Kırık kalp sendromundan sonra mutlu kalp sendromunun olduğu da açıklandı. Yani üzüntü ve stres gibi aşırı sevinç ve mutluluk da kalbe iyi gelmiyor. Düzenli olarak günde en az bir bardak çay içmekse kalp ve damar hastalıklarına karşı koruyor. Ülke olarak aşırı mutluluk, sevinç halinde olmadığımıza göre ve bol bol çay içtiğimize göre kalbimiz sağlam diye düşünebilirsiniz. Ancak durum öyle değil! Türklerin kalbi Avrupalılardan 10 yıl önce yaşlanıyor. Bu gerçek, geçtiğimiz hafta Türk Kardiyoloji Derneği (TKD) tarafından düzenlenen, 32. Uluslararası Katılımlı Türk Kardiyoloji Kongresi’nde açıklandı. Kongrede güncel araştırmaların sonuçları ve yeni tedavi yöntemleri de aktarıldı.
Prof. Dr. Sinan Aydoğdu’nun paylaştığı, European Heart Journal dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre ani, aşırı üzüntü ve stres nasıl kalbe zarar veriyorsa ani, aşırı mutluluk ve sevinç de kalbe zarar veriyor. Doğum günü partisi, evlilik, torun sahibi olma ve spor galibiyetleri gibi eğlenceli, mutluluk veren olaylarla tetiklenen kalp sorunu araştırmacılar tarafından “mutlu kalp sendromu” olarak adlandırılmış.
Kalp krizinde 10 yıllık fark
Ülkemiz nüfusunun büyük bir bölümünün sevinçle karşılayacağı bir araştırmanın sonucunu Prof. Dr. Adnan Abacı’dan öğrendik. American Journal of Medicine adlı dergide yayımlanan, 6 bin 500 kişinin beş yıl boyunca takip edildiği araştırmanın sonucuna göre; düzenli olarak günde en az bir bardak çay içenlerde kalp ve damar hastalıkları daha az görülüyor. Böylece çay, kalp dostu içecekler arasına katılıyor. Günde en az bir bardak kahve içmenin ise kalp damar sağlığına ne yararı ne de zararı var.
TKD’nin ve kongrenin başkanı Prof. Dr. Mahmut Şahin, üzücü haber verdi: “Avrupa ülkelerine göre Türkiye’de kalp krizi erkek ve kadınlarda 10 yıl daha erken ortaya çıkmaktadır. Kolesterol yüksekliği, sigara, diyabet, hipertansiyon, şişmanlık, stres, kötü beslenme, fiziksel hareketsizlik ve alkol kalp krizi riskinin yüzde 90’ından sorumludur.”
l Kongrede uyku süresinin önemine dair veriler de paylaşıldı. Prof. Dr. Necla Özer günde beş saatten az uyuyanlarda beyin krizi yani inme riskinin yaklaşık iki kat arttığını söyledi. Prof. Dr. Sinan Aydoğdu ise uyku süresinin yedi saatten kısa olmaması gerektiğini vurgulayarak bu süreden daha az uyuyanlarda diyabet, hipertansiyon, kalp hastalığı ve ölüm riskinin arttığını anlattı. Yedi saatten az uyumanın depresyona, ağrıya ve dikkat eksikliğine yol açabileceğine de değindi.
Yeni stentler umut veriyor
Prof. Dr. Ömer Göktekin tedavi alanındaki gelişmeleri anlattı: “Kalp damarları tamamen tıkanma noktasına gelmiş, bypass bile yapılamayacak durumda olan hastaların; eriyen stentlerle damarlarını yeniden yapılandırarak onlara damar hediye edebilecek bir noktaya geldik. Tekniklerin ve malzemelerin gelişmesiyle artık her türlü darlıkta damara, daha önce açmayı hayal dahi edemediğimiz damarlara stent yapabiliyoruz. Öyleyse artık bypass gibi riskli, açık cerrahi bir işleme gerek kalmıyor. Ayrıca üçüncü kuşak ilaç kaplı stentlerle açılan damarlarda tekrar damar tıkanıklığı bypass ile aynı orana yani yüzde 10’lara kadar düşürüldü. Bu nedenle gelecekte bypass tamamen tarihe karışacak veya çok az insana uygulanacak.”
Kalp dostu beslenin
Prof. Dr. Meral Kayıkçıoğlu kalp dostu beslenmeyle kalp damar hastalığı riskini ciddi şekilde azaltmanın mümkün olduğunu vurguladı. Kalp dostu beslenmek için tuz tüketimini günde 5 gramın altında tutmamız, günde 30-45 gram lif, en az 200 gram meyve, en az 200 gram sebze tüketmemiz, haftada 1-2 kez balık yememiz ve katı, hayvansal yağlar yerine zeytinyağını tercih etmemiz gerekiyor.