Meliha Okur

Meliha Okur

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İTOda bugüne kadar yönetimlere ağırlığını merkez sağa yakın, büyük ve orta ölçekli işletmeler damgasını vuruyordu. İSOda ise büyük ölçekli işletmeler her zaman ön plandaydı. Ancak İTOda yönetim değişti. Yönetime, AKPye yakın olan MÜSİAD cephesi ile sanayici - ihracatçı diye bilinen TİM cephesi hakim oldu.Görünen o ki, İSOda daha farklı bir fotoğraf karşımıza çıkacak. Çünkü 105 meclis üyesinin yüzde 40ı değişecek. Ve İSOya son anda dengeler değişmezse AKP değil, sanayici - ihracatçı damgasını vuracak. Biliyoruz ki, seçimlerde İSO Meclisinde yüzde 30luk bir değişim zaten oluyordu. Ancak bu kez TİM cephesinden İSOya gelenlerin sayısı fazla. Ve hesaplar tek listeyle yönetim kurulunun seçimi.İşte kilit nokta da burası. Yani yönetim kurulu başkanlığı için tek aday olan Tanıl Küçük, karşısında farklı bir rakip bulabilir mi? Küçük, eğer meclisteki bu değişikliği görüp bunu yönetim kurulu listelerine yansıtamazsa karşısında başka bir liste ve sürpriz bir başkan adayı bulabilir.Herkes biliyor ki, Türkiyedeki işletmelerin sayı olarak yüzde 98i KOBİ. Bilinen, ciro olarak KOBİlerin hacmi küçük. Dertlerini anlatmada, seslerini duyurmada güçlük çekiyorlar. Üstelik 2001den bu yana ayakta durma mücadeleleri önemli. Kendisini sanayici - ihracatçı olarak nitelendiren TİM cephesi de işe bu açıdan bakıyor. Küçük bir detay ama aynı zamanda TİM, TOBBun karşı çıktığı Dış Ticaret Birlikleri yasa tasarısını kendi içinde de tartışıyor. TİM cephesi, İTO ve İSO çıkarmasıyla bir ölçüde TOBBa farklı bir biçimde gövde gösterisi yapıyor.Anlaşılan yaşanılan son kriz, Türkiyenin iki büyük odasına sessiz bir darbe indirmiş durumda. Türk sanayisinin lokomotifi olan büyük şirketler, patronlar neden sessiz? Niye İSOya bu kadar uzak duruyorlar? Kısacası küçük balığın büyük balığı yutmasını niye seyrediyorlar?Sonuçta yüzde 90ı küçük ve orta ölçekli işletmelerden oluşan ama büyüklerin sesinin fazla çıktığı İSO, IMF programının ve krizlerin faturası ile farklı bir noktada.Kurumsal kimliği, politika ve politikacıya duruşu hep mesafeli olan İSO, yaşanılan son krizin diyetini böyle ödeyecek gibi görünüyor.Rahmetli Sakıp Sabancının, Koç ailesinin, Dinçköklerin, Bodurun, Alatonların geri çekildiği İSO, Türkiyede işler nasıl gidiyor diyenlere de açık bir mesaj veriyor. Çünkü büyük sermaye, finansçı, perakendeci, gayrimenkulcü kimliğini üretici, sanayici, ihracatçı kimliğiyle kamuoyu önünde daha iyi örtüştürmek durumunda. İşin siyasi boyutuna bakarsak; İTOda Başbakanın seçimlerden üç ay önce yakın çevresi ile yaptığı görüşmelerde "dil bilen, genç bir başkan" tanımı yaptığını bilenler için Murat Yalçıntaş sürpriz olmadı. Sürpriz medyaya yapıldı. İSOda ise kıran kırana pazarlık değil, sakin bekleyiş var. melihao@cnnturk.com.tr Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğine (TOBB) bağlı 363 oda ve borsalarda yapılan seçimlerde iki oda bizim için çok önemliydi. İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve İstanbul Sanayi Odası (İSO). Çünkü İTOda 350 bin üye, İSOda 11 bin üye var. İSO, Türk sanayisinin yarattığı katma değerin yüzde 40ını, İTO ise GSMHnin yüzde 40ını temsil ediyor.