Ovalar birbirine benzer ama dağlar birbirine benzemez, diyor ünlü yazar Borges... Son haftalarda gördüğümüz resimlerde ise dağlar benzetilmiş... Tepeler tıraşlanmış, orman yok olmuş, yamaçlar çamur yığınına dönüşmüş... Altın arayıcıları doğayı ezip geçmiş...
Madencilere göre, yer altındaki ekonomik değerin yer üstüne çıkarılması için başka çare yoktur. Peki, nedir bu ekonomik değer...
Altın Madenciler Derneği
AMD Başkanı Hasan Yücel, 2017’de
22 ton olan altın üretiminin 2018’de
27 tona çıkarıldığını söylüyor.
Altının gramı 270, kilosu 270 bin, tonu 270 milyon liradır. 27 ton altının piyasa fiyatı yuvarlak hesap 7 milyar liradır. Emekliye verilen bayram ikramiyesi tutarının 12 milyar lira olduğunu düşünürsek rakamın önemsizliği ortaya çıkar... Altın firmaları hisse senetlerinin değerini artırmak için geleceğe ilişkin hayali rakamlar ortaya atıyorsa da günün gerçeği budur. Altın madenciliği istihdam da sağlamıyor. Sektörde bugün topu topu
9 bin kişinin çalıştığını AMD Başkanı Hasan Yücel ifade ediyor.
Atılan taş ürkütülen kurbağaya
değiyor mu?
Toprak altından çıkan maden yer üstündeki tahribatı karşılıyor mu?
Yok olan orman, zehirlenen su ve toprak geri gelir mi? Ne zaman gelir? Bu topraklarda yaşayan insanlar olarak bugünü ve gelecek nesilleri düşünmek zorundayız. Bu memleket bizim...
NO ENGLİŞ...
Bayram öncesi birkaç günlüğüne Marmaris’e indik. Dalaman’a kocaman bir havalimanı yapıldı. Ancak çıkışta hâlâ yolcu ve araç trafiği birbirine karışıyor. İnsanlar ezilmemek için sağa sola kaçışıyor. Havalimanı karşısındaki büfeden bir ayran almaya kalktık. 15 lira istemesinler mi? Tatil köyünde İsviçreli bir avukat ve eşiyle dost olduk. Mösyö Serge’in kulaklarına birkaç gün önce su kaçmış, duymaz olmuş. Marmaris Devlet Hastanesi’ne gitmişler. Çok memnun kalmış. Hastane tertemiz ve düzenliymiş. Doktorların İngilizce bilmesi
işlerini kolaylaştırmış. Teşekkür etmişler.
Tatilde konuştuğumuz yabancıların ortak derdi bölgede çalışanların yabancı dil bilmemesiydi. O günlerde gazetelerde başı derde giren İrlandalının haberi yayımlandı. Adam karakolu üç kez aramış. Her defasında karşıdan “No english” cevabı almış. Dilsiz turizm olur mu?
ÇEREZ
Bayramı bir tatil köyünde geçiren dostumuz:
- İlgimizi çeken bir şey oldu, dedi, her akşam yemeğe yarım saat kala otel personeli odaları dolaşıyor, küçük tabaklarda fındık, badem, çikolata gibi şeyler ikram ediyorlardı. Buna önce anlam veremedik. Sonra eşim keşfetti. Akşam yemeğinde çok yemeyelim diye bizi tıkayacak bir şeyler veriyorlar, dedi...
- Eğer öyleyse hem tatil köyünün ekonomisi hem sizin sağlığınız için iyi bir şey sayılabilir, dedik...
- Olabilir, dedi, biz de üzerinde fazla durmadık. Nasıl olsa getirilen çerezleri yemek zorunda değildik. Yemedik, iştahımızı yemeğe sakladık...
NAMAZ
Emekli Amiral Atilla Kıyat’ın belediye başkanlarına önemli bir mesajı var. Diyor ki:
“Sevgili Belediye Başkanları, özellikle CHP’liler, nasıl benim bayram namazını nerde kıldığım kimseyi ilgilendirmiyorsa, sizin de
kılıp kılmadığınız veya hangi camide kıldığınız beni ilgilendirmiyor. Lütfen resmi sayfalarınızda bu paylaşımları yapmayın...”
Mesaja katılırız... Böylesi hem laikliğe hem “İbadet gizlidir” diyen İslami ilkeye uygundur...
TRAJİK
Her bayram olduğu gibi bu bayramda da yollar yine kan gölü...
Trafik kazası haberlerinin geldiği illerin valilerine acaba İçişleri Bakanlığı’ndan şu tür mesajlar gidiyor mu:
- İliniz sınırları içindeki yollarda çok trafik kazası olmaktadır, sebebini bildirir misiniz?
Veya...
- İlinizdeki trafik kazalarında büyük azalma görülmektedir, kutlar teşekkür ederiz...
Böylesi dikkat çekici mesajlar gittiğini hiç duymadık...
METRO
İstanbul Havalimanı’nı şehir merkezine bağlayacak Havalimanı-Gayrettepe ve Havalimanı-Halkalı hatları geçen yıl açılacaktı, bu yıla sarktı, önümüzdeki yıla da sarkabileceği söyleniyor.
İki hat şehir ile havalimanı arasındaki mesafeyi 30 dakikanın altına indiriyor.
Alana gidiş geliş kolaylaşıyor. Bizim merakımız ise şu... Şehir ile havalimanı arası boş arazi... Neden boş araziye yer üstü hafif metro ya da Moskova veya Stockholm’deki gibi
havaray yapılmıyor da
en pahalı ve zahmetli
yol seçilerek yer altı
metrosu yapılıyor?