Melih AŞIK
CHP Kadıköy Gençlik Kolları'nın açtığı
"Uğur Mumcu" konulu kompozisyon yarışmasını, "Muhsin Adil Binal İlköğretim Okulu" 3 / B sınıfı öğrencisi
Özge Akdik kazandı. Minik
Özge'nin yazısını birlikte okuyalım:
"Uğur Mumcu'ydu adın. Yazardın.
Gazetendeki köşende, hep haklıyı, hakkı, gerçeği, doğruyu ve güzeli yazdın savundun.
Bunları evde büyüklerimden, okulda öğretmenlerimden öğrendim. Ben de çeşitli kaynaklarda okudum seni. Yakaladığın haberleri araştırmadan yazmazmışsın. Kötülüklerle, çirkinliklerle, haksızlıklarla sonuna kadar savaşmış, yazmışsın. Eline sağlık ne güzel yapmışsın. Zaman senin ne kadar haklı olduğunu ortaya çıkarmış. Şimdi televizyonda haberleri, gazete manşetlerini izledikçe büyük, küçük herkes sana fazlasıyla hak veriyor.
Uğur Mumcu, sen de suçluydun. Suçun:
- Atatürk'e ve laik Cumhuriyet'e toz kondurmazdın. Gericiliğe, tutuculuğa meydan okurdun.
- Kötülüklerle çirkinliklerle yılmadan savaştın. Çeteleri ortaya sen çıkardan. Devleti soyanların, uyuşturucudan, silah kaçakçılığından para kazananların düşmanlığını kazandın. Hukukçuydun; araştırmacı yazardın. Yakaladığın gerçekleri korkmadan açıklardın.
İşçi haklarının yanında, haksız kazananların karşısındaydın. Akılcıydın, yürekliydin, çağdaştın.
Yazdın, konuştun, tartıştın.
Sevenlerin çoğaldı, sevmeyenlerin kinlendi. Seni sevmeyenlerin elleri birgün arabanın altına kadar uzandı. Sana kıydılar... Yüreğimizi yaktılar.
Ama sen ölmedin; yazılarınla, kitaplarınla daima kalbimizdesin. Şarkılarımızla türkülerimizle yaşıyorsun.
"Uğurlar olsun!..
Uğurlar olsun!.."
Kutlu Savaş'ın Susurluk raporu yetersiz ama Başbakan
Mesut Yılmaz'a kimi görevler vermiyor da değil...Avukat
Ergin Cinmen bu konuya dikkati çekerken şöyle diyor:
- Başbakan,
"Devlet suç işlemez! Devlet adına bireyler suç işlemiş!" diyor ama... Başbakanlığa bağlı bir kurum olan MİT'in eylemleri raporda ayan beyan anlatılıyor... Başbakan'a bağlı
"MİT" tüzel kişiliği adına suç işlenmiş. Bunun en "taze" ve somut örneği; olayların merkezinde olduğu bilinmesine, adı üzerinde bunca şaibe olmasına rağmen
Yeşil'in daha iki ay önce pasaportunu cebine koyup MİT görevlilerinin refakatinde yurt dışına çıkarılması...
- Raporda adı geçen Mehmet Eymür gibi MİT görevlilerinin soruşturulması için nasıl bir yol izlenir?..
- MİT görevlilerinin soruşturulması Başbakan'ın iznine tabidir. Şimdi sormak gerekiyor: Başbakan bu izni verdi mi, yoksa ne zaman verecek?.. Raporda MİT içinden başka isimler de var. Bunlar "sır" filan da değil artık. MİT'ten en başta MİT Müsteşarı sorumludur. O açıdan, MİT Müsteşarı ve alt birimleriyle ilgili olarak bir soruşturma başlatılması için Başbakan acilen girişimde bulunmalıdır. Ayrıca devlet görevlileriyle uyuşturucu kaçakçıları arasında organik işbirliğinden söz ediliyor, ki, bu "devlet görevlileri"nin soruşturulması için Başbakan'ın izni de gerekmez. Memurin Muhakemat Yasası gereğince derhal harekete geçilmesi gerekir...
Devet Bakanı
Eyüp Aşık, Akhisar Fabrikası ile Samsun ve Yeni Harman sigaralarının isim hakkını British American Tobacco (BAT) ile Tekel'in kuracağı şirkete devretti. Sırada Tokat Fabrikası ile 2000 sigarası var.
Eyüp Aşık ile
Mesut Yılmaz, ne TBMM'ye, ne Parti Grubuna bilgi vermeye gerek görmeden, dostları eski Büyükelçi
Cem Duna'nın aracılığıyla kendi bildiklerince satışlar yapıyorlar. Tütün üreticisi, sendikalar, muhalefet partileri susuyor. Üretici aç kalınca, yani iş işten geçtikten sonra uyanırlar. Bir iki yürüyüş yapar, sonra gene uyurlar.
***
Dürüst bir bilim adamı olan
Özer Ertuna, 1991 yılında
Tansu Çiller'in
"Özelleştirme Danışmanı" olmuştu.
Çiller Hükümeti KİT'leri özerkleştirecek, yeniden yapılandıracak sonra özelleştirecekti.
Özer Ertuna, dünkü Radikal'de yer alan yazısında o günlerde Dünya Bankası uzmanlarıyla yaptığı görüşmeyi anlatıyor:
"...Ben KİT'leri daha verimli hale getirmek ve ülke ekonomisine kazandırmak için yeniden yapılandırarak özelleştireceğimizden söz ettikçe, alaylı bakışlarla dinliyorlar, başlarını sağa sola sallıyorlardı.
- Bizim düşüncelerimiz yanlışsa siz ne öneriyorsunuz? diye sorduğumda sol tarafımda oturan gençten uzman:
- Hepsini ya satacaksınız, ya kapatacaksınız, dedi. Dünya Bankası uzmanları için durum bu kadar basitti. Ben:
- Herhalde şaka ediyorsunuz, diye cevap verdim.
Çok ciddiydiler... Birçok işletmeyi hemen kapamamız gerekiyordu. 30 bin işçi çıkartılacaktı. Ellerinde liste olup olmadığını sordum.
"Var" dediler. İstedim.
"Yarın veririz" dediler. Listeyi onlardan almak bana kısmet olmadı..."
***
Borç gırtlakta... Dış kredi ihtiyacı dorukta... Ülke, İMF ve Dünya Bankası'nın buyruklarına uymaya mahk–m hale getirilmiş. Bu yolda ABD'ye eşsiz bir hizmet veren
Turgut Özal, KİT'leri kasten zarara sokup satışları kolaylaştırma yoluna gitmiş. Artık kararlar Okyanus ötesinde alınıyor. Çok satan, kƒrlı kuruluşu ucuza okutan, ABD ve Dünya tekellerinden
"aferin" alıyor.
Tekel satışları
Eyüp Aşık ile
Mesut Yılmaz'ın
"Satıcılık" notunu çok yükseltmiş olmalı. Satışa gelenler düşünsün gerisini...
Yazara EmailM.Asik@milliyet.com.tr