İzmir Büyükşehir Belediyesi, engelli vatandaşların hayatın içinde olması için olağanüstü gayret gösteriyor.
Engelli otobüsleri, onların erişebilirliğini artırıcı yatırımları, sosyal hayata katılmalarını sağlayan projeleriyle diğer belediyelere fark atıyor.
Engelsİzmir, bu çalışmaların çatısını oluşturuyor.
2013 yılında yapılan Uluslararası Engelsİzmir Kongresi’nin teması, engellinin kentsel sorunları ve çözümleriydi.
Binaların, kaldırımların standartları tartışıldı.
Sonuçta, kamu kurum ve kuruluşlarının, işletmelerin, kaldırımların uluslararası engelli standartlarına kavuşturulması kararlaştırıldı.
Yollar, istasyonlar, iskelelerde engelliler için sarı yollar açıldı.
Kurum ve kuruluşlar, engellilerin hizmete kolayca ulaşabileceği hale getirildi.
Özetle kırmızı bayrak dönemi başlatıldı.
Bugün İzmir’de 45 kurum ve metro, vapur gibi araçlarda “Kırmızı Bayrak” dalgalanıyor.
Engelsİzmir yönetimi, kırmızı bayraklı kurumları belli aralıklarla denetleyecek mekanizmayı da hayata geçiriyor.
Geçen yıl, Engelsİzmir Kongresi’nin ikincisi yapıldı.
Bu sefer ana tema, farkındalık oluşturmaktı.
Engellilerin sanata, sosyal hayata katılmalarını sağlayacak adımlar atıldı, politikalar üretildi.
Nitekim Büyükşehir’in açtığı “Farkındalık Merkezi”nde, 3 bine yakın öğrenciye, engellilerin ne gibi zorluklarla yaşadıklarına ve onların hayatını kolaylaştıracak adımlara dair eğitimler veriyor.
Bu merkez, Türkiye’de bir ilk.
Dünyada ise birkaç tane var.
Engelliler, 2. Engelsİzmir Kongresi’nin ardından sosyal hayatın içinde daha çok yer almaya başladılar.
2018 yılının 1-3 Kasım tarihleri arasında İzmir’de 3. Engelsİzmir Kongresi gerçekleştirilecek.
Kongre Yürütme Kurulu’nun başında, tabii ki öncekilerde olduğu gibi yine Doç. Dr. Levent Köstem var.
Bu kez tema, engellilerin istihdamı olacak.
Levent Köstem, ilk iki kongrede elde edilen sonuçların ardından engelli istihdamı sorununu da çözmek için yola çıktıklarını anlattı.
Gerisini, Köstem’den dinleyelim:
“Pek çok Avrupa ülkesinde engellilere büyük hizmetler veren platformlar var. Hepsiyle dirsek teması halindeyiz.
Üçüncü kongrenin ardından bir merkez açacağız.
Orada, çoğunlukla engellilerin çalıştığı üretim alanları oluşturacağız.
Almanya’da bunun pek çok örneği var.
Mesela 1500 dönümlük bir arazide küçükbaş, büyükbaş hayvancılık yapılacak.
Enerji üretimi, seracılık, bitki yetiştirme, satış gibi iş alanlarını çoğaltacağız.
Engellilerin çalışacağı bir çamaşırhane açabiliriz.
Engelliler, engellerinin dozuna göre, bu işlerde çalışacak.
Buralarda normal insanlar da çalışacak. Böyle bir konsept oluşturacağız.
‘Al şu 600 lira engelli maaşını, otur evinde’ dönemini bitireceğiz.
Bu merkez de Türkiye’de bir ilk olacak.
Olayın bir de devlet ayağı var.
Mesela devlet, işverene belli sayıda engelli çalıştırma mecburiyeti getirdi.
Fakat işveren, ‘Benim işyerim, engelli çalıştırmaya müsait değil’ diyor.
Gerçekten müsait değilse, Avrupa’da o şirket, engellilerden hizmet alımı yapmakla zorunlu kılınıyor.
Türkiye’de de böyle bir yasa yok.
Benzer bir yasa çıkarılırsa, engelli istihdamı daha da iyi düzeye gelir.”
HHH
Engelli dostu İzmir’in engelli dostu Başkanı Aziz Kocaoğlu’na...
Hayatını engellilere adamış, bu uğurda çok emekler vermiş Doç. Dr. Levent Köstem’e...
Bu konuda hiçbir fedakarlığı esirgemeyen İzmirli kurum ve kuruluşlara...
Engelliler adına teşekkür borçluyuz.