Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


     Cumhurbaşkanı Sezer'e yönelik eleştiriler bir kampanyaya dönüşme eğiliminde... AKP'liler onun hukuka aykırı yasa ve atamaları sürekli geri çevirmesinden ve irticaya yüz vermemesinden rahatsız.
     Bunu büyük laflarla ifade ediyorlar...
     Efendim demokrasinin önünü tıkıyor... Statükocu... Üçüncü Dünyacı...
     Kimileri Sezer'in ABD'nin Irak saldırısına aldığı tavırdan şikâyetçi...
     Neden halkın arasında alışverişe çıkıyor diye eleştirenler bile var.
     Haklılar mı? Eh bir ölçüde haklılar...
     Cumhurbaşkanı dediğiniz düzenle bütünleşir. Çalar, çaldırır...
     Mesela etrafına soyguncuları toplayıp aile fotoğrafı çektirse...
     Çarşı pazarda tasarruf gösterileri yapacak yerde trilyonları lüzumsuz köşk inşaatlarına yatırsa...
     Şöyle Anayasa'yı zaman zaman ufaktan delse, işi bitirse, malı götürse, çocuklarına komisyonculuk yaptırsa, yeğenlerine banka soydursa, iş takipçilerine sıcak davransa, Köşk'ün bahçesinde tavla oynanmasına izin çıkarsa falan tabii ki fikrimiz değişirdi...
     "Baba" diye neresine sarılacağımızı şaşırırdık...
     Devlet adamı gibi davranınca apıştık kaldık...
     Özetle dostlar... Memleketi soymayan, soydurmayan sürekli hukuka uygun davranan adam bize ters geliyor...
     
     Başkalarıyla savaşta olanlar kendileriyle barış içinde olamazlar.
     
     Yine deprem.. Yine hırsız müteahhit cinayetleri... Gazetelerde bugünden itibaren aynı hikâyeler... Baş sağlığı mesajları. Sahte gözyaşları. Soruşturmalar, kovuşturmalar... Birkaç hafta geçmeden eski tas eski hamam... Çünkü ölen yavruların Ankara'da tanıdığı yok... Müteahhitler ise siyasilerin eşi, dostu, ortağı, kıyakçısı... Daha çok depremde çok canlar yanar... Kalan sağlar bizimdir. Paralar hırsızların...
     
     Prof. Tarık Altınok Özel Selimiye Hastanesi'nde Serpil Hanım'a sezaryen ameliyatıyla doğum yaptıracaktı... Baktı hasta ağlıyor...
     - Hayrola neden ağlıyorsunuz?
     - Doktor Bey çocuğumdan ayrılacağım için ağlıyorum...
     Doktor Altınok 27 yıldır ilk kez böyle bir olayla karşılaşıyordu.
     - Tam tersine Serpil Hanım, dedi, biraz sonra çocuğunuza kavuşacaksınız, ona sarılacaksınız, meme vereceksiniz...
     Serpil Hanım'ın gözyaşları dinmiyordu:
     - Siz bu duyguyu anlayamazsınız doktor bey, dedi...
    Â
     Hortumcu bankacılar halkın 22 milyar dolarını batırıp bunun 11 milyar dolarını ceplerine atmışlar. BDDK ala ala onlardan ancak 300 milyon dolar alabilmiş. BDDK. Başkanı Engin Akçakoca tahsilatın neden bu kadar düşük olduğunu anlatırken "...Bazı gurupların hukukun bütün boşluklarını kullandıklarını, sık avukat değiştirdiklerini, vs." anlatıyordu...
     Devletin aczinin sebebi o kadar mı?
     BDDK avukatlarından birini dinliyoruz şimdi:
     - TMSF'ye devrolunan bankaların alacaklarını tahsil etmek için kurulan 1 ve 2. Tahsilat Dairesi bünyesinde yaklaşık 60 avukat çalışmakta... Ortalama olarak bir avukata yaklaşık 700 dosya düşüyor. İlave personel alınmıyor... Tasarruf önlemleri sonucu, dava ve icra takip dosyalarını takip eden ve kurum ile adliyeler arasında gidip gelen avukatlara "taksiye binme yasağı" geldi.
     Avukatlar İstanbul trafiğinde toplu taşıma araçlarını kullanmak zorunda... Avukat falanca duruşmaya giderken İ.E.T.T. otobüsünü beklemek zorunda iken, banka patronlarının avukatları jeep ve korumalarla duruşmalara gelmekte... Avukatlara Anayasa'ya aykırı olarak saat 21.00'e kadar çalışma zorunluluğu getirilirken, fazla mesai ücreti verilmediği gibi, akşam yemeği ve servis hizmeti uygulamasına da son verilmekte.... Kendilerine BDDK nezdindeki hesapta 2 yıldır biriken avukatlık ücretleri de ödenmemektedir.
     Tekrar aynı soruyu sormak gerekiyor:
     - Devlet hortumcuların götürdüğü paraları geri almak istiyor mu?
     Hiç öyleye benzemiyor da...
     
     AKP milletvekillerine güzel konuşma ve vücut dilini kullanma kursu verilecekmiş. Demek ki o özelliklere sahip değiller...
     Afis mafiş
     Akçaabat'ta bir belediye afişi:
     "Ben de sporcunun akıllı ve zekisini severim"
     İmza: Akçaabat Belediye Başkanı...
     
     Bir ilginç afiş de Hürriyet'te yayımlandı geçenlerde:
     "Atam izindeyiz. İmza: Atatürk"
     
     Giysilerini kendilerinin en önemli yanı sayanlar genellikle giysilerinden daha değerli olamazlar.