Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bakalım bu dikenli sözlere Müslüman dünyası ne karşılık verecek... Amerikalı Baptist Rahip Jerry Falwell, 11 Eylül saldırısından sonra "dinsizlerin, kürtaj yanlılarının, feministlerin, eşcinsellerin çoğaldığını, Tanrının 11 Eylülde ABDyi bu yüzden cezalandırdığını" söyleyerek hayli gürültü koparmıştı. Rahip Falwell, bu pazar günü CBS Televizyonunda yayınlanacak "60 Dakika" programında da "Hazreti Muhammedin bir terörist olduğunu düşünüyorum" diyerek yeni bir fırtına koparacak gibi görünüyor. Banda alınan programın kimi cümleleri önceden yayınlandı. Falwell, Hıristiyanları İsraili desteklemeye çağırıyor. Hazreti Muhammedin savaşçı bir kişi olduğunu söyledikten sonra "İsa, tıpkı Musa gibi bir sevgi örneği sergilemişti. Bence Hz. Muhammed bunun tam tersini sergiledi" diye konuşuyor. ABD, Irakı vurmak için bahane arıyor... Bir de yanına enayi arıyor tabii. Vukuat raporu..! "O gün, Türkiyenin hiçbir yerinde Terörle Mücadele Şube Müdürlüklerimiz hiçbir kişiyi terör olayı gerekçesiyle gözaltına almadı. Bu müdürlüklerimizin vukuat raporları o gün tertemizdi. Böyle bir durumla son 20 yıldır ilk kez karşılaştık ve tabii ki çok mutlu olduk." Emniyet Genel Müdürlüğünün 20 Eylül 2002 günlü vukuat raporu çok ilginçti... Bir yetkili adını vermeden raporu Açık Pencereye iletti: Kan vermek için... "Son üç yıl içinde yurtdışında bulundunuz mu?" Bulunmuştu. Soruya "evet" yanıtını verdi. Görevliler bu "evet" yanıtını görünce kendisinden kan alınamayacağını söylediler. Şaşkına dönen Erdoğan Köktürk dün telefonda haklı olarak soruyordu:- Her yurtdışına çıkan AİDSli mi döner? AİDS yurtiçinde kapılmaz mı? Devlet benim AİDS virüsü taşıdığımdan şüpheleniyorsa neden muayeneden geçirip tedaviye almıyor? Erdoğan Köktürk bir hasta ziyareti için Bergama Devlet Hastanesine gitmişti. Gitmişken kan vermek için başvurdu. Doldurduğu formda soruluyordu: ABD, Ortadoğuya demokrasiyi getirecekmiş. Biz çok demokrasi gördük ama uçaktan bomba şeklinde atılanını ilk defa görüyoruz... *** ABD halkı "savaşa hayır" diyormuş. Sam Amca kendi halkına yutturamadığını bizim yutmamızı beklemesin o zaman. Usumi İnsan hakları... Ömrü hakkı ve hukuku savunmakla geçti. Bu namus abidesi ağabeyimizi, Sadullah Usumiyi dün son yolculuğuna uğurladık. Saygı ve rahmetle anıyoruz... Gazeteci hakları.. Çiftçi hakları... Jeepler savaşa... "Jeepler savaşa gidiyor"Taşkın Şenolun haberine göre muhtemel bir Irak savaşı nedeniyle kamyon ve TIRlara "sefer görev emri" çıkarılmış, o arada ciplerin arazi vasıtası olduğu unutulmamış, İstanbulda 763 cip sahibine tebligat yollanmıştı. Eğer seferberlik ilan edilirse cip sahipleri araçlarını 6 saat içinde tebligatta belirtilen askeri birliğe teslim edeceklerdi. Cip sahibi bir okurumuz aradı:- Benim 95 model bir cherokee cipim var. Bana tebligat geldi. Bir savaş durumunda cipimi askeriyeye teslim edeceğim. Fakat servise gittiğim zaman soruşturdum. 2000 ve daha üst modellere görev emri gelmemişti. Bu ayrıcalığın sebebini merak ediyorum. Yeni araçlar dururken savaşa neden eski araçlar gönderilir? Doğrusu mantığını bulamıyorunm...Bu arada kararın bir genel faydasını saptadık. Artık jeep sahibi varlıklı kişiler de savaş karşıtı cephede yer alacak... Az şey mi? Dağlık arazi için yapılmış dev ciplerle kentin dar caddelerini arşınlayan ve en mutlu sürücü topluluğunu oluşturan cip sahiplerinin keyfini dün bir manşet haber kaçırdı: Aklı gözünde... - Hay Allah karım beni aldatıyor mu yine anlayamadık...Evet Barzani ve Talabaninin ayaklarına kırmızı halı serip ellerine kırmızı pasaport tutuşturduk... Kuzey Irakın devlet kurmaya uygun bölge haline gelmesi için ABDnin gösterdiği çabalara (Çekiç Güç, Uçuşa Yasak Bölge vb.) destek olduk. Kürtler Anayasa yaptılar, Merkez Bankası kurdular. Acaba mı dedik. Sonunda Kürt parlamentosu toplandı. Bizde kuşku sürüyor:- Acaba devlet mi kuruyorlar? m.asik@milliyet.com.tr Türkün aklı gözündedir. Görmeden inanmaz! Nasıldı o fıkra... Adam karısını takip ettirmiş... Kadın bir adamla buluşmuş... Akşam mum ışığında yemek yemişler. Yemekten sonra bir eve gitmişler. Bir süre salonda oturduktan sonra yatak odasına geçmişler. Fakat kadını izleyen detektif yatak odasında olup biteni görememiş. Durumu kadının kocasına bildirmiş. Adamı almış bir düşünce: