Sevdiceğim, Bir zamanların ve tüm zamanların en güzel kızı...
Çoban Sülü'nün 50 senelik hayat arkadaşı, pusulası, çoban yıldızı... Her darbede, her arbedede sığındığım tek limanım, barınağım, sığınağım, gorunağım, 28 Şubat'tan kelli gomutanım. Göynümün paşası, gışlası, nizamiyem; Biricik sevdiceğim
Nazmiyem! Dünyanın en kıymatlı goltuğundan daha kıymatlı kadını, Başganlık goltuğu bile alamaz başımdan aklımı ve silemez göynümden adını... Beni sen yarattın, ben seninle olgunlaştım, seninle erdim, sana bi defacık dahi ihanet edersem; Aha şuraya yazıyom; Namerdim!
***
Sevgilim,46 yıl 8 ay 17 gündür hayat arkadaşım, erkeğim, eşim, beyim... Bilesin ki bundan sonra da hep senindir galbim, ruhum ve senin için en önemli şeyim, yani reyim... Ne mutlu bana ki, bunca yıldır senleyim, sensiz hayatı bilmem ki ben neyleyim? İsterse olmasın hayatta ne tek bir dikili ağacığım, ne tek bir hanım ne tek bir hamamım, sen yeter de artarsın bana
Sülümanım.
***
Sevgilim,
Elim, ayağım, özüm, sözüm, gözüm, kulağım, kolum... Sağım, solum, benim bu hayattaki mütemmim cüzüm, seçeneksiz tek yolum. En soğuk gecelerde üstümdeki yorganım, partim, merkez karar yönetim kurulum, biricik yetkili organım... Gururum, şerefim, itibarım, ihtirasım, ihtişamım, şöhretim, şanım... sevgililer günün kutlu olsun sevgili genel başkan yardımcım;
Rahşanım!
***
Sevgilim,
Güftem, bestem, şarkım, notam... Kırk yıldır istediğim gibi yönlendirip çizdiğim rotam... 50 yıl önce kendi ellerimle boynuma taktığım, hala gururla baktığım, altın kemendim... Yok dünyada senin gibi bir koca, yok eşin, yok menendin, senin de sevgililer günün kutlu olsun halkasız kölem;
Bülendim!
Çiçek bekleyenlere
Aşıklar Günü'nde
"Bana kimseden çiçek yok" diye üzülen hanımların dikkatine...
Amerika'da
"Aşıklar Günü"nde kadınların yüzde 34'ü kendilerine çiçek gönderiyormuş...
Kıskandığınız çiçek, sahibi tarafından kendisine gönderilmiş olabilir...
Aşk üzerine
* Dünya kızgın kafalardan çok sıcak kalplere muhtaçtır.
* Sevmeden birşey verebilirsiniz... Birşey vermeden sevemezsiniz...
* Para bir ev inşa edebilir ama yuvayı aşk kurar.
* Dünyanın en ıssız yeri aşksız bir kalptir.
* Aşk değişik bir oyundur... Ya iki kazanan vardır, ya iki kaybeden...
* Aşk bir parçanızı başkalarıyla paylaşmaktır...
* Bir babanın çocuklarına verebileceği en büyük şey annelerini sevmektir.
* Başkalarını sevmek bizi mutlu eder; kendimizi sevmek yalnız bırakır.
* Aşkın gözü kördür ama yolunu kolay bulur.
* Düşmanlarınızı sevin... Onları çılgına çevirirsiniz...
* Bir kadın için aşığı diş fırçası gibidir. Paylaşılamaz.
* Aşk küçük bir sözcüktür. Onu sevenler büyütür.
* Kadın, içinde ne kadar çok kadın barındırıyorsa o kadar çok sevilir.
***Dalaman Havaalanı'nda hortum çıkmış...
Üç gün üç aylık maaş alacak vekiller Dalaman'da mıydı dersiniz?..
***Boşanmanın en az olduğu ülkeymişiz. Aile cinayetlerinde ise rekortmeniz.
İnsanımız boşanmak yerine şarjörü boşaltmayı yeğliyor.
***Jerry'nin dersi
Jerry, çok sevilen insanlardandı. Keyfi hep yerindeydi. Her koşulda söyleyecek olumlu birşeyler bulunurdu dağarcığında. Bazen çevresindekileri çıldırtırdı;
"Bu adam, nasıl bu kadar iyimser olabiliyor?" diye. Birgün
Jerry'ye gittim;
- Anlayamıyorum, dedim, nasıl oluyor da her koşulda bu kadar olumlu olabiliyorsun, nasıl başarıyorsun bunu?
- Her sabah kalktığımda kendi kendime, "Bugün iki seçimin var: Havan ya iyi olacak, ya da kötü"
derim. Havamın iyi olmasını seçerim. Kötü birşey olduğunda yine iki seçimim vardır: Kurban olmak ya da ders almak. Ben başıma gelen kötü şeylerden ders almayı seçerim. Birisi bana birşeyden şikayete geldiğinde yine iki seçimim vardır: Şikayetini kabul etmek ya da ona hayatın olumlu yanlarını göstermek. Ben ikincisini seçerim...
- Yok yahu, diye protesto ettim, bu kadar kolay yani?..
- Evet kolay, dedi Jerry, hayat seçimlerden ibarettir. Her durumda bir seçim vardır. Her durumda nasıl davranacağını seçersin. İnsanların senin tavrından nasıl etkileneceklerini seçersin. Yani hayatını nasıl yaşayacağını seçersin.
Jerry'nin sözleri etkilemişti beni. Onu uzun yıllar görmedim. Ama hayatımdaki talihsiz olaylara dövünmek yerine seçim yapmayı tercih ettiğimde hep onu hatırladım. Yıllar sonra Jerry'nin başına çok tatsız bir olay geldi. Soygun için gelen hırsızlar, paniğe kapılıp Jerry'yi delik deşik etmişler. Ameliyatı 18 saat sürmüş, haftalarca yoğun bakımda kalmış. Taburcu edildiğinde, kurşunların bazıları hala vücudundaymış. Ben onu olaydan 6 ay sonra gördüm. "Nasılsın?" diye sorduğumda, "Bomba gibiyim!" dedi. Olay sırasında neler düşündüğünü sordum.
- Yerde yatarken "İki seçimim var!" diye düşündüm. Ya yaşamayı seçecektim ya ölümü. Ben yaşamayı seçtim...
- Korkmadın mı, şuurunu kaybetmedin mi?
- Ambulansla gelen sağlık görevlileri harika insanlardı. Bana hep "İyileşeceksin, merak etme" dediler. Ama acil servisin koridorunda sedyemi hızla sürerlerken doktorların ve hemşirelerin yüzündeki ifadeyi görünce ilk defa korktum. "Bu adam ölmüş" der gibi bakıyorlardı. Birşeyler yapmazsam biraz sonra ölü bir adam olacaktım gerçekten de...
- Ne yaptın peki?
- Bir hemşire yanıma yaklaştı ve herhangi birşeye alerjim olup olmadığını sordu. "Evet" dedim, "var..." Doktorlar ve hemşireler, merakla sustular. Derin bir nefes alıp bağırdım: "Benim kurşunlara alerjim var!" Gülmeye başladılar. Tekrar bağırdım: "Ben yaşamayı seçtim. Beni bir canlı gibi ameliyat edin, otopsi yapar gibi değil..."
Jerry, sadece doktorların büyük ustalığı sayesinde değil, kendi olumlu tavrının büyük katkısıyla yaşadı. Yaşaması bana iyi bir ders oldu. Hergün hayatımızı dolu dolu yaşamayı seçme şansımız ve hakkımız olduğunu ben ondan öğrendim... Ve herşeyin kendi seçimimize bağlı olduğunu...
***
Yol filmi gösterime girdi.
Bunca yolsuzluk filminin arasında kaynamasa bari.
***
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr