İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Hakan Hamzaçebi, 25 yıldır bu konu üzerinde çalışıyor. Projenin adı: Health Master Global... Proje, dünya sağlık sisteminde gerek bilimsel çalışmalarda gerekse hasta tanı ve tedavisinde karşılaşılan problem ve eksiklikleri ortadan kaldırmak amacıyla kurgulanmış. 2001-2020 arasında yazılım çalışmaları gerçekleştirilen projede çalışan sayısının 20 kişiyi geçmediğini anlatan Dr. Hamzaçebi, projelerin kurgusundan binlerce ekranın dizaynına, gereksinim duyulan binlerce sayfa bilginin girilmesine kadar her aşamada sürece birebir dâhil olduğunu söylüyor. Proje için “Dünyada bir ilk olarak bireyin günlük enerji, su ve yaklaşık 140 besin ögesi ihtiyacı 5000’in üstünde hastalığın (Kronik Hepatit B/C, PKU, Diyabet, vb) varlığında hesaplanarak menü haline dönüştürülebilecek” diyor. Hamzaçebi, bu sayede doğru dozda, doğru ilacın kullanılmasına olanak sağlanacağının altını çiziyor: “Örneğin bir kan sulandırıcı ilaç; K1 vitamini içerikli yiyecekler, antibiyotikler ve ağrıkesici ilaçlardan etkileniyor. Doktor, diyetisyen ya da hastanın hesaplayamayacağı bu durum için otomatik menü önerileriyle o hastanın ne yiyeceğini belirliyoruz. Böylece almış olduğu K vitamini miktarını biliyoruz. Yazılım, ilaç-ilaç ve ilaç-besin etkileşimlerini de doktorun önüne getiriyor.”
Şubat ayından itibaren ülkemizde ve diğer ülkelerde bulunan Health Master Global Çözüm Ortakları Ağı’na üye olan tıp profesyonelleri, sağlık kuruluşları ile onlardan hizmet alacak hasta ve danışanlar bu hizmetten yararlanmaya başlayacak.
İnsan zekâsının yapamayacağı bir hesap
Hamzaçebi, günümüzün en yaygın sağlık sorunlarından diyabetten örnek veriyor: “Hastalık, karbonhidrat sayma denilen basit bir yöntemle kontrol edilmeye çalışılıyor. Bize besinlerin içinde bulunan karbonhidrat 1 gramda 4 kilokalori (kcal) olarak öğretiliyor. Ama örneğin bu bazılarında 1,6’dır, bazılarında 5,2’ye çıkar. Bunların bilinmemesi enerji dengesini çok etkiler. İnsan zekâsının bu hesabı yapması mümkün değil. Bu sistemde, otomatik olarak verilen menülerde karbonhidrat ve vücudun diğer ihtiyaç duyduğu yaklaşık 140 kadar besin ögesi önceden hesaplanarak önerilmekte. Böylece değişim listesi gibi çok fazla hataya açık yaklaşımlar yerine hastaya sıkılmadan uygulayabileceği yiyeceklerini ve alternatifleri net olarak sunuluyor.”
Ayrıca program hastanın egzersizlerini de takip ediyor. Projenin bir diğer özelliğiyse doktor, diyetisyen, fitoterapi uzmanı, diş hekimi, spor eğitmeni, psikolog/psikiyatrist ve eczacı gibi uzmanlara, hastaya bütüncül bakabilecekleri interaktif bir data havuzu sunması. Böyle bir projenin dünya teknoloji devleri tarafından yapılmasının tahayyül bile edilmediğini söyleyen Dr. Hamzaçebi: “Yapılmış olan tıpta bir çağ atlatmak, fakat bu dinamik bir süreç. Biz şu anda yaklaşık 140 besin ögesini çalışma içine alabiliyoruz. 2022’lerde yapacağımız fitoterapi ağırlıklı çalışmalarla, 1300 ögenin bilimsel standardizasyonunu sağlamayı hedefliyoruz” diye ekliyor.
İnsanlar robotlaşacak mı?
İhtiyacımız olana yönelik hazırlanan menüleri duyunca “İnsanlar ‘robotlaşıyor’ mu?” sorusu da gündeme geliyor. “Arada bir dışarıda kaçamak bir atıştırma da mı yapamayacak insanlar?” sorusuna Hamzaçebi, “Hayır, sadece ehliyet alan bir insan nasıl şeritler arasında gitmeyi beceriyorsa, bu alanda da o şeritler arasında gitmeyi becerecekler. Kaçamak süresi ve miktarı az ise insan vücudu rahatlıkla kompanse eder. Yazılımımız da bu noktada önerilerle hastayı destekleyecek” karşılığını veriyor.
Türkiye’ye katkı
Dr. Hamzaçebi, “2024 yılında dünya sağlık harcamalarının 13 trilyon dolar civarında olması bekleniyor. Projemiz 2024 yılında bunun yüzde 3’üne (yaklaşık 300 milyar dolar) hizmet sunmayı hedefliyor” diyor. Türkiye’den dünyaya yayılacak bu dev proje ile belki de modern tıp tamamen yön değiştirir, ne dersiniz?