Silikon Vadisi’nin önde gelen aktörlerinin 120 yaşına dek yaşama adına gençleşme çalışmalarına para akıttığına dair yayımlanan haberlerde 16-25 yaş arasındaki sağlıklı insanlardan kan plazması transferi çalışmaları yapılması gündeme geliyor. “Bu uygulamalar genç ve uzun yaşamın sırrı mı olacak?” sorusuyla ümitlenenlerin sayısı giderek artıyordu ki; ABD’nin sayılı zenginlerinden David Rockefeller’ın hayatını kaybetmesi, “Boşuna ümitleniyoruz” diyenlerin argümanlarını güçlendirdi. Ben de Türkiye’de konuyla ilgili çalışmalar yürüten Acıbadem Labcell Sorumlusu Prof. Dr. Ercüment Ovalı’ya “Genç ve uzun yaşamın sırrı çözülüyor mu?” diye sordum.
Deneylerin sonucu
Prof. Ovalı bu tartışmaların Stanford Üniversitesi tarafından yapılan bir çalışmayla başladığını anlattı. Çalışmada yaşlı farelerin kanı gençlere, genç farelerin kanı yaşlılara veriliyor. Görülüyor ki, genç fareler yaşlanmaya, yaşlı fareler gençleşmeye başlıyor. Üstelik bu değişim farelerin kalp, beyin gibi çok önemli organlarında ve dokularında gösteriliyor.
Ovalı “En yaşlı hücre kendisinden bir sonraki hücreye belli sinyaller yollayarak yaşlanması gerektiğini öğretir. İnsan vücudunda ‘Yaşlanmalısın’ sinyali bir noktadan diğerine kanımızla gönderilir. Yaşlı farelere genç farelerin kanı verilince bu sinyal bozuluyor. Böylece farelerin fiziksel ve zihinsel fonksiyonlarında önemli düzelmeler başlıyor” diyerek süreci özetliyor.
Buraya kadarki kısmı oldukça heyecan verici olduğu için insan deneylerinin sonuçları beklenmeksizin, gençlerden kan toplayarak o kanların plazmalarını yaşlılara veren şirketler ortaya çıkmaya başladı. Oysa Ovalı şöyle uyarıyor: “Hayvan deneylerindeki sonuçları insanlarda her zaman aynen göremeyebiliyoruz. Hayvanlarda güvenle kullanılabildiği için insan deneyleri yapılmadan kullanılmaya başlanan bir ilaç, dünyada kolsuz ve bacaksız çocukların doğmasına neden oldu ve bir faciaya yol açtı.”
“Bir insanın kanını bir diğer insanın kullanması kulağa vampirce geldiği gibi bu süreç gerçekten vampirliğe dönebilir” diye de uyarıyor Ovalı: “Parası olmayan genç ve sağlıklı insanlar zenginlere kanlarını satmaya başlayabilir. Çünkü bu bir seferlik bir uygulama ile sonuçlanacak bir işlem değil, en az 8-10 defa uygulanması gerekecek. Bu metodun işe yaradığı doğrulanırsa en doğru ve etik alan kordon kanı bankaları olacaktır. Kordon kanı bankalarında hücreler saklanırken plazmaları atılıyor. Aileler çocuklarının kordon kanı plazmalarının saklanmasını sağlarlarsa, çocukları yaşlandığında kendilerinin en genç hücrelerini ileride kullanabilir. Biz bu makale çıktığından beri Acıbadem’de kordon kanı plazmalarını biriktiriyoruz.”
Hastalıkları önleyebileceğiz
Ayrıca kan plazmasının tamamı bu mucizevi etkiden sorumlu değil. Stanford Üniversitesi’nin araştırmasına göre bu gençleştirme etkisinden plazmadaki GDF11 proteini sorumlu. Ovalı “Bunu insan deneylerinde de kanıtlayabilirsek; doğrudan o proteini izole edip, laboratuvar ortamında çoğaltıp insanlara vermek mümkün olabilecek. Biz de kan plazmasında işe yarayan kısmı bulabilme adına Türkiye’de insan çalışmalarına başladık” diyor: “Çalışmalar olumlu sonuç verirse insanların 120 yaşına kadar genç ve sağlıklı yaşaması mümkün hale gelebilecek. Bunun yanı sıra yaşlılıkla ilgili hastalıkların çok önemli bir kısmını önleyebileceğiz veya yavaşlatabileceğiz. Örneğin Alzheimer olup anılarını unutmaya başlayan bir kişi, bu tedavi ile unuttuğu geçmişini tekrar hatırlayabilecek.”
Rockefeller’ın 101 yaşında ölmesini de Ovalı farklı değerlendiriyor: “Rockefeller 40 yaşında böbrek yetmezliğine girmiş bir kişi, bizim ülkemizde böyle hastaların çoğu 60 yaşına kadar yaşamıyor. Yani 101 yaşına kadar yaşaması zaten mucizevi bir olaydır.”
Kim Kardashian’ın vampiri
Bu hafta vampir benzetmesi sadece kan plazma transferiyle değil, bir gençleştirme yöntemi olarak da gündemimize girdi. Londra’dan gelen Dr. Sherif Wakil; Kim Kardashian, Gisele Bündchen, Bar Rafaeli gibi isimlere uygulanan Vampire Facelift yöntemini, Esteticium tarafından gerçekleştirilen lansmanda tanıttı. Öncelikle özel bir dolgu ile yüze şekillendirme yapılıyor. Ardından kişinin kendi dokularından elde edilen, yenileme sağlayan hücreler ve çeşitli vitaminlerden oluşan bir kombinasyon özel bir teknikle cilde uygulanıyor. Dr. Wakil “Ortalama 40 dakika süren uygulama sonrası, cilt dokusunda onarımın ve cilt yapısında iyileşmenin başladığını gözlemliyoruz” diyor. “Bunun PRP’den farkı ne?” diye düşünebilirsiniz. Wakil enjekte edilen içeriğin konsantrasyonunun daha yüksek olduğunu ve enjekte edilen bölgenin cildin daha alt tabakaları olduğunu anlatıyor. “Bu uygulamayı yüz kemiklerine de yapabiliyoruz. Bu da daha etkili sonuçlar almamızı sağlıyor” diyor. n