Ortadoğu'nun en zengin müzesi sayılan Irak Milli Müzesi geçtiğimiz perşembe ve cuma günü yağmalandı. Mezopotamya uygarlığından günümüze kalan irili ufaklı 170 bin eseri yağmacılar götürdü. Müzenin yöneticileri ve arkeologlar ortaya çıkan manzara karşısında gözyaşlarına boğuldular. Arkeolog Amir Muhammed New York Times'a, Amerikan askerlerinin bütün çağrılara rağmen gelip müzeyi korumadıklarını söylerken dedi ki:
- Bir ülkenin kimliği, değerleri ve uygarlığı tarihinde saklıdır. Burada olduğu gibi eğer bir ülkenin uygarlığı yağmalanırsa onun tarihi de sona erer. Bunu lütfen Başkan Bush'a söyleyin. Irak halkını özgürlüğe kavuşturacağını söyledi ama bu özgürleştirme değil onursuzlaştırma...
Başkan Bush Irak'ı yalnız coğrafyadan değil tarihten de siliyor...
Saddam'ı cezalandırma bahanesiyle yapılanlara bakın hele...
***
Medyamızın plağı Saddam'a takılı kaldı...
Evet Saddam zalim ve kanunsuz bir diktatördü...
İyi de "Kitle imha silahı var" yalanıyla Ortadoğu'da ölüm saçmak ve petrol gaspçılığı yapmak Saddam'ın suçlarından daha mı hafif?
Yok mu Washington'daki kanunsuzlara söylenecek bir çift söz?
Medyamız ABD'ye karşı ABD medyası kadar eleştirel bakamıyor. İşte bu trajik...
Tayyip Erdoğan "Irak'ın fiziki imarında Türkiye de yer alacak" demiş. Amele statüsünde mi?
TRT Genel Müdürlüğü için RTÜK'e başvurular bugün sona eriyor. Aday sayısı dün itibariyle 30'du... RTÜK üç aday belirleyip Başbakanlığa verecek. Başbakanlık sayıyı 1'e indirip Cumhurbaşkanı'na sunacak...
RTÜK üç adayı nasıl belirliyor? Eski Başkan Nuri Kayış'ın yanıtı:
- Eğer gelip tek tek kulis yaparlarsa, ki bunu yapan oluyor, o zaman biraz daha bilgi sahibi oluyoruz. Aksi takdirde özgeçmişlerinde açıkladıkları 8 - 10 cümlelik bilgiyle yetinmek zorunda kalıyoruz.
Şirketler odacı alırken bile mülakat yapıyor, adayları titiz elemeden geçiriyorlar. Yarım sayfa özgeçmişine bakıp TRT'ye Genel Müdür seçilir mi?
The Economist dergisi "AKP'yi anlamak zor" diye yazmış. Adamlar Türk seçmeni kadar zeki değilse biz ne yapalım.
Gazeteciler Devlet Bakanı Ali Babacan'a soruyorlar:
- TBMM'den ABD'ye Irak savaşında asker yerleştirme onayı çıkmayınca 6 milyar dolarlık yardım kaybedildi. Bunun ekonomimize zararı nedir?
Cevap:
- Kesin bir şey söylemek zor. Onay çıksaydı, o zaman Türkiye, bu işin bir cephesi olacaktı. Onun ekonomik maliyeti ve tedirginliği, şu andakine göre daha derin olabilirdi...
Buyurun buradan yakın...
Babacan, ikinci tezkereyi TBMM'ye sevk eden hükümetin üyesi... İkinci tezkerenin ekonomik pazarlıklarını yürüten kişi... İkinci tezkerenin TBMM'den geçmesi için en büyük çabayı sarf edenler kimler? Babacan'ın liderleri Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül... Ve Babacan'ın kendisi...
Ne diyor muhterem:
- Çıksaydı onun ekonomik maliyeti ve tedirginliği şu andakine göre daha derin olabilirdi.
Demek ki hep birlikte ülkeye ulusal çıkarlara aykırı bir tezkereyi dayatmışlar...
Yine de Sayın Babacan'a teşekkür etmeli...
Geç de olsa samimi bir itirafta bulunuyor, doğruyu söylüyor...
Tezkere çıkmazsa dolar 3.5 milyon lira olur diye televizyon ekranlarında ter ter tepinenler bu kadarcık bir itirafta bile bulunmuyorlar...
İkinci tezkerenin ne büyük felaket olacağını sadece bundan sonrasına bakarak bile görebiliriz. Eğer tezkere kabul edilseydi bugün diğerlerine ek olarak Gaziantep, Urfa, Nusaybin, Kızıltepe, Mardin'de Amerikan üsleri bulunacak, ülkemiz Irak'tan sonra Suriye'de yaşanması çok muhtemel bir savaş dramının yardımcı aktörü, harekât üssü ve suç ortağı olacaktı... İkinci tezkerenin reddiyle bizi ilgilendirmeyen karanlık serüvenlere girmekten de kurtulduk.