Medipol Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ebelik Bölümü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Asiye Kocatürk önderliğinde hayata geçirilen Gebe Okulu’nda 29-30 Nisan ve 6-7 Mayıs tarihlerinde eğitim verilecek. Tamamen ücretsiz olan eğitimler Medipol Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nin diğer bölüm başkanlarının da gönüllü desteğiyle, üniversitenin Kavacık kampüsünde gerçekleştirilecek. “Anneliğe hazırlık ve ebeveyn olgunluğu”, “Gebelikte ve emzirme döneminde beslenme” ve
“0-3 yaş çocuk gelişimi” gibi 15 konunun 13 akademisyen tarafından işleneceği eğitim programının ayrıntılarını öğrendik.
“Dil gelişimi bebek anne karnındayken başlar”
- Gelişim psikolojisinin duayen ismi Prof. Dr. Haluk Yavuzer kadınların annelik olgunluğuna ulaştıktan sonra çocuk sahibi olması gerektiğini anlatacak. “Nasıl ki karnımız acıkmadan yemeğe oturduğumuzda o yemek bize keyif vermiyor, doğumda da aynı şey geçerlidir. O olgunluğa eriştikten sonra doğum yapan anne çocuğuyla bütünleşir, onunla tensel temas içindedir, çocuğunun sütünden dolu dolu yararlanmasına olanak verir. Böylece çocuğu için gerekli olan duygusal ve fizyolojik besini ona aktarabilir. Nevrotik anneler ise sütünü bile bir görev yapıyormuş gibi verir. Bu gerginlik hali çocuğa da yansır ve güvenli bağlanma ilişkisi oluşmaz. O bebekler huzursuz, hırçın, uyumsuz çocuklar olmaya adaydır” diyen Yavuzer, anneliğe hazırlık sürecini ve ebeveyn olgunluğunu ele alacak.
- Dil ve Konuşma Terapisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Seyhun Topbaş “Dil gelişimi sanıldığının aksine bebek doğduğu anda değil, anne karnındayken başlar. Gebeliğin 28. haftasından itibaren anne karnındaki bebekler insan sesi ve müziğe ihtiyaç duyarlar. Hamileliğin son üç ayında ise anne adayının bebeğiyle düzenli bir şekilde konuşması gerekir. Melodik anne sesleri çocuğun doğduktan sonra da annesinin sesini diğer dış seslerden ayırmasını sağlar. Okşama, şarkı söyleme, konuşma gibi annenin duyusal iletişimiyle bebeğin tekmeleri ve hareketleri arasında bir iletişim bağı oluşur” diyerek anne-bebek iletişimi ve dil gelişimine dair ipuçları verecek.
- Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Muazzez Garipağaoğlu, gebelik ve emzirme döneminde kadınların ve bebeklerin sağlıklı beslenmesinin önemini vurgulayacak: “Gebeler iştah sapması nedeniyle meyveyi, sütü, tatlı veya ekşi bazı gıdaları aşırı tüketebiliyorlar. Oysa anne adaylarının gebelik döneminde abartıdan uzak beslenmesi gerekir. Doğum sonrası bebeğin; ilk altı ay tek başına su bile vermeden anne sütüyle, altı aydan sonra ise tamamlayıcı besinlerle desteklenerek iki yaşına kadar anne sütüyle beslenmesi hayati önem taşır.”
- Odyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Bülent Şerbetçioğlu bebeklik dönemi sözel iletişim becerilerini anlatacak: “Anneyle bebek arasında etki-tepkiye dayalı iletişim kurulması bebeğin iletişim kurma isteğini güçlendirir. Ebeveyn yüzünü, gözünü ilgi çekici komik şekillere sokarak bebekle iletişim kurmaya çalışmalı. Aileler soru cümleleriyle çocukları konuşmaları konusunda cesaretlendirmeliler. Örneğin ‘mama’ diyen bir bebeğe ‘Karnın mı acıktı, yemek mi istiyorsun?’ diye sorabilirler. Bir de çocuklara televizyon veya tablet gibi teknolojik aletler karşısında yemek yedirmeye çalışmamalılar. Çocuklar bu aletlerin karşısında hipnotize olmuş şekilde yemek yiyorlar fakat bu, bebeklerin iletişim becerilerini sekteye uğratıyor.”
“Ses çıkaran materyallerle işitsel algısını uyarın”
- Çocuk Gelişimi Bölümü Başkanı Doç. Dr. Arzu Yükselen 0-3 yaş arasının gelişimin en hızlı dönemi olduğunu ve bebeklerin bu dönemde gelişimsel olarak desteklenmesinin gelecek açısından nasıl bir önemi olduğunu anlatacak. Yükselen “Bebek ses çıkarmaya başladığı andan itibaren o sesleri tekrar edin. Bebeğin göz hizasında renkli cisimleri hareket ettirerek görsel algısını uyarın. Sesli kitaplar, çıngıraklar ve diş kaşıyıcılar gibi farklı sesler çıkaran materyallerle bebeğin işitsel algısını uyarın” gibi pratik önerileri anne adaylarıyla paylaşacak.
- Ebelik Bölümü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Asiye Kocatürk doğum sürecinin bir ameliyat sürecine dönüştürülmeden nasıl doğal bir eylem olarak sürdürülebileceğini anlatacak. Bunun için anne adaylarına gebelik ve doğum sürecini korkularla değil, rahat ve coşkulu geçirmelerini tavsiye edecek. Kocatürk doğum ağrılarına ilaç olacak nefes egzersizlerini, gebenin stresini azaltacak güven ortamının nasıl oluşturulacağını da öğretecek.