İstanbul Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan, Çocuk Şenliği'nde büyükleri küçüklere şikayet etmiş:
      Başkan bu yakınmayı hemen hergün tekrarlıyor.
      Aynı sözlerin gündeme, atmosfere, niyete, adrese göre zıt anlamlar alabildiğini ise görmezden geliyor. Ünlü fıkradır...
     ÂNasrettin Hoca ineÄŸi satılığa çıkarmış. Hayvan satılmıyor. Birisi Hoca'nın kulağına bir cinlik fısıldamış. Hoca da ona uyup baÅŸlamış bağırmaya:
     Â- Bu inek bildiÄŸiniz inek deÄŸil; kız oÄŸlan kız, altı aylık da gebe...
      İnek şıp diye satılmış... Hoca eve dönmüş. Bakmış ev, kızına gelen görücülerle dolu... Görücülerin isteksiz olduğunu görünce Hoca aynı sözlere sarılmış:
     Â- Bu kız bildiÄŸiniz kızlardan deÄŸil; kız oÄŸlan kız, altı aylık da gebe...
      Görücüler kaçar gibi terketmişler evi...
     ÂAlparslan, "Minareler süngümüz, müminler askerimiz" deyiÅŸini Bizanslı Diyojen'e karşı okuyunca "birleÅŸtirici" olmuÅŸ. Tayyip Bey aynı ÅŸiiri RP'nin kapatılması sürecinde seslendirince devlete ve orduya karşı meydan okumuÅŸ gibi oldu.
      ***
      Demokrat bilinen çevrelerde kimileri, şiirin mahkumiyete konu olmasından rahatsız. Kimileri ise şeriatçı olduğunu, referansının İslam olduğunu, demokrasiyi amaca varmak için araç olarak gördüğünü söyleyen Tayyip Erdoğan'ın demokrasi şemsiyesi altında demokrasiyle savaştığı görüşünde. Avukat Emcet Olcayto, rahmetli Profesör Muammer Aksoy'un şu görüşünü yayınladı bu hafta Aydınlık'taki sütununda:
     Â"...anti - laik düşünce açıklamaları, insan onuru ve özgürlükle baÄŸdaÅŸmaz. KiÅŸileri özgür kılmaya deÄŸil, baÅŸkalarının iradesinin esiri olmaya sürükler. Bu nedenle de, akıl süzgecinden geçmeden kiÅŸileri etkileyen, onları bir anda eyleme ve baÅŸkalarının canını bile vecd ve ÅŸevk içinde yoketmeye istidatlı yaratıklar haline getiren telkinler, akla hitap eden cümlelerle aynı mahiyette sayılmazlar..."
      Özetle... Gerçekler görece...
      Fenerbahçe Divan Heyeti'nin toplantısında açıklandı... Bu güzide kulübümüzün 5 trilyon lira borcu varmış. Vefa Küçük bu yüklü borcu pahalı transferlere bağlıyor. Aynı günlerde gazeteler şu ortak haberi veriyor:
     Â- Fenerbahçe'de sevinç... Uche ve Okocha Türk oldu. Fenerbahçe üç yabancı daha transfer edebilecek!
      Edilecek de... Para nerede?
      Para olsa Ali Şen bırakır gider miydi?
      Şu boşa savrulan trilyonların ufak bir bölümü alt yapıya harcansa da birkaç yeni futbolcu yetiştirilse... Hem kulübün, hem Türk futbolunun kurtuluşuna daha olumlu katkı olmaz mıydı?
      Salaklar Derneği çok aklı başında açıklamalar yapıyor. İşte sonuncusu:
      " Demokrasimizin vazgeçilmez unsurları olan siyasi partilerimizin çoğu anti - demokrasi uygulamaktalar... Niçin mi?.. Lokantaya gidiyorsunuz, lokantacı sizin istediğiniz yemekleri değil kendi seçtiği yemekleri veriyor... Yani... Sizin yemek seçme şansınız yok... Milletvekili seçimleri de aynı; kendi istediklerimizi değil, Genel Başkanların istediklerini seçiyoruz...
      Devlet Bakanı Refaiddin Şahin, Emlak Bankasının borçları konusunda bilgi verirken (Akşam 26 Nisan 98) diyor ki:
     Â- Emlak Bankası 1984 yılından bu yana 17 bin 750 firmaya kredi kullandırdı. Bu firmalardan 7 bin 932'si borç yükümlülüğünü yerine getirmedi.
      Banka kredilerinin 10,5 trilyon lirası medya kuruluşlarına verilmiş.
      Medya kuruluşları borçlarını ödemiş mi?
      Bir kısmı evet... Bir kısmı hayır...
      Bakan izahat veriyor:
     Â- Artı Grubu 1,6 trilyon, Ä°mza A.Åž 2,5 trilyon, Şınlık grubu 176 milyar liralık borcunu ödememiÅŸtir..
      Adını duymadığımız, medyaya ne gibi katkılarda bulunduğunu bilmediğimiz üç kuruluş Emlak Bankası'ndan toplam 17 milyon dolar götürmüş.
      Ne götürenlerden haber var, ne götürülmesine izin verenlerden.
      (Hatırlatalım: Gaziantep'te fıstık çalan çocuklar 7 yıllığına hapiste)
      ***
      Ve gelelim İstanbul Üniversitesine bağlı olup içinde 2 bin öğrencinin okuduğu bir fakültenin dekanının dün telefonda anlattıklarına:
     Â- Melih Bey yeterince bilgisayar bulamadığımızdan çocuklar bilgisayar dersini tahtaya çizilen bilgisayar resmi üzerinde görüyorlar. Geçen yıl kütüphanemize kitap ithali için hiç ödenek verilmemiÅŸti. Bu yıl da sadece 2 bin dolar (500 milyon lira) verildi. Parasızlıktan yerlerde sürünüyoruz...
      Dünyada havadan böylesine büyük paraların kazanıldığı ama yarınların böylesine ihmal edildiği kaç ülke vardır dersiniz?
Yazara E-Posta: M.Asik@milliyet.com.tr