Metin Uyar

Metin Uyar

metin.uyar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dünyanın dört bir yanında bilim insanları gençliğin ve güzelliğin sırrını araştırıyor. Peki günümüzde yeni teknik ve uygulamalarla daha önce yapılamayan neler yapılabiliyor? Hangi koruyucu önlemlerle olduğumuzdan daha iyi görünebiliriz? Sorularımızı Allergan’ın davetlisi olarak İstanbul’a gelen, dünyaca ünlü Avustralyalı dermatolog Doç. Dr. Greg Goodman’a özel röportajımızda sorduk.

“Botoksun  etkisi iki  katına çıkacak”

Goodman’dan ilk olarak günümüzde güzellik kavramına bakışın değiştiğini öğreniyoruz. En iyi cilt, gelen ışığı en iyi yansıtan ciltmiş. Fazla güneş lekesi, kırışıklıklar, kollajen eksikliği gibi ciltten ışığın eşit şekilde yansımasını engelleyen her şey cildimizin parlaklığını dolayısıyla güzel görünmesini engelliyor. Bu sorunların çözümüne yönelik yenilikler de devam ediyor. Mesela Goodman “Radyofrekans yöntemleri ve botoksla kırışıklıkları artık tamamen yok edebiliyoruz” diyor. Tabii kırışıklıkların ne kadar derin ve yoğun olduğunun da başarıyı etkilediğini belirterek. Botoksun etki süresinin yakında sekiz aya yani şimdikinin iki katına çıkacağını da müjdeliyor.

Haberin Devamı

“Gıdıyı yok edebiliyoruz”

Goodman “Eskiden kırışıklıkları ortadan kaldırmak için kullanılan dolgular şimdi yüze şekil vermek ve yüz gerdirmek amacıyla da kullanılabiliyor” diyor: “Bu da eskiden ameliyat gerektiren birçok işlemin ameliyatsız, çok kısa bir sürede yapılmasına olanak sağlıyor. Örneğin burna, ameliyat ihtiyacımız olmadan şekil vermek artık mümkün.”

Dolgunun günümüzde enjeksiyona gerek duymadan, hava basıncıyla da yapılabildiğini anlatan Goodman, “Avustralya’da şu an gıdıyı tamamen yok eden uygulamalarımız var. Vücudumuzun ürettiği bir asidi kullanarak, çene altındaki yağın çözünüp yok olmasını sağlıyoruz” diyerek önemli bir gelişmeyi daha müjdeliyor.

“Yağları eritiyoruz”

“Isı uygulamalarıyla göbek ve kalça bölgesindeki yağları eritebiliyoruz” diyen Goodman, kadın ve erkeklerin en büyük dertlerinden biri olan bu yağlanmaların da yakında tarih olabileceğinin sinyalini veriyor. Yaşı en çok belli eden ama işlem yapması genellikle en zor bölge olarak bakılan göz çevresindeki sorunlara yönelik de gelişmeler olduğunu öğreniyoruz kendisinden: “Ultrasonik uygulamalarla göz çevresindeki yüzeyel kırışıkları çok daha etkili bir şekilde azaltmak ve göz çevresindeki yağ torbalarını yok etmek mümkün hale geldi.” Gözaltındaki sorunlar için eskiden yarı yarıya cerrahi önerdiklerini şimdi ise yüzde 99 oranında cerrahi olmayan yöntemlerden yararlandıklarını da belirtiyor.

Haberin Devamı

“B3 vitamini etkisi”

Goodman hastalarına B3 vitamini öneriyor. “Geçen yıl yayımlanan New England tıp dergisindeki bir yazıya göre B3 vitamininin 12 ay boyunca ağız yoluyla alınması cilt kanserini yüzde 22 oranında düşürüyor” diyor. Hem kanserden korunmak hem de cilt yaşlanmasının önüne geçmek için B3 vitamininin, doktor kontrolünde ağızdan alınmasını veya B3 vitaminli kremlerin deriye sürülmesini tavsiye ediyor.

En güzel göründüğümüz yaşın 25 olduğunu belirten Goodman’a göre, 25’ten sonra cilt yaşlanmaya başlıyor. En önemli nokta, cilt yaşlanmadan koruyucu önlemler almak. Goodman “İşlenmiş, yüksek glisemik indeksli, kızarmış ve yağlı gıdalar yerine antioksidan yiyecekleri yerseniz cilt yaşlanmanızın önüne geçersiniz” diyor. DNA tamir edici enzimler ve vitamin A içeren ürünlerin DNA hasarını önleyerek ve oluşmuş hasarı tamir ederek yaşlanmanın etkilerini geciktirdiğini vurguluyor.

Haberin Devamı

“Kim Kardashian’a benzemek istiyorlar”

Dr. Goodman “Zaman içinde anladım ki her etnik yapı, her ırk ve her ülke güzelliğin belli başlı kurallarına uyuyor” diyor: “Bunlardan biri yüz şekli. İyi görünümlü bir kadın yüzüyle oval örtüşüyor. Erkeklerinse belirgin yüz hatlarına ve çeneye sahip olması beğeniliyor. Örneğin yüzü en iyi kadın oyuncu, dudaklarındaki asimetriye rağmen Scarlett Johansson’dur. Ama bazen dönemlik akımlar da oluşuyor. Kim Kardashian’ın vücudunun arka tarafı iyi olmamasına rağmen insanlar aynen buna sahip olmak istiyor. Bazı şeylerin sadece aşırı olduğu için istenmesi acayip.”