İstanbul'un gecekondu semti Seyrantepe'de, bahçesinde mavi önlüklü miniklerin cıvıltılarla koşuşturduğu şirin bir okul var: Kemal Halil Tanır İlköğretim Okulu... Öyle bir okul ki.. 6, 7 ve 8'inci sınıfları, mevcut dört öğretmenle idare ediyor!.. Öğretmenlerin herbiri 3 - 4 ayrı dersi üstlenmiş: Sosyal Bilgiler, Matematik, Vatandaşlık, Beden, Resim... farketmiyor; "Boş geçmesin!" deyip giriyorlar.
Bu okulun bir de... kimseden tek kuruş beklemeden "can - ı gönülden" görev yapan bir müzik öğretmeni var: Köln Konservutarı mezunu piyanist Nükte Uğural... Nükte Hanım, okulu yaptıran işadamı Ali Yalman'ın çocukluk arkadaşıymış. 30 yıl sonra tesadüfen karşılaşmışlar. O gün Yalman çocukluk arkadaşının önerisine uyup okula bir piyano hediye etme sözü vermiş. Sonrasını Nükte Uğurel'den dinleyelim:
- Piyanonun geldiği gün tüm mahalle ayağa kalktı. Önce 5 - 10 öğrenciyle çalışırken büyük ilgi üzerine öğrenci sayım 40'a çıktı. Bu çocukların hiçbiri o güne dek ne nota ne piyano görmüş. Sadece birinin evinde ufak bir org varmış. Başlangıçta çalıştığımız oda çok soğuktu. Çocuklar canları kadar sevdikleri piyanonun bozulmaması için evden battaniyeler getirdiler. Akşam "sıcak dursun" diyerek piyanoyu sarıp sarmalıyor, öyle gidiyorlardı eve. Sonra bir elektrikli ısıtıcı bulduk da sorunumuz çözüldü. Badana parası bulamayınca duvarları sanat merkezlerinin afişleriyle kapladık. Eski perdeler, kırık iskemle ve masalar çocuklar tarafından onarıldı. Müzik yayınlarını biraraya getiren bir kitaplık yaptık. Şimdi çocuklar, eşsiz bir merak duygusuyla bir yandan piyano öğreniyor, bir yandan da kitaplardan müzik dehalarının yaşamı hakkında bilgi ediniyorlar. Geçenlerde hep birlikte AKM'ye bir konser provasına gittik. O gün beş öğrencim "müzisyen" veya "orkestra şefi" olmaya karar verdi. Devlet Senfoni Orkestrası'ndan arkadaşlarım da önümüzdeki günlerde gelip müzik aletlerini tanıtmaya başlayacak. Şu anda bir müzikal üzerinde çalışıyoruz. Dansları ve oyunları çocuklar hazırlıyor. İçlerinden 5 - 6 tanesi piyanoda çok ilerledi. Aralarında olağanüstü yetenekler var. Mesela.. Şimdiden başarıyla Mozart yorumlayabilen bir tanesi, 5 çocuklu çok yoksul bir aileden gelme. Babası çöp satarak evi geçindiriyormuş...
Öğrencilerinin gitar ve keman öğrenmeyi de çok arzuladığını söylüyor Nükte Uğurel... ÇYDD'nin de katkısıyla yakında gitar, keman, viyolonsel, flüt... hepsi gelecekmiş okula... O günden sonra Nükte Hanım, çocuklara bunları öğretecek yeni gönüllüler aramaya başlayacak. Ve o zaman - belki de pek yakında - varoşun bu uzak köşesinde minicik bir "Oda Orkestramız" olacak...
***
Bazıları Hitler'in ölmediğini, yaşadığını söylerdi...
Doğruymuş Hitler Sırbistan'da "Miloseviç" takma adıyla yaşıyormuş!..
***