Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İstanbul Anadolu yakasının en değerli yeşil alanlarından biri olan 354 dönümlük Validebağ Korusu’nun “millet bahçesi” olmasına karar verilmiş... İBB bu konuda projeler hazırlıyormuş...

İBB’den yapılan açıklamaya göre, koruda yürüyüş, koşu, bisiklet parkuru, çocuk oyun alanları ve fitness alanları olacak... Çalışmalar sırasında granit, doğal taş, dişli kum, çim taşı, ahşap travers ve granit bordür kullanılacakmış.

Yani, alanı mümkün olduğunca betonlayacaklar.

Rantçılara karşı bu koruyu korumak için 20 yıldır kavga veren Validebağ gönüllüleri bu son projeye de şiddetle karşı çıktılar... İki gün önceki basın toplantısında dediler ki:

Haberin Devamı

“Validebağ Korusu bahçe değildir, park değildir, halka açık korudur. Doğal yaşam alanıdır. İçinde bulunan Adile Sultan Kasrı ve Abdülaziz Av Köşkü tarihi değere sahiptir.

Biz gönüllüler geçmişte olduğu gibi bundan sonra da belediyenin bu alana iş makineleri sokmasına karşı duracağız...”

Gönüllüler basın toplantısını üç gün önceden duyurmuşlardı.

Ancak Validebağ’daki protesto gösterisi ve basın açıklamasına ne İBB CHP Meclisi üyelerinden ne de CHP İstanbul milletvekillerinden katılan oldu. O gün daha önemli ne işleri varsa!

CHP’deki pırıltı

CHP İzmir Milletvekili iktisatçı Selin Sayek Böke’yi dün Halk TV’de Medya Mahallesi programında izledik.

Bize göre CHP içinde ülkenin sorunlarını ve çözümleri bir bütün halinde en iyi ortaya koyan siyasetçi Böke’dir. Dün günümüzdeki krizin nedenlerini çok net ifade etti. Krizin rantçı ekonomi anlayış sonucu üretim kaynaklarının ranta ve yağmaya kurban edilmesinden kaynaklandığını ayrıntılarıyla anlattı.

Son günlerde ortaya konulan en önemli politika belgesi OVP ya da yeni adıyla Yeni Ekonomik Plan’dır. YEP önümüzdeki üç yılın yol haritasıdır. CHP, temsil ettiği kesimlere bu planın ne getirip ne götürdüğünü kurumsal olarak anlatmak zorundaydı. Bunu yapmadı. Selin Sayek Böke dün YEP’i çalışanlar açısından çok aydınlatıcı izah etti. Ama tabii pek az kişi izleyebildi...

GLOBAL

Türkiye hızla ve gözle görülür şekilde globalleşiyor.

Haberin Devamı

Bunu nereden mi anlıyoruz...

Mesela ölüm ilanlarından...

Okuyoruz...

En başta ninenin ve dedenin adı:

“Konya eşrafından merhum Hacı İsmail Efendi ve merhume Ayşe hanımefendinin torunu...”

Onun altında babanın, annenin adı...

Daha altında merhumun adı...

Daha altında kızlarının, oğullarının adları...

Daha altta torunların adları...

Torunlar (mesela):

“Ahmet, Lisa, Antoine, Hasan, Suzy, Zeynep, Emily, Eren”

Bu nedir? Globalleşme değil mi?

BİTİŞİK

Atilla Aşut dostumuz, Birgün’deki köşesinde, bitişik yazılması gerekirken sık sık ayrı yazılan sözcüklerden örnekler vermiş. Bitişikleri bir kenara not edelim:

“...anaakım, atardamar, başrejisör, birçok, birkaç, birdenbire, birebir, bibergazı, bugün, gerçeküstü, güçbirliği, köşeyazısı, mademki, önayak, rüzgârgülü, sıradışı, tüzelkişi, yazarkasa, yerçekimi, yurtiçi, yurtdışı, yüzüstü, zamanaşımı.”

BOĞAZ

Bir süredir İstanbul’da yaşayan bir Japon diplomatla sohbet ederken söz kenti gezmekten açılıyor. Soruyoruz:

- Pazar günleri bir yerlere gitmiyor musunuz?

Haberin Devamı

Cevap:

- Gidiyoruz ama dönemiyoruz...

Boğaz gezisi yaptıklarında trafik yüzünden eve ancak gece yarısı dönebiliyorlarmış.

İstanbul’da her yere gidebilirsiniz ama dönüş garantisi yoktur.