Geçitğimiz günlerde Türkiye Basketbol Antrenörleri Derneği Turnuvası kapsamında diyabetli çocuklarla Tamer Oyguç, Kerem Tunçeri gibi ünlü basketbolcuların maçını izledik. Bu maçta amaç kazanmaktan çok diyabetli çocukların sesi olmaktı. Yaygın yanlış kanının aksine diyabetin spor yapmalarına engel olmadığını ve profesyonel sporcular olabileceklerini çocuklar sahada göstermek istiyorlardı.
“Arkadaşım Diyabet” basketbol maçına öncülük eden isimlerden biri olan ve profesyonel basketbol oynayan diyabetli tek Türk sporcu Alper Saruhan verilmek istenen mesajın sahadaki en somut örneğiydi.
Kaptanı olduğu basketbol takımı Avrupa Kupası ikinciliği kazanan Saruhan “Dokuz yıl önce Türkiye’de profesyonel spor yapan bir diyabetli örneği olmadığı için doktorlar sporu bırakmamı tavsiye ettiler. Ama ben basketbolu bırakmamayı kafaya koymuştum. Zamanla dünyada diyabetli sporcuların sayısı arttı ve görüldü ki diyabet doğru kontrol edildiği takdirde spor yapmaya engel değil. Hatta diyabeti sporla yönetmek çok daha kolay” sözleriyle hikayesini paylaştı.
Düzenli egzersiz
Etkinliğin düzenleyicileri arasında yer alan Diyabetli Çocuklar Vakfı Başkanı Prof. Dr. Şükrü Hatun da durumu tıbbi açıdan açıkladı. Hatun egzersizin, kas dokusunda insülinin bağlandığı reseptörlerin daha iyi çalışmasını sağlayarak diyabetlilerin insülin ihtiyaçlarını azalttığını söyledi: “Çocuklara yönelik düzenlediğimiz diyabet kamplarında düzenli egzersiz yaptırıyoruz. Ve daha üçüncü günde çocukların insülin ihtiyaçları yarı yarıya azalıyor. Bu tamamen sporun etkisiyle oluyor.”
Saruhan ise bu kamplarda çocukların kendisine “Alper abi diyabetli olduğumuzu öğrenince ‘kan şekeriniz düşer, başınıza bir şey gelir, sorumluluk alamayız’ diyerek bizi okul takımından çıkarıyorlar, hatta beden eğitimi derslerine bile almıyorlar” diye okul hayatlarında bile nasıl bir baskıyla karşılaştıklarını anlattıklarını söyledi. Etkinliğin ana sponsorlarından olan Novo Nordisk’in Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Aysun Hatipoğlu da diyabetin son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hızla
artan bir hastalık olduğuna vurgu yaptıktan sonra diyabetli çocuk ve gençlerin uygun bir tedaviyle normal bir yaşam sürdürebileceğine dikkat çekti.
“Diyabetin normalleşmesi gerekiyor”
Alper Saruhan diyabetin bir hastalık değil yaşam tarzı olduğunu anlatıyor. Gözlüğüme bakıyor ve “Siz nasıl gözünüz bozuk olduğu için bu gözlüğü takıyorsunuz ve kimse size bunun için hasta gözüyle bakmıyor, diyabetin de toplumda normalleşmesi ve diyabetlilere hasta gözüyle bakılmaması gerekiyor” diyor ve ekliyor: “Şeker ölçümü yapmak için toplum içinde parmağımızı delip, kan alıp, o kanı bir sensöre vermemiz gerekiyor. Ya da insülin kalemini çıkartıp herkesin içinde karnımızdan veya bacağımızdan vurmamız gerekiyor. Bunları yapınca garip karşılanmak, hasta muamelesi görmek veya acıyan gözlerle karşılaşmak iyi hissettirmiyor.”