Hükümetin af çıkarma teşebbüsüne karşı okurlarımızdan dramatik mektuplar geliyor. Yüreği yanan insanlar ülkede güvenli bir ortam oluşturmayı beceremeyen hükümetin bir de af çıkarma girişiminde bulunmasını kınıyor. Aşağıda bu mektuplardan birini okuyacaksınız. Başından geçen küçük bir olayı içten bir dille anlatmış okurumuz... Bakınız ne demiş:
      "...Benim Adana'da pamuk tarlam vardı. 4 çocuğumun ve karımın geçimini bu tarladan topladığım mahsülle sağlıyordum. Ama aldığım ürünün kalitesi gün geçtikçe düşüyordu. Artık iyi satamıyordum. Birgün çiftçi olduğunu söyleyen bir adamla karşılaştım. Bana kendi tarlasında çok iyi pamuk ürünü aldığını, çünkü iyi bir tohum bulduğunu söyledi. Hatta pamuğu gösterdi. Gerçekten pamuk çok iyiydi. Bana şehirden çok iyi güvenilir tohumlar getirebileceğini söyledi. Ben de ona inandım. Çünkü başka şansım yoktu. Ona para verdim. Bana iki gün içerisinde döneceğini söyledi. Ama bir hafta oldu gelmedi. O zaman beni kandırdığını anladım. Polise başvurdum. İsmini ve eşkalini verdim. Polis onu tanıdı. Meğer bir dolandırıcı imiş. Bir çok kere hapse girip çıkmış. Birkaç hafta sonra onu yakaladılar. Hapse koydular. Ama çocuklarımın rızkından kesip sakladığım paramı son kuruşuna kadar harcamıştı. Paramı alamadım. Ama onun hapiste olması beni biraz teselli etmişti. Şimdi af kanunu ile birçok suçlu; yani katili, hırsızı, dolandırıcısı hapisten çıkacakmış. Bizim paramızı alan o vicdansız da yararlanacak bu haktan. Yine aramızda dolanacak. Yine birçok zavallı garibanın parasını, pulunu alacak...
      Benim hasadım mahvoldu, param gitti. Girdiğim bu zararı devlet karşılayacak mı? Suçluları affederken geride onların zarara uğrattıkları kişilere nasıl yardım edeceğini düşündü mü devlet?
      ***
      Adalet herkes için vardır; ancak eşit dağıtılmaz.
      Cezayı göze alan insanı affetmek masumlara cezadır.
      ***
      ***
      Erbakan, Tahkim için kendisinin affedilmesini şart koşmuş.
      Gördünüz mü tahkimin memlekete yararlarını...
      ***
Kumarhane hizmeti
      Kanal D'nin sempatik sunucusu
Yasemin Özdemir yandaki fotoğraf eşliğinde aşağıdaki bilgiyi göndermiş. Okuyalım:
      ... Avustralya'ya geçenlerde yaptığımız gezi sırasında Melbourne'un ünlü kumarhanesi Crown Plaza'yı da ziyaret ettik. Sabah saat 5 - 6 dolaylarında Crown Plaza'nın dışının bir alem olduğunu öğrendik. Ağlayanlar, kriz geçirenler, kusanlar, intihara kalkışanlar... Bir başka kumarhanenin tuvaletinde şu levha vardı:
     Â
"Bu numarayla şansınız dönebilir.      1800222050
      Ödeyeceğinizden daha fazla mı kaybediyorsunuz?
      Kumar sizin aile yaşamınızı mı etkiliyor?
      Kumar tutkunuz kontrolünüz dışına mı çıktı?
      KUMAR YARDIM HATTI
      24 saat ücretsiz arayabilirsiniz..."
      Eloğlu kumarda insanları soyarken yanında psikolojik hizmet de sunuyor ki.. İntihar falan edip diğer müşterileri kaçırmayasınız!
      ***
      Alkollü içecekleri içme suyundan daha sağlıklı.
      ***
Güçlü devletsek!
      Cumhuriyet ilkelerine, bağımsızlık onuruna, hukuka ve halkın uzun vadeli çıkarlarına sahip çıkan aydınlar ve hukukçular
"Tahkim"e, yani kamu görevlerini devralacak özel şirketlerin bir anlaşmazlık halinde Türk yargısından kaçarak sorunu
"Uluslararası Hakem" marifetiyle çözme girişimine karşı duruyor. Hükümet bu konudaki kaygıları giderecek bir açıklama yapamıyor. Demagojiyle işi idareye çalışıyor. Enerji Bakanı
Cumhur Ersümer son olarak Çanakkale'de yaptığı konuşmada şöyle dedi:
     Â
- Türkiye büyük ve güçlü bir devlettir. Yabancılardan korkmasına gerek yoktur...      CHP Genel Sekreter Yardımcısı
Bekir Yurdagül dün yaptığı açıklamada bu masala yanıt olarak diyor ki:
     Â
- Türkiye güçlü bir devletse neden yabancı yatırımcıya her istediği ödünü veriyor? Neden yabancı yatırımcının hatırına Anayasasını bile değiştiriyor?      Buyrun yanıt verin bakalım...
SokaÄŸa terk!
      Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), oluşturduğu Eğitim Komisyonları aracılığıyla Yaz Okulu ve Okuma Yazma Kursları düzenliyor bir süredir... Yurt genelinde 100'ü aşkın dernek şubesinde süren kurslara aile sıcaklığından (ve devletin ilgisinden) yoksun - sokağa terkedilmiş yüzlerce çocuk katılıyor. Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı öğretmenlerin görev aldığı bu etkinliğin amacı; yaşam karşısında savunmasız kalmış çocukları topluma kazandırmak, yurttaşlık bilinciyle eğitmek, özgür düşünce ve kendini ifade yeteneklerini geliştirmek...
      ÇYDD Ayvalık Şubesi de bu çerçevede bir kurs için Kaymakamlık ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü kanalıyla Vilayet'e başvuruyor. Valilikten
Alpaslan Peker imzasıyla gelen yanıt ilginç:
     Â
"Müdürlüğümüze bağlı kurumlarda kurslar açıldığından, adı geçen kursun açılması müdürlüğümüzce uygun görülmemiştir..."       ÇYDD Ayvalık Şube Başkanı Dr.
Nimet Tan, Milli Eğitim Müdürlüğü'nce ilçede benzer amaçlı bir çalışma yapılmadığını özellikle belirtiyor.
      Türkçesi... Bırakın çocuklar sokakta
"sokak yasalarına" göre büyüyüp yaşasınlar!..
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr