İzmir'in Urla ilçesi belediye meclisi pazartesi günü tek maddelik bir gündemle "olağanüstü" toplanıyor. Konu... Urla doğumlu Yunan şair Seferis'in adını taşıyan caddenin bir hafta önce değiştirilen isminin iadesi...
- N'oldu peki, diyeceksiniz, neden bu tornistan?..
Efendim, ANAP lideri Mesut Bey, "isim değişikliğinin" kamuoyunda büyük tepki görmesi üzerine İzmir İl Başkanı'nı arıyor... Ve yanlışın düzeltilmesi talimatını veriyor. Sonrasını ANAP İzmir İl Başkanı Tahsin Toygar'dan dinliyoruz:
- Genel Başkanımın talimatı üzerine yasalara uygun bir biçimde itirazımızı yaptırdık. Meclis üyesi arkadaşlarımla görüşerek genel başkanımızın bu konudaki düşüncelerini aktardım. Arkadaşlarımız bu defa tam tersi istikamette oy kullanıp sokağa "Seferis" adının iadesini sağlayacaklar...
Nobel ödüllü saygın "hemşeri"ye vefada en başta kusur etmeseydik keşke...
Bu vesileyle... Sokak isimlerinin verilmesi ve değiştirilmesinde "insani" ölçülerden çok "siyasi" kaygılarla hareket eden sorumsuz idarecilere dur diyebilmek için şair Cengiz Bektaş'ın önerisini aktaralım:
- Bu gibi kararlar, devletten bağımsız bir Kültür Danışma Kurulu'nun denetiminde alınıp uygulansın... Yoksa kültür tarihimizi, insani değerlerimizi silip süpürecek bu sevgisizler...
Fethullah Hoca gazoz şişelerini parmağıyla açarmış!..
O da ne ki?.. Adam bir iki parmakla devletin kapılarını da açtı!..
Cihan Demirci
Kasetten önce ve sonra
Kasetler ortalığa yayılmadan önce, kapalı kapılar ardında:
"İktidarı alabilecek gücü elde etmeden ortaya çıkarsanız Cezayir, Mısır ve Suriye'deki gibi kaybedersiniz. Diyoruz ki, Müslümanlar gereken mesafe alınmadan çıkışlar yaparlarsa dünya başlarını ezer."Kasetler ortalığa saçıldıktan, dünya başına yıkıldıktan sonra:
"Ben, dünyevi, siyasi hiçbir emel peşinde olmadım ve değilim."Kasetler ortalığa yayılmadan önce, kapalı kapılar ardında:
"Demirel, zekasının üç misli laf eder."Kasetler ortaya çıktıktan sonra:
"Demirel bu millet için bir lütuftur."Kasetler ortaya çıkmadan önce:
"(DSP, CHP ve SHP hakkında) Canları cehenneme..."Kasetler ortaya çıktıktan sonra:
"DSP, CHP ve SHP'yi din düşmanı göstermek dini bilmemek demektir."Kasetler ortaya çıkmadan önce:
"Mahremiyete saygı duyacağınız düşüncesiyle bu sözleri sarfettim."Kasetler ortaya çıktıktan sonra, toptan kıvırma:
"Herşeyin bir eskisi bir de yenisi vardır. Sürç - ü lisan ettiysem özür dilerim, yanlış yapmışım. Mülahazamı ifade ederken eğer maksadı aşan sözler girmiş ise işin içine, tekrar ediyorum ben, özür dilerim, yanlış yapmışım."Biz de şahsınızdan özür dileriz de... Kasetler ortaya çıktıktan sonra ettiğiniz laflara millet nasıl inansın?.. Sakın gene takiye yapıyor olmayasınız?..
Papazı bulmak..!
Süleyman Demirel'in sevdiği ve sık anlattığı fıkradır.
Yaşlı adam yatağa serilmiş yatıyor. Konu komşu ziyarete gelip gidiyor. Mahallenin imamı da uğramış hastanın başucuna oturmuş. Eğilip sormuş:
- Geçmiş olsun Hacı Amca. Beni tanıdın mı? İhtiyar gözlerini aralayıp bir süre bakmış:
- Tanıdım demiş,
sen aşağı mahallenin papazısın.
İmam doğrulmuş;
- Gayri bundan hayır gelmez, demiş, imamla papazı karıştıran adam artık iflah etmez.
Gelelim Sayın Demirel'e, Ecevit'e, yumuşak demokrat yazarlara, ABD'nin Türkiye'deki dostlarına... Ve soralım:
- Laikliğin altını oyan adama laikliğin kurtarıcısı diye bakanlardan bu ülkeye hayır gelir mi?
Rakıya yüzde 20 daha zam yapılacakmış.
Memurun beklediği zam rakıya yapılıyor.
Bunlar memurla düpedüz kafa buluyorlar!..
Kenan Tunç
Kadınlara mahsus
İngiliz Ulaştırma Bakanlığı metrolara
"Kadınlara mahsus" birer vagon koymaya hazırlanıyor. Ülkedeki müslümanları memnun etmek için mi? Hayır... Kararın nedeni, metroların gece belli saatlerden sonra kadınlar için güvensiz hale gelmesi... Yalnız başına seyahat eden kadınlara yönelik taciz ve hırsızlık olaylarının artması...
İngiliz yetkililer pek çok kadının geç saatlerde metroya binmekten çekindiğini belirtiyor, kadınlara özel bir vagon eklendiği taktirde hasılatın önemli ölçüde artacağını hesaplıyorlar...
Espri bu ya...
Yunanistan'da Karadenizli göçmenlerin yoğunlukta olduğu bir kentin havaalanına şu tabela konulmuş:
- Piste mısır tanesi serpmeyin. Demir kuş yem vermesiniz de gelecektir.Çalışanı severler!
Almanya, İtalya ve Türkiye'nin katılımıyla
Çalışma Yaşamı ve Alışkanlıklar konulu deneysel bir çalışma yapılmış..
Boş bir odaya bir ütü, bir gömlek ve bir de afet hatun konmuş.
Önce Alman girmiş odaya. Gömleği ütülemiş, sonra hatunla birlikte olmuş. Çıkışta sormuşlar: "Neden böyle yaptın?.."
- Bizim ülkemizde önce iş, sonra zevk gelir, demiş Alman.
Ardından İtalyan girmiş odaya. Kadınla birlikte olmuş, gömleği ütülemiş ve dışarı çıkmış. "Neden böyle yaptın?" demişler.
- Bizde önce zevk, sonra iş gelir, demiş İtalyan.
Son olarak Türk girmiş odaya. Kadına gömleği ütületmiş, sonra da onunla birlikte olmuş. Duruma anlam veremeyen Komite, neden böyle yaptığını sormuş Türk'e... O da yanıtlamış:
- Eeee, bizim ülkemizde çalışanı.........!Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr