Gazetelerde fotoğraf... Kilyos'ta 6 güvenlik görevlisi iki genci kıyasıya dövüyor... Besim Tibuk dostumuz geçenlerde bir sohbette söylemişti:
- Bizde iki kişiyi teke tek dövüşürken göremezsin... Bir taraf mutlaka sayıca çoktur... İki kişi karşı karşıya gelince de eşit değildirler. Birisinin elinde mutlaka bıçak, tabanca falan vardır...
Çetin Altan zaman zaman anımsatır:
- Bizde düello geleneği yoktur, pusu geleneği vardır..
Ülkemizde mertlik ve yiğitlik edebiyatı hayli ilerlemiş olsa da... Günlük yaşamda o iki kavram genelde kâğıt üstünde kalır.
Ünlü beyin cerrahımız Gazi Yaşargil şöyle der hatıratında:
- En sevdiğim spor İsviçre köylülerinin güreşidir. Hasmının sırtını yere getiren pehlivan yenileni yerden kaldırır, sırtındaki talaşı temizler. Bizim yağlı güreşimizde de yenen hasmını kaldırır, sırtını sıvazlar. Ne güzel anane...
Macarlar düşmanları pes ettikten sonra daha ileri gitmezler; canlarını ve mallarını bağışlar, en fazla kendilerine karşı bir daha savaşmayacakları sözünü alırlarmış. Montaigne der ki:
- Kol bacak sağlamlığı yiğitlik değil pehlivanlıktır. Yiğitlik kolun bacağın değil, yüreğin, ruhun sağlamlığındadır.
Toplumda yiğitliğin değeri yoksa kalleşçe kavgalarda harcanır insanlar...
AÇIK DEVLET
Açık devlet bir türlü oluşturulamadı ama vatandaş çoktandır aç ve açıkta...
Art Director: Art niyetli müdür.
Creative Manager: Yalancılıkta uzman yönetici.
Mevzuat uzmanı: Vergi kaçırma uzmanı.
Manager Asistant: Müdür Yalakası.
Image Maker: Eşeği boyayıp sahibine satan.
Life Analyst: Dedikodu Yazarı.
Koordinatör: Çöpçatan.
Bütçe Planlama Müdürü: Maaş indirme uzmanı.
Akşam yazarı Nazım Alpman Siirt seçimleri sırasında Pervari'ye bağlı Doğanköy'e uğramış, orada sohbet ettiği bir hekim kendisine ilaç sıkıntısından söz etmişti. Nazım dönüşte tanıdıkları vasıtasıyla Pfizer ilaç firmasına başvurdu. Firma, bir doktorun imzasıyla ilaç istek listesi gönderilirse çözüm düşüneceğini bildirdi. Sıra geldi doktor imzalı ilaç listesine... Topu herkes birbirine attı. Sonunda Siirt İl Sağlık Müdürlüğü'nden şu yanıt geldi:
"Bakanlığın talimatı var, dışardan ilaç yardımı kabul etmiyoruz..."
İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek "İkiz yasalar" hakkında:
- Türkiye arkamızda kalan 80 yılın en büyük komplosuyla karşı karşıyadır, diyor.
Tuhaf şekilde kamuoyunun ve medyanın dikkatinden kaçan "ikiz yasalar" gerçekten de çok çarpıcı maddeler taşıyor...
Söz konusu olan aslında iki uluslararası sözleşme... 1966 yılında Birleşmiş Milletler'de kabul edilmiş olup 37 yıl boyunca TBMM'ye getirilmemiş ancak 4 Haziran günü sessiz sedasız oylanıp yasalaşmış.
İkiz sözleşmeler "Siyasi ve Medeni Haklar" ve "Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar" başlıklarını taşıyor.
İşte ikinci sözleşmenin birinci maddesi:
"Bütün halklar kendi kaderlerini tayin hakkına sahiptir. Bu hak vasıtasıyla halklar kendi siyasal statülerini serbestçe tayin edebilir ve ekonomik sosyal ve siyasal gelişmeleri serbestçe sürdürebilirler.
Sözleşmeye taraf bütün devletler kendi kaderini tayin hakkının gerçekleştirilmesi için çaba gösterir..."
Sadece yukardaki madde sanırız manzaranın vahametini anlatmak için yeterli...
Etnik gruplar bu yasaya dayanarak ulus devletten ayrılmayı talep edecekleri gibi dış ülkelerin desteğini de alabilirler.
Bu yasalara toplumun dikkatini çekmeye çalışan İP lideri Doğu Perinçek, Yugoslavya'nın bu yasayı kabul ettikten 6 yıl sonra parçalandığını anımsatıyor.
Perinçek, dün yaptığı basın toplantısında Cumhurbaşkanı Necdet Sezer'e bu yasayı veto etmesi çağrısında bulundu.
İstanbul Üniversitesi Senatosu dün aynı yönde bir bildiriyle ikiz yasaların "Ulus devlet"i büyük tehlike ile karşı karşıya bıraktığını bildirdi ve Cumhurbaşkanı Sezer'i bu konuda duyarlı davranmaya çağırdı...
Yasaya silme olumlu oy veren CHP'liler kimi maddelere çekince koyduklarını öne sürüyor. Ancak Perinçek, yasadaki devlet egemenliğini yok eden ve yabancı devletlere müdahale hakkı tanıyan maddelere çekince konulmadığına dikkati çekiyor. Görev yine Cumhurbaşkanı'na düşüyor...
Sivas'ta bilimsel çalışmalarla ilgili sergiye bir ilkokul öğrencisi işkence aleti ile katılmış. Küçük İbo ve Küçük Emrah'tan sonra Küçük Hitler...