Abdullah Gül başkanlığındaki 58. hükümetin Başbakan Yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır nasıl bir kişi? Eski CHP Bursa milletvekili Yahya Şimşek ve geçen dönemin DSP Bursa milletvekili Ali Arabacı’ya kulak veriyoruz.
"Ertuğrul Bey’le dostluğumuz çocukluk yıllarımıza kadar dayanır. Hukuk fakültesinde okurken yazları lise öğrencilerine ders verirdik. 1976’da ortak bir avukatlık bürosu açtık. O yıllarda hepimiz CHP’liydik, Ertuğrul bir ara CHP merkez ilçe başkanlığı ve Belediye Meclisi üyeliği yaptı. Dürüst ve demokrat bir insandır. 1980 sonrası Bursalı TKP’li arkadaşlarımız, yurda dönen Nabi Yağcı ve Nihat Sargın’ın avukatlığını yapmamızı rica ettiler. Bizim büro adına bu işi Ertuğrul üstlendi. 100 kadar avukatın savunduğu Yağcı ve Sargın’ın bir duruşmasında görev yaptı.
Necmettin Erbakan’ın Altınoluk’taki villasının istimlakiyle ilgili davayı alınca Erbakan’la tanışmış oldu ve 1995’te RP’den Meclis’e girdi. Daha sonra sırasıyla ANAP’a ve AKP’ye geçti. Siyasi görüşlerimiz giderek birbirinden uzaklaştı ama dostluğumuzda değişen bir şey olmadı. Hâlâ görüşür, konuşuruz."
Bir insanla göz göze gelmek için insan olmak gerekir.
Jerzy Lec
OECD’deki dostumuz Mehmet Öğütçü yazıyor:
"Gönül isterdi ki CHP, yeni hükümetin her üyesini yakın markaja alacak gölge kabinesini Hükümetin kuruluşu ilan edildikten birkaç saat sonra açıklasın...
CHP’nin Meclis’te etkin olabilmesinin ve politika üretebilmesinin tek yolu, gece gündüz hükümetin bakanları gibi çalışacak bir "Gölge kabine"yi hemen devreye sokmasıdır."
Mine Kılıç arkadaşımız ünlü düşünür Voltaire’in Kıbrıs konusunu pek güzel açıklayan bir sözünü göndermiş:
"Uzun zaman devam eden anlaşmazlık her iki tarafın da haksız olduğunu gösterir."
Sami Kohen ağabeyimiz geçen cumartesi akşamı otomobille bir yemeğe giderken göğsünün tam ortasında ağrı hissetti. Eşi yanındaydı. Rotayı değiştirip derhal Amerikan Hastanesi’ne gittiler. Elektro, tahlil, tetkik derken kalp krizi teşhisi konuldu. Önce anjiyo yapıldı. Peşinden tıkalı tek damara balon uygulandı, sdent takıldı. Bütün bunlar topu topu 3.5 saat sürdü. Operasyon tamamlandığında saat 11.30’u gösteriyordu.
Sami Ağabey dün telefonda tedavinin kalitesini ve süratini öve öve bitiremiyordu. Tabii yemekten kalkıp yarım saatte hasta başında olan hekimler Mordo Bardavit ve Genco Yücel’i övgü listesinin başına koyarak...
Bakanlar Kurulu’nun ilk toplantısında karar alındı... Bundan sonra Bakanlar Kurulu toplantılarında zabıt tutulacak. Abdüllatif Şener’in toplantıdan sonra ifade ettiği gibi; "Devlet adabının gereği" de budur.
Peki Recep Tayyip Erdoğan’ın Atina’da Başbakan Simitis’le yaptığı toplantıda Dışişleri mensuplarını görüşmeye almaması ve zabıt tutulmasını önlemesi nedir? "Devlet adabı"nın esas hatırlanması gereken yerde hatırlanmaması çelişki değil mi?
***
Yeni Maliye Bakanı Kemal Unakıtan Family Finans Yönetim Kurulu üyeliği sırasındaki eylemleri yüzünden yargılanıyor. İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin suç duyurusunda çete oluşturmak ve haksız menfaat gibi suçlamalar da var...
Kemal Unakıtan önceki gün durum kendisine sorulduğunda:
- Hakkımda kesinleşmiş hüküm yok, dedi...
Konu aynı akşam Show TV’de Politika Kazanı’nda tartışıldı. CHP’nin eski Genel Başkanı Altan Öymen dedi ki:
- Dokunulmazlıklar kaldırılmadığı için Kemal Bey’in maalesef beraatı da kesinleşmeyecek... Aklanma imkânından da mahrum kalacak.
***
Unutmayalım... Dokunulmazlıkların sürmesi kişilerin aklanmasını da önlüyor.
Oya Kayacan arkadaşımız, Açık Site’deki yazısının bir yerinde hoş bir tespitte bulunuyor:
"Devlet adamı olabilmek için evrensel kültürden haberdar olmak gerekir."
Bülent Arınç TBMM Başkanlığı’na adaylığını "inat" uğruna koyduğunu açıklamıştı. İnadın bir hedefi türbanı yasaklayanlar, diğeri o göreve Vecdi Gönül’ü düşünen Recep Tayyip idi.
Arınç dün Cumhurbaşkanı Sezer’i Prag’a uğurlamaya inadına eşini de götürdü. Böylece hem "devlet"e, hem Tayyip Erdoğan’a dayatmacı mesaj attı. Hem de AB’ye de türbanlı devlet fotoğrafı yolladı. Türban gerilimi beklenenden erken başladı.