Metin Uyar

Metin Uyar

metin.uyar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Prof. Dr. Yeşim Öztürk: “Çocukluk çağı aşılarının yapılmamasının bedeli ağırdır. Aşının yapılmaması aşıyla önlenebilecek bir hastalıktan dolayı çocuğun sakat kalmasına veya ölümüne neden olabilir. Aşı olmayanlar arttıkça salgınlar ortaya çıkabilir”


Geçtiğimiz hafta Milliyet’te “Anayasa Mahkemesi (AYM), Sivas’ta ebeveyni tarafından bebeklik dönemi aşıları yaptırılmadığı için zorunlu aşıları yargı kararıyla yaptırılan bebekle ilgili başvuruyu ilginç bir gerekçeyle karara bağladı” diye bir haber okudum. AYM bebeklik dönemi aşılarının yapılması hususunda zorunlu sağlık tedbiri uygulanmasının, bebeğin maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkında bir müdahale oluşturduğunun açık olduğunu belirtmiş kararında. Kararda, zorunlu aşı uygulamasına dayanak oluşturacak bir kanuni düzenlemenin olmadığı tespiti de yapılmış. Zorunlu aşı ile ilgili bir başka karar da Ordu’dan geldi. Yargıtay ikizlerine Hepatit B aşısı yaptırmak istemeyen aileyi haklı buldu.

Haberin Devamı

“Aşı olmamanın bedeli ağır”
İşin sağlık boyutunu Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yeşim Öztürk’le konuştuk.

-Her şeyi bir kenara bırakıp kişilere tercih özgürlüğü vermek demokrasi açısından ulvi bir düşünce olabilir. Ancak Sağlık Bakanlığı’nın Aşı Takvimi’nde yer alan çocukluk çağı aşılarının yapılmaması, ebeveyni istemedi diye aşı olmayan bir çocuğun, aşıyla önlenebilecek bir hastalık sonucu sakat kalmasına veya ölümüne neden olabilir. Ayrıca aşı olmayan bireyler arttıkça toplumda salgınlar ortaya çıkabilir.

-Aşı insanların çeşitli virüs ve bakterilere karşı direncini artırmak için yapılan özel solüsyonlardır. Hangi hastalıktan korunmak istiyorsak o hastalığa yol açan mikroorganizmanın zayıflatılmış hali veya ölü halinin kişiye verilmesi aşılama olarak bilinir. Aşılamayla vücut o mikropla tanışmış olur. Aşılanan bireylerin bağışıklık sistemi mikrobun gerçeğiyle karşılaştığında, daha önce tanıdığı ve hazırlıklı olduğu o mikropla çok daha güçlü bir şekilde savaşıp mikrobu öldürür.

Haberin Devamı

“Aşılara bağlı ortaya çıkan bir hastalığa dair kanıt yok”

-Bazı ebeveynler spekülatif açıklamalar yapan uzmanlar nedeniyle çocuklarının aşılanmasını istemiyor. Bu ailelerde aşıların, içeriğindeki maddelerden dolayı otizme, MS’e, alerjilere, hiperaktivite ve dikkat eksikliğine yol açtığına yönelik ciddi endişeler var. Ancak aşıların bunlara yol açtığını kanıtlayan bir bilimsel veri yok.

-Aşılar geliştirilirken çok geniş çaplı bilimsel araştırmalar yapılıyor. Üstelik bu aşılar uzun yıllardır kullanılıyor. İlk defa bu aşıları olan insanlar şu anda erişkin, hatta yaşlı sınıfındalar. Bu insanlarda aşılara bağlı ortaya çıkan bir hastalık olduğuna dair bir kanıt yokken; ailelerin kafasını karıştıracak açıklamalar yapmak halk sağlığını tehdit etmekten başka hiçbir işe yaramaz.

-Sağlık Bakanlığı’nın Çocukluk Dönemi Aşı Takvimi var. Burada
hangi aşıların ne zaman yapılması ve tekrarlanması gerektiği yazıyor. Difteri, tetanoz, boğmaca, çocuk felci, tüberküloz, kızamık, kızamıkçık, kabakulak, suçiçeği, hemofilus influenza Tip B, pnömokok, hepatit A ve B aşıları bu takvimde yer alan aşılar. Aileler bebeklerine ve çocuklarına bu aşıları yaptırmadıkları zaman çocuklarda kalıcı sakatlıklardan, ölümlere varan üzücü sonuçlarla karşılaşabiliyoruz.

Haberin Devamı

“Oğluma tüm aşıları gözüm kapalı yaptırdım”

-Hepatit B aşısı bebeklere doğdukları anda, doğumdan itibaren birinci ve altıncı ayların sonlarında olmak üzere üç doz uygulanan bir aşıdır. Hepatit B aşısı çok önemli çünkü bu hastalığa karşı aşıyla korunulmaz ve küçük yaşlarda hastalıkla karşılaşılırsa, kronik karaciğer hastalığına yol açar.

-BCG aşısı veremden (tüberküloz) korunmak amacıyla doğumun ikinci ayının sonunda rutin olarak yapılan bir aşıdır. Tüberküloz Türkiye’de çok yaygın görülen, çok sinsi seyreden ve yakalanıldığı zaman kurtulması çok zor bir hastalıktır.

-DaBT-IPA-Hib aşısı difteri, boğmaca, tetanoz, çocuk felci ve hemofilus influenza Tip B’den koruyan beşli aşıdır. Bebeğe doğumdan sonra 2, 4, 6 ve 18’inci ayların sonunda rutin olarak yapılır. .

-Bu aşıların bebeğin, çocuğun sağlıklı bir şekilde hayatına devam edebilmesi için elzem olduğunu vurgulamalıyız. Ailelere bunu anlatmamız gerekiyor. Ben de bir anneyim ve oğluma gözüm kapalı, güvenle Sağlık Bakanlığı’nın önerdiği tüm aşılarını yaptırdım.

“Çocuk felci salgını riskiyle karşı karşıyayız”

Suriye’de çok büyük bir dram ve yüzyılımızın sorunu denen bir göç var. Oradan büyük topluluklar Türkiye’ye geliyor. Bu göç nedeniyle çocuk felci vakalarının başladığı bildiriliyor. Türkiye’de çok uzun zamandır çocuk felci görülmediği halde şu anda çocuk felci salgını riskiyle karşı karşıyayız. Bakanlık Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde birçok ilde çocuk felci yayılmasın diye aşılama programlarını başlattı. Yine göçle birlikte kızamık ve koleranın sıkıntı oluşturmaya başladığını görüyoruz. Aşılama programında açık verirsek birkaç yıl içinde Türkiye’de salgınlar baş gösterecektir.