Kamu bankalarında batan paraların ne kadarı görev zararıdır? Ne kadarı batık kredi? Ve kimlerdir bu batık hesapların cüzdan sahipleri?
Hortumlanan paraları ödeyecek olan Türk halkı bu soruların yanıtlarını bekliyor.
DSP Milletvekili Uluç Gürkan'la konuşuyoruz konuyu...
- Kamu bankalarındaki batık kredilerin aydınlanması için Cumhurbaşkanlığı'na bağlı Devlet Denetleme Kurulu'nun çalışmalarını engel görmeden sürdürmesi şart, diyor, kamu vicdanının rahatlaması ve gerçeğin ortaya çıkması için umut DDK'dır...
- Peki bankalar yeminli murakıpları ve diğer denetleme kuruluşları?
- Onları çok önemli görmüyorum... Vicdanları rahatlatacak olan DDK incelemesidir...
Olaylı MGK toplantısında Cumhurbaşkanı Sezer ile Hükümet arasındaki kavganın söz kamu bankalarına gelince patladığı biliniyor. Hükümet'in DDK'nın kamu bankalarını denetlemesinden rahatsız olduğu da.
Umarız DDK'nın teftişi engele uğramadan devam ediyordur.
Güncel fıkrayı okurumuz Hakkı Ser anlatıyor...
Kızın biri, papaza gitmiş. Usulca:
- Günah çıkarmak istiyorum aziz peder, demiş, bekaretimi kaybettim de?
Papaz:
- Ah kızım, demiş, bakirelik aynen bir hazine gibidir, çok iyi korunması gerekir, nasıl oldu bu iş?
- Nasıl olmasın ki aziz peder... Benim hazinenin anahtarı bütün erkeklerde var...
Herr Daum'a not:"Bu ülkede futbol zaten ciddi bir uyuşturucu, ayrıca uyuşturucuya gerek yok!.."***Çiller "halüsinasyon" demeyi becerememiş... İlahi; beceremediği bir o olsaydı keşke!..
Cihan Demirci
Mesut Yılmaz, geçen pazar günü Sabah'ta Yavuz Donat'ın sorularını yanıtlarken bir yerde çarpıcı bir paragraf açıyor; diyor ki:
"Bir irade, siyaseti etkisizleştirme operasyonu içerisindedir. Bunu yapanlar biraz da İtalyan modelinden etkileniyorlar. Orada siyasŒ kadrolar, boğazına kadar yolsuzluğa batmıştı. Bu olay, İtalyan siyasetinde, yeniden düzenlemenin başlangıcı oldu. Bundan esinlenerek, Türkiye'de de, benzer bir senaryo uygulanmak isteniyor. Amaçları mevcut siyasŒ oluşumların tasfiyesini sağlamak. Ve yeni siyasŒ oluşumların başlatılması yolunu açmak amaçlanıyor. Buradaki hedeflerden biri de benim."
Mesut Bey, kendisini tasfiye etmek isteyen iradenin ad ve adresini vermemiş...
Ama olayları izleyenler iki ayaklı bu "irade"yi keşfetmekte gecikmiyor... Ayakların birinde Genelkurmay, diğerinde Amerika var gibi...
Beyaz Enerji operasyonuna dikkatle bakalım...
Operasyonu şehir dışında olduğu gibi şehrin göbeğinde de Jandarma yürütüyor.
Jandarma fezleke hazırlığında ciddi hukuk bürolarından yararlanıyor. Genelkurmay yurt dışındaki kimi enerji uzmanlarıyla dirsek teması kurarak enerji soruşturmalarını eksik bırakmamak için özel gayret sarfediyor.
Askerler, yurt içi güvenliğin, yolsuzlukların önlenmesiyle birebir ilintili olduğu görüşünde. O yüzden enerji operasyonunu çok titiz ve sıkı yürütüyorlar.
Mesut Bey bu soruşturmanın Enerji Bakanı Ersümer ve peşinden kendine dokunacağını biliyor. O yüzden tedirgin.
"İrade" nin öteki ayağına gelince... Acı ama gerçek... Türkiye artık Washington'dan yönetiliyor... Washington Türkiye'nin hem soyulup hem düzlüğe çıkamayacağını bildiği için yolsuzluk kaynaklarını mercek altına almış durumda.
Mesut Bey o yüzden ABD'nin de hedefi... O yüzden mutsuz!
"Olgun bir adamı dost edinmek isterseniz, tenkit edin; basit bir adamı dost edinmek isterseniz methedin."
Nedir Bibidibabidibu? Dün İzmir at yarışlarında beşinci ayakta koşan atlardan birinin adı... Atın adını duyunca aklımıza Tansu Çiller'in Meclis'te "Hallucination" sözcüğünü 7 kez söylemeye teşebbüs edip söyleyememesi geldi. Bir de yukardaki ismi denese...
İyi yere dükkân açmak" deyimini "İyi yere banka açmak" şeklinde değiştirebilir, Türkiye'ye uygulayabilirsiniz. Türkiye banka açılacak en iyi yerdir.
Banka açar, halktan mevduat toplar, paraları kendi şirketlerinize aktarır, kasayı boşalttıktan sonra anahtarı götürür Tasarruf Mevduat Fonu'nun kapısına bırakırsınız. Sizin diğer şirketleriniz, medya kuruluşlarınız tıkır tıkır işlerken bankadan götürdüğünüz paraları halk paşa paşa öder. 11 bankayı ödeyen, 12 bankayı da öder. Yani ödetirler. Var mı bundan âlâ memleket...
Eğer bir gün yolunuzu kaybederseniz bir çocuğun gözlerinin içine bakın.
Çünkü bir çocuğun bir yetişkine her zaman ögretebileceği üç şey vardır;
Nedensiz yere mutlu olmak,
Her zaman meşgul olabilecek bir şey bulmak,
Ve elde etmek istediği şey için var gücüyle dayatmak.
Paulo Coelho