışıyorlar.
Doğa ve çevre davalarından tanıdığımız avukat Şehrazat Mercan’ı dinleyelim:
“3573 Sayılı Zeytincilik Kanunu ve Yönetmeliği, zeytinlere 3 kilometre mesafede, toz ve duman çıkaran, kimyevi atık bırakan tesislerin yapılmasını yasaklıyor.
Hal böyleyken, taşocağı tesisiyle ilgili başvuru aşamasında böyle bir talebin reddedilmesi gerekirdi.
Köylülerimiz adına başvurumuzu yaptık, o maddeyi hatırlattık.
Şu bir gerçek ki... Orhanlı ve Kuyucak köyleri, eğer oraya taşocağı yapılırsa, bu işten çok zarar görecek. 238 dönüm zeytinliğin ortasında taşocağının ne işi olabilir ki?”
***
Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, halkın toprağına, zeytinine sahip çıkmaya devam edeceklerini söyledi.
“Gücümüz karşısında hiç kimse duramaz” dedi.
***
Bu arada, İzmir Barosu da Orhanlı’daki taşocağı tartışmasında topa girdi.
Baro Başkanı Aydın Özcan, zeytinlik alanlarda yürütülecek faaliyetlere ilişkin düzenlemeleri hatırlattı.
“Valilik, taşocağı çalışmalarını kolaylaştırma amacından önce, zeytinlikleri koruma amacı gütmeliydi” dedi. Şu sözleri de gerçekten takdire şayan:
“Kentimizi ilgilendiren tüm konularda elini taşın altına koymaktan çekinmeyen İzmir Barosu, çevre katliamı girişimine de sessiz kalmayacaktır.”
Başkan Soyer haklı.
Bu güç karşısında kim direnebilir ki?
***
Nitekim de direnç kırıldı.
İzmir Valiliği, DSİ’nin bölgede yapmayı planladığı sulama barajı için 2011’de verdiği “ÇED gerekli değildir” kararını iptal etti.
Ancak “Yeni ÇED süreci devam ediyor” dendi. Şehrazat Mercan, şimdi devam eden ÇED sürecinin iptalinin peşinde. Bu inanç ve direnç varken, sanırım o da iptal olacak.