Bundan 10 yıl öncesine kadar Karaburun, kendi halinde bir hayat sürüyordu.
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nün açılmasıyla birlikte ufak ufak parsellemeye başladılar yarımadayı...
Hele hele o yol projesine başlandı, biraz mesafe kat edildi ya... Rantçılar, talancılar akın akın geldiler.
Çevresel anlamda ne kadar zararlı yatırım varsa, yarımadaya yağmaya başladı!
Taşocakları, rüzgar enerjisi santralları derken, bölge halkı şimdi de balık çiftlikleriyle boğuşuyor.
Malum, Ege Marin şirketi, Küçükbahçe’nin akvaryum gibi koyuna balık çiftlikleri kurmak istiyor.
Bölge halkı da “Buraya değil, açıklara kurun” diyor.
Firma; vatandaşlar, Karaburun Belediye Başkanı Serdar Yasa ve Mordoğan Belediye Başkanı Ahmet Çakır’ın dışında hiçbir engelle karşılaşmıyorlar.
İstedikleri her izni, hiç zorlanmadan alıyorlar.
Eeskiden 500 ton kapasitenin üstüne ÇED raporu istenirdi, bugün bu rakam 950 tona çıkarıldı.
İyi de... Hiç olmazsa “Sahile 0.6 deniz mili uzakta olmalı” kuralını çiğnemeyin.
0.6 deniz mili, 1110 metre yapar. Ege Marin’in kuracağı balık çiftliklerinin kıyıya uzaklığı, 450 metre...
Başkanlar Serdar Yasa ve Ahmet Çakır, köylülerle bir olup, Yunan şirketinin Ambarseki-Saip koylarına yapmak istediği balık çiftliklerinin bilgilendirme toplantısını yaptırmadıkları gibi, Ege Marin’in bilgilendirme toplantısına da izin vermedi.
“Bize anlatacakları yasal bir şey yok ki... Bu bir gaz alma toplantısıdır” diyor Serdar Yasa...
Bu arada Başkan Yasa, ciddi bir öneri getiriyor:
“Nasıl ki organize sanayi bölgeleri var; gerekli altyapı hazırlanır, etütleri yapılır, sonra fabrikalar kurulur. Burada da balık organize sanayi bölgesi kurulsun. Ama koya değil, akıntısı olan bir yere... Kıyıdan yasayla belirlenen ölçülerde uzakta olsun. Öyle bir yere istedikleri kadar balık çiftliği kursunlar. Buna hiç itirazımız yok. Yeter ki bakanlık, kendi koyduğu kuralları çiğnetmesin.”
Bölgede lisans almış, 48 şirket bulunuyor. Bunların 33’ü faaliyette. Levrekçiler, orkinosçular, çipuracılar...
Toplayın hepsini bir yere, olsun size balık organize sanayi...
Serdar Başkan’ın önerisi, elbette firmalardan destek görmüyor, göremez de...
Çünkü onlar, hem şoför arkası hem cam kenarı hem 25 kuruş olsun istiyor!
İstediklerini de gözümüzün içine baka baka yapıyorlar.
Adamlar daha ÇED raporu almadan dubaları yerleştirmişler bile...
Bu cesareti onlara mutfaktaki birilerinden başka kim verebilir?
Karaburunlular, bir de şu iddiada bulunuyor:
“Eğriliman önlerindeki yoğun balık çiftlikleri yüzünden o alanlarda oksijen tükendi. Bu da üretimi düşürüyor. Yani Eğriliman kirlendi, bitti. Yeni kurban olarak Küçükbahçe’yi seçtiler.”
Hiç de haksız değiller.
Çevre yolu ile birlikte çevre sorunları yaratacağı açıkça bilinen yatırımlar, birlikte ilerliyor.
Denizini, çevresini korumak isteyenlerin isyan çığlıkları yükseliyor.
Fakat balık çiftliği firmaları da sessiz ve derinden (kıyıdan desek daha doğru) gidiyor.