Gazeteciliğin sönmez ışığı Uğur Mumcu’yu katledilişinin 27. yılında saygı ve özlemle anıyoruz...
Uğur’a yönelik kanlı saldırı basının tümüne verilmiş bir gözdağı idi.
Halkı aydınlatmaya yönelik cesur gazeteciliğe ölümcül bir darbe...
Uğur’un katili diye sonradan birkaç kişi hapsedildi. Gerçek katiller ise hâlâ karanlıkta.
Devlet, Uğur’un katillerini bulmaya değil, bulmamaya çalıştı.
İşte geçmişteki “TBMM Araştırma Komisyonu Raporu”ndan satırlar:
1) Cinayetin soruşturması sırasında Mumcu’nun evindeki çalışma odasında hiçbir inceleme yapılmamış. Bant kayıtları, özel notları, randevuları ile ilgili kayıtları, bilgisayar disketleri incelenmemiştir.
2) Uğur Mumcu’ya ait telefonlarla yapılan görüşmelerin kayıtları Telekom’dan istenmemiştir. Cinayetten 3 yıl sonra yapılan isteğe karşılık “Silindi!” yanıtı alınmıştır.
TBMM Komisyonu, soruşturmayı savsaklayan Başsavcı Nusret Demiral, Savcı Ülkü Coşkun ve bir dizi Emniyet görevlisi hakkında soruşturma talebinde bulunmuştur. Ne var ki bu talepler yerine getirilmemiştir.
DGM Savcısı Ülkü Coşkun’un şu sözü ise tarihe geçmiştir:
“Bu işi devlet yapmıştır, siyasi iktidar isterse çözer.”
Siyasiler hiç böyle bir istek göstermedi...
KORKMA
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş üniversitelere din dersleri konulmasını istemiş ve “Allah korkusu olan doktor ve avukatlar yetiştirmeliyiz” demiş.
Dini terbiye diye zaten çocuklara ve gençlere sürekli Allah korkusu pompalanıyor. Ama anlaşılan yetmiyor.
Peki, Allah korkusu olanlar daha başarılı, daha ahlaklı mı oluyor?
AB’ye bağlı Eurobarometer’in 2005 yılında yaptığı araştırmaya göre...
İsveç’in yüzde 77’si, Danimarka’nın yüzde 69’u, Norveç’in yüzde 68’i, Fransa ve Hollanda’nın yüzde 66’sı, Almanya’nın yüzde 53’ü Tanrı’nın varlığına inanmıyormuş. Dolayısıyla korkmaları da söz konusu değil.
Bu ülkeler başarısız ve ahlaksız mı?
İyi ve doğru insan olmak için illa bir şeyden korkmak mı lazım?
ESHOT
“Dün sabah bir ilki yaşadım. Sabahın 8’inde Alsancak’ın göbeğinde trafik polisleri koca ESHOT (Belediye) otobüsünü içindeki yolcularla birlikte durdurdu, şoförün evraklarını kontrol etti. Tüm otobüs şaşkın şaşkın kontrolün bitmesini bekledik. Tabii işe de geç kaldık. Merak ediyorum, acaba başka kentlerde üstelik de mesai saatinde hiç belediye otobüsü durduruluyor mu?
KÖPRÜLER
Kanal İstanbul çalışmaları 33 bilim dalında, 7 üniversitenin katılımıyla 200’den fazla akademisyen ve uzman tarafından çok titiz çalışmalar sonucunda yapılmış. Kanal’ı savunanlar bu rakamları veriyor. Ne var ki bu uzmanlar ve bu üniversitelerden kimse ekranlara çıkarak veya gazete köşelerinde eleştirileri cevaplamıyor. İlginç!
ÇED raporunda Kanal boyunca 7 karayolu köprüsü yapılacağı, bu köprülerin önce inşa edilip kanal kazısına sonra başlanacağı belirtiliyor. Ortada kanal yokken köprüler inşa edilecek. Hayli toz duman, hayli hafriyat, hayli trafik sıkışıklığı bizi bekliyor.
Meyvesiz çalıştay!
CHP’nin düzenlediği eğitim çalıştayı sonunda yayımlanan bildiriye baktık. Köşe yazarlarının günübirlik yaptığı eleştirilerden farklı bir şey göremedik.
Mesela şöyle dilekler:
- Her türlü vakıf cemaat ve ticari işletmenin okullara girişi ve eğitime müdahalesi engellenmelidir.
- Yoksul çocuk ve gençler tarikat ve cemaat yurtlarına mahkûm edilmemelidir.
- Yatılı bölge okulları artırılmalıdır.
Yapmalı etmeli... Peki, iktidar bunları yapmazsa CHP ne yapacak?
- Miting ve salon toplantıları mı düzenleyecek?
- Velileri bilinçlendirmek için harekete mi geçecek?
- Öğrencilere yönelik şikâyet masası mı kuracak?
- Laik eğitim için kampanya mı başlatacak?
- CHP’li belediyeler öğrenci ihtiyaçları için seferber mi edilecek?
Bunların hiçbiri yapılmayacaksa... Çalıştay diye insanları yormanın ne âlemi var?
Sophia
İki arkeolog; Ken Dark ve Jan Kostenec 2004 ile 2018 yılları arasında Ayasofya Müzesi’nde araştırma yapmışlar. Araştırma sonuçları iki arkeoloğun kaleme aldığı “Hagia Sophia: An Archeological Reexamination of the Cathedral of Byzantine Constantinople” yani “Bizans İstanbulu’nun Katedrali Ayasofya, Arkeolojik Yeniden İnceleme” başlıklı kitapta yer aldı.
Konuya ilgi duyan okurlar ve yayınevlerine duyurmuş olalım...
ATİNA
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Yunanistan’ın Ege’de gayri askeri statüdeki adalardan 16’sını silahlandırdığını bildirdi. “Bu bir tehdit değil” dedi. Ancak Yunanistan bunu tehdit olarak algıladı. Yunanistan medyası haberi dün:
- Türkiye 16 adanın silahsızlandırılmasını istedi, diye verdi.
Yunanistan ile Doğu Akdeniz’de başlayan, Libya ilişkileriyle yükselen gerginlik, doğrudan ilişkilere yansımış vaziyette.
Bu işten en başta Atina’ya F-35 satmak isteyen Amerika kârlı çıkar...