Üç tarafı denizlerle çevrili, güneş ışınlarından bolca yararlanabildiğimiz ülkemizde, insanlarda nasıl olduğuna bir türlü akıl sır ermeyen yaygın D vitamini eksikliğini gidermenin tam mevsimindeyiz. Ancak çıkın güneşlenin de diyemiyoruz çünkü güneş ışığına maruz kalmak, hele de 10.00-16.00 saatleri arasında, cilt kanserine ciddi şekilde davetiye çıkarıyor. Havuz ve deniz kenarında keyif verdiği kadar bronzlaştırdığı için güzelliğe de katkı sunduğuna inanılan güneş ışınlarının uzun vadede bir güzellik hırsızına dönüştüğünü de unutmamak lazım.
Uzun süre maruz kaldığımızda cildin alt tabakalarına kadar inebilen ışınlar, cildin destek dokuları olan elastin ve kolajeni bozuyor. Bu da cildin esnekliğini kaybederek hızla yaşlanmasına yol açıyor.
Nelere dikkat edilmeli?
Bronzlaşma ise tüm bu hasarlara karşı cildin kendisini korumak için melanin pigmenti üretmesinden kaynaklanıyor. Yani bronzlaşmak aslında vücudun savunma sistemini devreye soktuğunun bir göstergesi oluyor. Ancak yaz mevsimi boyunca güneş etkisini iyice artırdığı için ne kadar korunsak da doğal savunma mekanizmalarımız yetemiyor. Hal böyle olunca güneş koruyucular da bu dönemin olmazsa olmazları arasına giriyor.
Vücudun tüm açık bölgelerine güneşten koruyucu kremler sürmeli ve en az iki saatte bir bunu tekrarlamalısınız.
Tüm vücut için yaklaşık olarak 29 gram yani iki çorba kaşığı güneş koruyucu sürülmesi yeterli oluyor.
Yüz, ense, kulak, kol ve bacak bölgeleri güneşe karşı daha hassas olduğu için bu bölgeler daha iyi korunmalı.
Lipozom teknolojisi ile hazırlanan güneş koruyucuların içeriğindeki kimyasal kullanımı 10 kata kadar azaltıldığında bile güneş koruma kapasiteleri değişmediğinden kimyasala daha az maruz kalmak için lipozom gibi ileri teknoloji ile hazırlanan ürünler tercih edilebiliyor.
Sitronella ve nane yağı yanınızda olsun
lGüneş çarpması riskini azaltmak için uzun süre güneş altında kalmamak, günde
2-2.5 litre su içmek ve derinin havayla temasını artıran kıyafetler giymek işe yarıyor.
Mantarlardan kaynaklanan enfeksiyonların arttığı bugünlerde havuz ve duş alanlarında terliksiz dolaşmamak, gün içinde açık ayakkabılar giymek ve ayakları birkaç saatte bir havalandırmak koruyucu olacak.
Yazın üreme hızları artan mikroplara bağlı zehirlenmeler açısından en riskli gıdalar olan tavuk ve balıktan bu dönemde uzak durmakta, meyve ve sebzeleri ise temiz bir suyla iyice yıkamakta fayda var.
Yazın sinek ve böceklerin hedefi haline gelebiliyoruz.Sitronella yağı ile bu yağdan hazırlanan krem ve losyonların iyi birer sinek savar olduğunu unutmayın. Migren ataklarının tetiklendiği sıcak yaz günleri için de nane yağınızı yanınızda bulundurmanız işe yarayacaktır.