Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Melih AŞIK

Acı sürprizin ilk kurbanları (!) geçtiğimiz bayramda arabalarıyla Uludağ'a çıkanlar oldu. Daha birkaç gün öncesine dek otomobil başına 200 bin lira olan giriş parası bir gecede 2.5 milyon lira olmuştu. Peki, bu zam niye ve nasıl mı olmuştu? Asıl önemlisi zam kararı kimden çıkmıştı?
Soruyu Orman Bakanı Ersin Taranoğlu'na soruyor ve yanıtını hemen alıyoruz.
-Bu zammı ben yaptım.
-İyi güzel de neden yaptınız?
-Bayramda Uludağ'a gitmiştim. Uludağ Milli Parkı'nda görev yapan bakanlığımın memurlarına, geçen yıl arabalardan ne kadar giriş parası topladıklarını sordum. 20 milyar lira kadar efendim, dediler. Peki, dedim, burada görevli memurlara benim bakanlığım aynı yıl içinde ne kadar maaş ödedi? 25 milyar lira civarında, yanıtını alınca, derhal dedim, giriş ücretlerini 200 bin liradan 2.5 milyon liraya çıkaracaksınız.
- Sonuç ne oldu?
- İlk günkü hasılatımız birden 4 milyar liraya fırladı. 1998'de 1 trilyona yakın para kazanacağız.
- Bundan sonra arabalarıyla Uludağ'a gideceklere başka iyilikler (!) de düşünüyor musunuz?
- Evet. Bugüne kadar pek çok araba ödeme yapmadan oteller bölgesine girebiliyordu. Bunu, girişe yerleştireceğimiz elektronik turnikelerle kesin olarak önleyeceğiz. Ayrıca çok kısa bir süre sonra da oteller bölgesine araç girişini yasaklayacağız.
- O kadar aracın nereye parkedeceğini düşündünüz mü?
- Düşündüm. Yine çok yakında giriş kapısına yakın bir bölgeye katlı otopark yapacağız. Ve tabii bu otoparktan da iyi para kazanacağız.
- Bütün bu projelerinize vatandaştan gelecek tepkiyi düşündünüz mü?
- Elbette düşündüm. Ama sonuç değişmeyecek. Orada bir tek çaya 500 bin lira ödemeyi sorun yapmayanlar bu zammı da sorun yapamazlar. Solculuksa, asıl solculuk işte benim bu yaptıklarımdır, tamam mı?
Tamam...

Ünlü Time dergisi 12 Ocak tarihli sayısının kapağına "Bugünün Türkiyesi" başlığını yerleştirmiş, İslamcı - laik ikilemi üzerine uzun bir yazı döşenirken yandaki fotoğrafı okurlarına "Adana'da kız öğrenciler" alt yazısıyla sunmuştu. Mimar Doğan Hasol verilmek istenen mesaja öfkelendi. Time'a bir elektronik mektup yazarak "Türkiye'ye haksızlık ettiklerini", ülkemizle ilgili yanlış imaj vermeye çalıştıklarını söyledi... Dergiyi dürüst davranmaya davet etti.
Doğan Bey'in mektubuna birkaç gün önce Time dergisinden uzun bir yanıt geldi... Yanıtta yandaki fotoğrafın Adana'da değil, İran'da çekildiği itiraf ediliyor, sebebi de kısaca şöyle anlatılıyordu:
- Time dergisi için çalışmakta olan gazeteci Barry İverson bizim için önce İran'da sonra Türkiye'de röportajlar yapmıştır. Ne yazık ki İran'da çektikleri arasından bir rulo film Adana'da çektiklerine karışmış, durum editörlerimiz tarafından farkedilmediği için İran'daki görüntü Türkiye'den bir sahne olarak yayınlanmıştır...
Dergi bu yanlışlığın dergide düzeltilmediğini, ancak tüm editörlerin bu hatadan haberdar edildiğini bildiriyor, Doğan Hasol'a hem teşekkürlerini hem özürlerini bildiriyordu.
Görüyorsunuz... Time dergisi gibi en ileri teknolojiyi kullanan yayınlar dahi, "ister - istemez" nasıl ilginç hatalar yapabiliyorlar...

ANAP - DSP ortaklığının 8'i İstanbul'da olmak üzere yurt çapında 19 bölgeyi bir çırpıda "Turizm Bölgesi" ilan ettiğini, böylece fırsatçılara havadan trilyonlar kazanma imkanı yarattığını yazmıştık. Çünkü bir alanın "Turizm Merkezi" ilan edilmesi demek, Belediyeler ve Koruma Kurullarının denetiminden kaçırılarak her türlü imar planını aşan boyutta yapılanmaya açılması demekti. Beşiktaş Belediye Başkanı Ayfer Atay bu "yağma"nın ancak İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Danıştay'a açacağı dava ile durdurulabileceğini söylemiş; bu uyarıyı "Top Erdoğan'da" başlığıyla önceki gün bu sütunda okurlarımıza aktarmıştık.
İstanbul Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan dün yaptığı basın toplantısında bu konuda Danıştay'da dava açacaklarını açıkladı. Ve dedi ki:
- Turizme açılan bölgelerin hepsinde ya siyasi şahısların, ya holdinglerin geniş arazilere sahip bulundukları görülmektedir. Mevcut planlara ve SİT kararlarına göre, bu kişi ve kuruluşlar, trilyonluk rantlar doğuracak bu bölgelerde tek çivi çakamayacak durumdadırlar. Halbuki bu kararla çok geçmeden mülkiyetlerindeki arazileri, bu kişi ve kuruluşlar, trilyonluk yatırımlara dönüştüreceklerdir. Kaldı ki bu astronomik kazançlarını İstanbul halkının akciğerlerini tarumar etmek pahasına elde edeceklerdir.
ANAP - DSP ortaklığı yeni "turizm bölge" lerini ilan ederken ne Anakent Belediyesi'ne danışmış, ne bir başka kuruluşa... Nazım plandı, imar durumuydu... İlgilenmemiş bile... Aralarında koskoca iki parkın, ormanların da bulunduğu İstanbul'un en nadide alanlarını rantçıların iştahına sunmuş...
Kim mi bu rantçılar?..
Kimi holdingler ile birlikte... ANAP İstanbul İl Başkanı Erdal Aksoy...
Turizm Merkezi ilan edilen bölgelerin ikisinde ANAP İl Başkanı Erdal Aksoy'a ait çok geniş parseller var... Peşkeş göz göre göre yapılıyor... Saklı gizli yok. Kimbilir bu arada daha tanımadığımız nice eş dost sebeplenecektir bu yağma kararından...
Şu anda biliyorsunuz hükümetin başında "çok dürüst" iki lider var: Mesut Yılmaz ve Bülent Ecevit... İyi ki dürüstler... Dürüst olmasalar... Acaba nasıl bir yağma ve talan manzarası sunacaklardı ülkeye? Merak etmez misiniz?..



Yazara EmailM.Asik@milliyet.com.tr