***Gazeteye gelirken zaman zaman yolumuzun üstündeki Eyüpsultan'a uğruyoruz. Eyüp Belediyesi iyi çalışıyor. Meydan temiz, seyyar satıcılara bir örnek kıyafetler giydirilmiş, türbe ve mezarlar oldukça bakımlı. Ne var ki türbe, imarethane, medrese gibi binaların içine yerleşmiş sağlık ocağı, vakıflar, yardım dernekleri gibi kuruluşların kocaman ve zevksiz tabelaları tarihi görüntüleri müthiş şekilde bozuyor. Eyüp Camii'ne asılmış bilgi verici tabelalar da öyle... Bunların elden geçirilmesi hiç de zor değil. Sağlayacağı görüntü zenginliği ise tariflere sığmaz.Kültür Bakanlığı sanırız bu konularla uğraşacak durumda değil. Bu konuda da Belediye'ye düşüyor.. Ha gayret, diyelim... İstanbul'da Mısır Çarşısı'nın hemen yanında bulunan Rüstem Paşa Camii 1561 yılında Mimar Sinan tarafından inşa edilmiş. Caminin en önemli özelliği iç duvarlarını süsleyen İznik çinileri... Bunlar yurtdışına kaçırılan nadide çinilerin yurtiçinde kalan benzerleri. Peki ne olmuş diyeceksiniz... Efendim caminin iç duvarındaki çinilerden bazıları matkapla delinip üzerine dijital saat asılmış. Turist Rehberleri Birliği'nin gönderdiği haber ve fotoğraf, günümüz Türkiyesi'ndeki estetik, sanat ve tarih cehaletini gösteriyor. İnsan üzülüyor... Turist Rehberleri Birliği'nin bu konularla ilgilenmesi ise iyi... Türkiye orman katliamında dünya ikincisiymiş. Nedense bu tür konularda hep dereceye gireriz... Tüh... Bir dahaki genel seçimlere yetişmiyor. ***Tayyip Erdoğan yerel seçimlere hazırlanan İstanbul İl Teşkilatı'na "Ben yatmadan kimse yatmayacak" demiş. Teşkilat Tayyip Bey'in ne zaman yattığınınereden bilecek? Unutkanlığı önleyip hafızayı dinç tutan bir ilaç 5 yıl içinde piyasaya sürülecekmiş. Haldun Ertem Layıglıg nedir?.. - Musa Bey, biz Atatürk'ü çok seviyoruz...- Zorunuz nedir, neden Atatürk'ü seviyorsunuz baba?"- Çünkü Atatürk layıglığı getirmiştir!.."- Layıglık nedir Sıddık Baba?"- Camiye giden camiye layıgtır, kerhaneye giden, kerhaneye layıgtır..." Musa Ağacık, yıllardır yaptığı röportajların küçük bir bölümünü "Musa'dan Beri" adlı kitapta topladı. Türkiye'nin son yıllardaki serüvenini daha iyi görmek için mutlaka okunması gereken kitaptan birkaç satır aktaralım. Ağrı'da konuştuğu 75 yaşındaki Hacı Sıddık Bilgin diyor ki: Gündem sıcak... Hükümet işbaşına geleli 6 ay olmadı. Asker ile iktidar karşı karşıya geldi. Neden?Çünkü siyasi iktidar pervasız, tutarsız, art niyetli, dayatmacı...Siyasi partiler, sivil kuruluşlar, aydınlar, basın vs. şeriatçı işgal teşebbüsü önünde yeterli engel oluşturamıyor. Buraya nereden geldik? Belli...Eyyamcı siyasetçiler yıllar yılı din istismarından medet ve oy umdular.Sonunda o istismarı en iyi yapan kadrolar geldi iktidara oturdu...Tabii ki, 12 Eylül askeri yönetiminin hataları da bu sonuçta büyük etkendir.Siyasi partilerin 12 Eylül'de köklerinden kopartılması, solun ve aydın kesimlerin ezilmesi, dinci kesimlere tavizler bugünlerin yolunu açtı.Bir önemli etken de kuşkusuz 28 şubat sonrasındaki Yılmaz'lı, Ecevit'li, Bahçeli'li iktidarların halkı soydurmasıdır.28 Şubat sonrasındaki Yılmaz ve Ecevit hükümetleri laik cumhuriyet ile soygun düzenini maalesef halkın gözünde eş kavramlar haline getirmiş, halkı bugünkü iktidara oy vermeye zorlamıştır.Bugünkü açmazdan çıkış nasıl olacak?Bütün toplumu kavrayan, cumhuriyetçi, laik, demokrat, ulasal çıkarlara dayalı, sosyal adaletçi, ilkeli siyasetleri hayata geçirerek... Bu başarıyı gösterecek kadroları bulup destekleyerek... Başarırsak aydınlığa çıkarız. Yoksa işimiz zor... İkide bir askeri imdada çağıran bir demokrasi komik oluyor... Milli Güvenlik Kurulu'nun bugünkü gündemi sıcak; "İrticai kadrolaşma, şeriatçı örgütlenme, eş dost atamaları" masaya yatırılacak... Karınca ve balık "Sular yükselince balıklar karıncaları yer, sular çekilince de karıncalar balıkları. Yani üstünlük bugün karıncadaysa yarın balığa geçebiliyor, ya da tam tersi. Karınca ya da balık olmanın sağladığı üstünlüğe sevinmek kendimizi kandırmaktan öte bir anlam taşımıyor. Çünkü kimin kimi yiyeceğini gerçekte suyun hareketi belirliyor. Hayatın ne getirecegini hiçbirimiz bilemeyiz... m.asik@milliyet.com.tr Profesör Elif Dağlı'nın gönderdiği not sanırız hem siyaseti hem günlük yaşamı ilgilendiriyor: