Meclis Plan - Bütçe Komisyonu’nda SİT alanlarını imara açan yasa tasarısı görüşülüyor. Söz alan AKP’li üyelerin sergilediği mantık adeta birbirinin kopyası; ülkemiz kalkınmak zorunda... kalkınmak için kaynak yaratmak gerekir... görüşmekte olduğumuz tasarı kaynak yarattığı için ülkemiz kalkınmasına hizmet edecek... dolayısıyla tasarıya "evet" demek gerek.
Komisyon üyesi CHP Uşak milletvekili Osman Coşkunoğlu söz sırası gelince, sergilenen bu mantığı şu sözlerle eleştirdi.
"Arkadaşlar, mantık dilinde totoloji diye bir kavram vardır. Bu kavramı bir örnekle açıklayayım; diyelim bir arkadaşınıza, sizin takım bu hafta neden yenildi, diye sordunuz. Size, "rakip takım bizim takımdan daha çok gol attığı için" derse, bu yanıt doğrudur ama anlamı yoktur... Ya da, sizin takım rakip takımı ne zaman yener, diye sordunuz. Bizim takım ne zaman ki rakip takımdan daha fazla gol atarsa, o zaman yeneriz, yanıtını aldınız. Bu yanıt da doğrudur ama bunun da bir anlamı yoktur. İşte totoloji budur ve siz burada tasarıyı savunurken sürekli totoloji yapıp duruyorsunuz. Yani doğru şeyler söylüyorsunuz ama bunların geçerliliği ve anlamı yoktur."
Bir politikacının amacı sürekli iktidar olmaktır. Bu çaba ona çoğu zaman sorun çözme görevini unutturur.
"Kadınlar erkeklerin güçlü yanlarına hayran olurlar, zayıf yanlarını severler."
TBMM 15.000 imam kadrosu için seferber olurken... YÖK bursu ile yurtdışında yüksek lisans eğitimine gidecek öğrenciler sınava girmelerine rağmen kadro sağlanamadığı için hâlâ beklemedeler.
Birkaç hafta daha beklenmesi durumunda yurtdışında kabul edildikleri okullardan resmi belgelerini (I - 20 formu) alma şanslarını kaybetmiş olacaklar. Çünkü vizeyi alıp okulların başlama tarihine yetişmeleri çok güç.
Bilim adamını boşlayıp imamları memnun etmeye çalışan bir iktidar ülkeyi çağdaşlığa taşıyabilir mi?
Devlet Demiryolları Ankara - Kars tren seferlerini yeniden başlattı. Geçen hafta açılış seferine katılan arkadaşlarımız trenin konforundan pek memnun kalmış, 26 saat süren yolculuğun nasıl geçtiğini anlamamışlar. Yolculuk sırasında DDY Genel Müdür Yardımcısı Tayyar Hindistan’ın verdiği bir bilgi dikkat çekici... Trenlerin içinden geçtiği yerleşim birimlerinde çocukların fırlattığı taşlar bir yılda tam 2 trilyonluk zarara yol açmış. Bu zararın giderilmesi için bir kampanya açılması düşünülüyor şimdi. Umarız yararı olur.
Bursa - Osmangazi’nin DSP’li belediyesi, geçenlerde çoğunluğu orman içine kondurulmuş 180 kaçak villayı yıkma kararı aldı. Kaçak villaların büyük bölümünün tarikat mensuplarına ait olduğu söyleniyordu.
Villa sahipleri yıkımı mahkemeye başvurarak durdurdular.
Mahkeme belediye lehine karar verince de umulmadık bir şey oldu.
Bayındırlık Bakanlığı’ndan gelen ani bir emirle vilalların bulunduğu 13 köy Osmangazi’ye bağlı mücavir alan olmaktan çıkarıldı. Bayındırlık İl Müdürlüğü’ne bağlandı.
İktidar partisi resmen orman ve arazi işgalcilerini korumaya aldı.
Bu kepazelik AKP’li Bursa milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ı da isyan ettirmiş. Yalçınbayır Açık Pencere’ye diyor ki:
- Kabul etmeliyim ki, Bursa’da, kaçak yapılaşmaya karşı en etkin mücadeleyi DSP’li belediyeler veriyor, Orhangazi de bunlardan biri... İktidarın bunlara sahip çıkması gerekirken tam tersini yapması inanılacak şey değil.
- Villaların bir tarikata ait olduğu söyleniyor...
- Benim için önemli olan kaçak olmalarıdır. Hukuku çiğneyenlere böyle arka çıkarsanız, kanunsuzluğu böyle teşvik ederseniz ve AB’nin en büyük suçlardan saydığı "kente karşı suç"u böylesine teşvik ederseniz, samimiyetinize kim inanır? Bayındırlık Bakanlığı’nın, birtakım siyasilerin baskısıyla aldığı açık olan bu kararında çok açık şekilde kötü niyet ve kasıt var.
Bursa’da olup bitenler bu iktidarın "kayırmacılık, yağmacılık, hak, hukuk, adalet" konularındaki duyarlılığını göstermek açısından çok ibret verici!
15 bin imam kadrosuna şimdi yeni cemaat kadrosu gerekecek!