Doç. Dr. Turhan Çanlı: “Bazı virüs, parazit ve bakterilerin yerleştikleri canlıda beyni etkileyerek davranışsal ve psikolojik değişikliklere neden olduğunu gösteren araştırmalar var”
ki hafta önce Milliyet gazetesinde “Depresyon bulaşıcı” başlıklı bir haber çıktı. Haberde, Amerika’daki Stony Brook Üniversitesi Psikoloji ve Radyoloji Bölümü’nde görev yapan Doç. Dr. Turhan Çanlı’nın yürüttüğü ve sonuçları Biology of Mood and Anxiety Disorders dergisinde yayımlanan bir araştırmasına yer verilmişti. Çanlı’ya ulaştım, son araştırmasını ve bu konuda yapılmış diğer çalışmaları sordum.
“Depresyonda serotonin gibi bazı hormonların azaldığını biliyoruz ama buna sebep olan olayın ne olduğunu bilmiyoruz. Problemin nedenini tam olarak bilmediğimiz için de hâlâ tam anlamıyla etkili ilaçlar geliştiremedik. Birisi depresyon tedavisi alıp ‘iyileşse’ bile yüzde 50 ihtimalle depresyona tekrar yakalanıyor” diyen Çanlı bakın neler anlattı...
Araştırmalar depresyondaki kişilerin birçoğunda mikrobik hastalıklarda ortaya çıkanlara çok benzeyen belirtilerin gözlendiğini ve bağışıklık sistemi hücrelerinin aktive olduğunu ortaya çıkardı. Elimizde bazı virüs, bakteri ve parazitlerin yerleştikleri canlıda davranışsal ve psikolojik değişikliklere neden olduğunu gösteren çalışmalar da var.
“İntihar eğilimini artıran bir parazit”
Buna en iyi örnek Toxoplasma gondii parazitidir. Parazitin bulaştığı insanlarda kaygı, endişe ve depresyon gibi negatif duygu durumlarının daha sık görüldüğü ve intihar eğiliminin arttığı tespit edilmiş.
Borna virüsü de başka bir örnek. Borna virüsü bulaşan kişilerde depresyon eğiliminin arttığını gösteren araştırmalar var. Bu nedenle bazı araştırmacılar bu virüs ile depresyon arasında bir ilişki olduğunu savunuyor. Klinik bir çalışmada; Borna virüsü bulaşmış depresyon hastalarına virüsü öldüren tedavi uygulanmış. Virüs ilaçla öldürüldükten sonra kişiler duygusal olarak kendilerini daha iyi hissettiklerini belirtmiş.
Vücudumuzda özellikle de bağırsaklarımızda binlerce farklı bakteri türü yaşıyor. Bu bakteriler yiyeceklerimizin sindirimi gibi yararlı etkilerinin yanında, ruh durumumuzu da olumlu veya olumsuz etkiliyor. Bir çalışmada, dört hafta boyunca probiyotik bakteri içeren yoğurt tüketen kişilerin kendilerini mutlu hissettikleri ortaya konmuş. İnsanları mutsuz eden bakteriler de var. Bazen de mutluluk veren bakteriler mutasyon geçirerek mutsuzluk veren bir hale dönüşebiliyor.
“İnsanlarda öpüşmeyle bulaşan EBV depresyon riskini artırıyor”
Kişilerin ve mutlu kişilerin bağırsaklarındaki bakteriler araştırılıyor. Bu çalışmalar tamamlandığında hangi bakterilerin duygu durumumuzu iyileştirdiği veya kötüleştirdiği netleşecek.
İnsanlarda öpüşmeyle bulaşabilen Epstein Barr virüsü (EBV) de depresyonla ilişkilendirilen virüslerdenbiri. Yapılan çalışmalar EBV bulaşan kişilerin depresyona yatkınlıklarının arttığını ortaya koydu.
“Depresyondan aşıyla korunmak er ya da geç mümkün olacak”
Bu mikroorganizmalar beynimizde mutlulukla ilişkili hormonlar olan serotonin ve dopamin oranlarını veya beyin hücrelerinin birbirleriyle olan etkileşimini değiştirerek, amigdala gibi beynin duygularla ilgili bölümlerini etkileyerek depresyona yol açabiliyor.
Depresyonun bir enfeksiyon hastalığı olabileceğini düşünerek hastalığın sebebini bulmaya yönelik çalışmaların artırılması gerekiyor. Ancak böylelikle depresyona sebep olan diğer virüs, parazit ve bakteriler bulunabilir.
Zamanla aşı da geliştirmeye çalışacağız. Tabii bu zaman alacak çünkü AIDS virüsü senelerdir bilindiği halde ona karşı bile bir aşı hâlâ üretilemedi. Ama depresyon etkeni olan ajanlar bulunursa er ya da geç aşıyla depresyondan korunmak mümkün olacak.
“Mikroplar stresli ortamda aktifleşerek depresyonu tetikleyebiliyor”
Genetik faktörlerin depresyonda etkili olduğu biliniyor. Örneğin “serotonin taşıyıcı gen” ile depresyon arasında bir ilişki olduğu bulundu. Genetik ve biyolojik faktörler kadar çevre faktörü de depresyonda çok etkili. Mutsuz hissettiğiniz, gergin ve stresli bir ortamda yaşıyor veya çalışıyorsanız bu, depresyon eğiliminizi artırıyor.
Enfeksiyon etkeni de çevresel faktörlerden etkileniyor. Örneğin siz depresyona neden olan virüsü taşıyor olsanız bile virüs pasif, etkisiz bir halde vücudunuzda varlığını sürdürebilir. Bu durumda depresyona girmeyebilirsiniz. Ne zaman ki siz stresli, mutsuz bir ortama girersiniz virüs aktifleşir
ve depresyona neden olur.