Sanılanın aksine uçak kazalarında yolcuların büyük bölümü hayatta kalır. Fakat hayatta kalabilmek için mutlaka birkaç basit kuralı da bilmek gerekir
7 Temmuz’da San Francisco Havalimanı’na inerken piste çarpan uçakta bulunan 307 yolcudan 2’si ölmüştü.
Hoşlanmasam da uçağa binmek zorunda kalıyorum. Özellikle de inişte kulaklarım rahatsız oluyor ve kuru havası yüzünden de mumya gibi kuruyorum. Hava şartlarının uçaklara etkisini bildiğim için türbülansa yanlışlıkla “hava boşluğu” falan deyip korkmam ama “acaba hangi koltuk daha güvenlidir?” diye düşündüğüm çok olmuştur.
7 Temmuz 2013’te San Francisco Havalimanı’nda iniş sırasında piste çarpan 307 kişinin bulunduğu Asiana Havayolları yolcu uçağının kazasında
2 kişi öldü. Benzer şekilde, ABD Ulusal Ulaşım Güvenlik Kurulu’nun (NTSB) kayıtlarına göre uçak kazalarında yolcuların yüzde 95’inden fazlası hayatta kalmakta. Bu gerçeğe rağmen bazıları uçaktan aşırı korkmakta, bazıları ise uçakta verilen güvenlik brifingini “kazada nasılsa hayatta kalmam” düşüncesiyle dinlememekte. Uçak kazası olması düşük, canlı kurtulmak ise büyük bir ihtimal olsa da uçak kazalarından canlı çıkabilmek için aşağıdaki kuralları bilmeniz ve
Artvin, deniz seviyesinden yükseldikçe doğanın el değmemiş gizli güzellikleriyle insanı hayrete düşürüp heyecanlandıran bir yer. Yaz ve kış, turizmde de alternatifsiz
Biz Artvinliyiz Türküsü”nde dendiği gibi Arhavi’de başlayıp, Hopa’da dağları aşıp, Borçka, Çoruh boyunca yola devam ettiğinizde birbiri ardına sıralanmış dumanlı dağları, balta girmemiş ormanları, ağaçkakan sesleri, keskin kişniş kokuları, şelaleleri, kara gölleri ve yeşil yaylalarıyla karşılaşırsınız. Artvin’in zengin doğası, otantik mimarisi ve mutfak kültürü insana ilaç gibi geliyor.
Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi’nden Doç. Dr. Temel Göktürk’ün yürütücülüğünü yaptığı “TÜBİTAK İklim Değişimi Temelli Doğa Eğitimi” projesine katkıda bulunmak için Artvin’e, ilk defa gittim. Söylendiği gibi misafirperver ve şakacı insanlarının özü ve sözü sevgi dolu!
Dağlarında kürtük, kar sisi ve sesi de var
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Aydın Tüfekçioğlu’nun bize özetlediği Artvin’in zengin iklim ve bitki örtüsünü burada anlatmam mümkün değil ama tüm Türkiye’de 81 ilin sahip olduğu fauna ve flora zenginliğinin yüzde 15’i tek başına Artvin’de! Örneğin, Avrasya’da en büyük doğal ormanları barındıran Camili
Havaların ısınmasıyla birlikte denizlere akın ediliyor ama boğulma vakaları da tavan yapıyor! Sıcak havalardan bunalanlara hafta sonu gidilecek çok güzel bir önerim var
İnanılmaz ama İstanbulluların da hafta sonunda gidip görebileceği yağmur ormanları ya da su içine batmış ormanlar, yani longozlar var. Kuşların göç yolu üzerinde birer kuş cenneti olan bu doğa harikalarının içinde su menekşesi, göl lalesi gibi ender türler yaşamakta. Bütün bu türleri çok serin ve doğal bir ortamda kendi gözlerinizle çok yakından görebilirsiniz.
Longoz, derelerin getirdiği kumların birikerek deniz kıyısında set oluşturmasıyla akarsuyun biriktiği yerde oluşan bir özel ekosistemdir. Bu sucul ormanlar yağmur ormanları gibi gürdür. Dünyada longoz ormanları, nadir rastlanan ekosistemlerdir. Bu nedenle ülkemizin nadir doğal ortamlarından biri de Sakarya’da Karadeniz kıyısında denizle birleşen kıyı sulak alanlarının hemen arkasında oluşan Acarlar (Sakarya) Subasar longoz ormanlarıdır. Ayrıca Türkiye’de İğneada (Kırklareli) ve Sarıkum’daki (Sinop) longoz ormanlarının yanı sıra Kızılırmak Deltası’nda da (Samsun) longoz niteliğine sahip ormanların çok küçük kalıntıları kalmış.
Karadeniz
Okulların tatil olmasıyla birlikte boğulan gençlerle ilgili üzücü haberler geliyor. Bu olaylarının en büyük nedeni sığ sudan derin suya doğru hareket eden “çeken akıntı”. Aslında kuralını bilen akıntıdan kurtulur
Okulların tatil olması ve havaların ısınmasıyla beraber serinlemek için denize girip boğulan gençlere ait üzücü haberler geliyor. Aslında kuralını bilen akıntıdan kurtulur.
Yaz ayları çocuk ve gençler için en tehlikeli dönemdir. Ülkemizde bu dönemdeki tehlikelerin başında boğulma gelmekte. Özellikle düşük ve orta gelirliler, yaz aylarında günübirlik olarak hem piknik, hem de yüzmek için herhangi bir önlem alınmamış, kontrolsüz ve ücretsiz alanları tercih ediyor. Denizin yapısı, “çeken akıntı” ve güvenli yüzme kurallarını bilmemek de kontrol edilemeyen çocuklar ve gençler için ölümcül oluyor.
Maalesef İstanbul İl Jandarma Komutanlığı’nın sorumluluk bölgesinde her yıl 33 boğulma vakasına, “çeken akıntı”lar neden oluyor. Diğer bir deyişle,
sığ sudan derin suya doğru hareket eden ve “çeken akıntı” olarak bilinen kuvvetli akıntı çok sayıdaki denizde boğulma ve kaybolmanın nedeni. “Çeken akıntı” en çok İstanbul’da Çatalca, Arnavutköy, Eyüp, Sarıyer, Beykoz, Şile
“Tencere tava havası”yla ilgili en çok merak edilenler; “Biber gazının kurda, kuşa, insana ve havaya etkisi nedir?”, “Biber gazının günlük hava durumuna etkisi var mıdır?”, “Biber gazı ne kadar havada kalır?”... “Özgürce alınan bir hava ve içilen bir yudum su” ile ilgili yazmamı isteyenler de var
Gezi Parkı direnişi, Taksim Meydanı ve çevresindeki olaylarda her biber gazı kullanıldığında bana gelen soru: “Bu gaz atmosfere ve ozon tabakasına zarar verir mi?”
Bilim insanı olarak sorun çözmeye odaklıyım. Atmosfer bilimcisi olmamın yanı sıra, bir Afet ve Acil Durum Yönetimi uzmanı olarak yaşadığımız krizin nasıl çözülmesi gerektiğine yönelik çok düşündüm ve yazdım. Ama eski köye yeni âdet getirmek çok zor ve herkes ezberinde ne varsa onunla yetinmeyi tercih ediyor. Sonuçta, biberli hava durumu hakkındaki sorulara cevap vereceğim:
“Biber gazının günlük hava durumuna etkisini yazın.” “Biber gazının havaya ve insana etkisi, rüzgarın rolü nedir?” “Yağmur, biber gazının etkisini artırır mı?” “Bu ekosistemde gazdan etkilenen kurdu kuşu yazın.” “Biber gazının aşırı kullanımının atmosfere ve ozon tabakasına etkisi ne?” “Gazlı dumanlı, ara ara sağanak geçişli havayı yazın.”
Pek bilinmez ama Hazreti Mevlana’nın “Tokat’a gitmek gerek çünkü Tokat’ta iklim ve insanlar mutedil” diye iltifat ettiği, Anadolu’da çok güzel bir huzur şehrimizdir Tokat
Anadolu’nun en güzel Mevlevihane’si Tokat’ta.
Türklerin Anadolu’ya gelişinden itibaren 900 yıllık mimari adına ortaya koyulan bütün çabaların bir çırpıda görülebileceği tek şehirdir Tokat. Türklerin Anadolu’ya gelişinden önce de önemli bir merkezdir Tokat. Pontus krallarının yazlık saraylarının bulunduğu, Roma Kral Yolları üzerinde, Bizans döneminde bölgenin dini merkezi olan bir şehirdir.
Danişmentliler döneminde beyliğin merkezi. Karadeniz sahillerine, Orta Anadolu’ya ve batıya yapılan seferlerin yönetildiği kenttir. Selçuklunun altı, Osmanlının 10 önemli şehrinden biridir Tokat.
Selçuklu tahtına çıkan şehzadelerinin çoğunun yöneticilik yaptığı, 14’üncü yüzyılda, yalnızca bir yüzyılda Selçuklular, İlhanlılar, Ertana Beyliği, Kadı Burhaneddin ve Osmanlı Devleti olmak üzere beş ayrı yönetim gören; 15’inci yüzyılda Timur ve Uzun Hasan’ı saymazsak biraz soluklanan ve eyalet merkezi olan bir şehirdir Tokat.
16’ncı yüzyılda Anadolu’nun en yoğun ekonomik faaliyetlerinin olduğu, bu ekonomik
NASA, 10 soruluk bir iklim değişikliği testini internet sayfasına koymuş. Hodri meydan! Bu konudaki bilginizi ölçmek isterseniz sorular şöyle...
1-Dünyada rekor kıran en sıcak yılların kayıtları son ....... boyunca yapılmıştır.
a. 100 yıl b. 50 yıl c. 10 yıl
2- Dünya üzerindeki hiçbir yer bugün 100 yıl öncesinden daha soğuk değildir.
a. Doğru
b. Yanlış
Gözle görünmez ama sallanan otlarla, titreyen ağaçlarla, savrulan bulutlarla, köpüren dalgalarla ve köşelerde ıslık çalmasıyla onu fark ederiz. Yani sakin olunca ismi “hava” olan şeffaf ve renksiz gaza, yatay hareket edince “rüzgar” deriz
İstanbul’da rüzgar denince, Atatürk Havalimanı’ndaki
06-24 adlı ve “sabıkalı” olduğu söylenen pistten çıkan uçaklar, Olimpiyat Stadı, Fatih ve Boğaziçi köprülerinde titreyen sürücüler ile birlikte iptal edilen deniz ulaşımı ve soba zehirlenmesi akla gelir. Ama üçüncü havalimanının etrafta dolaşan plan taslaklarındaki pistlerin güney-kuzey ve batı-doğu yönüne doğru uzatıldığına bakınca bazılarının rüzgarlardan hiç haberdar olmadığını görüyoruz. Fırtınalı günlerde herkes gibi onlar da gücü karşısında mecburen eğilip rüzgara selam durmak zorunda kalacak ama...
Poyraz ve lodos, erkek adı almış rüzgarlardır. İstanbul’da Saba, Meltem gibi kadın adı taşıyan rüzgarların esamesi bile okunmaz. Sadece lodos ve poyraz bu şehirde rüzgar ekip fırtına biçer! Yani, “İstanbul’da rüzgar” denince şehirdeki hava şartlarını belirleyen lodos ve poyrazın mücadelesi akla gelir. Genel olarak İstanbul için hakim rüzgar poyraz yani kuzeydoğudan esen rüzgardır.