Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Amerikan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Myers Ankara’da görüşmeler yaparak ülkesine döndü...
Orgeneral Richard Myers Ankara’da ne görüştü?
TBMM henüz savaş konusunda karar vermediğine, böyle bir karar için BM kararı beklendiğine göre... Myers Ankara’da ne görüşmüş olabilir?
Yoksa biz savaşa girdik mi? Kimi uzman isimlere göre çoktan girdik...
Emekli Koramiral Atilla Kıyat, 30 Aralık 2002 tarihli Radikal’de Neşe Düzel’e bakın ne diyor:
- Savaşa girme kararı bugünlerde değil, Ecevit’in Amerika’yı ziyareti sırasında verildi. Ziyaret esnasında konu masaya getirildi ve prensipte Türkiye’nin Irak savaşında Amerika’nın yanında yer alacağı yönünde bir karar verildi.
- Neye dayanarak söylüyorsunuz?
- Eğer siyasiler harbe girme kararı almamış olsaydı, teknokratlar seviyesindeki görüşmelerin yapılması mümkün değildi. Eğer Avrupa’daki NATO Müttefik Kuvvetler Komutanı ve muhtemel Irak valisi Tommy Franks Türkiye’ye gelip Genelkurmay Başkanı ve Harekât Başkanı’yla ikili görüşmeler yapıyorsa, bu harbe girer misiniz görüşmesi değildir. Bu, girilecek olan harpte koordinasyonun nasıl yapılacağı görüşmesidir.

"Doğru yolda olsanız bile, eğer orada sadece oturuyorsanız, sizi geçerler."



Hafta sonunda Washington’da yapılan savaş karşıtı gösterilere 500 bin, San Francisco’daki gösterilere 200 bin kişinin katıldığı bildiriliyor. Ayrıca Suriye’den Pakistan’a 32 ülkede daha halk savaşı protesto etti.
Amerika’dakiler Vietnam savaşından bu yana en görkemli gösteriler...
Üstelik bu defa ceset torbaları gelmeye başlayınca değil savaş başlamadan önce yapılıyor gösteriler...
İnsanlık uyandı... Ve anladı ki...
Dünyanın en büyük ülkesi dünyanın en küçük yalanlarını söylemektedir...
11 Eylül olaylarının sıcaklığında Afganistan’ın işgali mümkün olmuştu.
İkiz Kuleleri Bin Ladin’in vurduğuna ilişkin somut kanıt bulunmadığı halde... Afganistan yerle bir edildi, rejim değişti.
Ama insanlık Irak konusunda bu kadar gafil avlanamayacak.
Washington cuntası bütün dünyaya kulak tıkayarak Irak’ı vurabilir... Ama o darbe bumerang gibi dönüp kendilerini ve Amerika’yı vuracak.
Çünkü tezgâh çakıldı.
Katilin kim olduğu oyun bitmeden anlaşıldı.
Bu sürecin bir yararı daha oldu...
Amerika’nın yıllardır "hür dünyanın esenliği","demokrasi", "yüksek değerler","fazilet mücadelesi" gibi parlak maskeler altında hangi kirli çıkar oyunlarını çevirdiği dünya kamuoyunca anlaşıldı.
Türkiye’nin politikasını bu gerçekler ışığında oluşturması gerekir.
Amerika bu savaştan (katliamdan) yenik çıkacak...

Washington’da hafta sonu yüz binlerin katıldığı "savaşa hayır" mitingini izleyen bir okurumuz pankartlardan örnekler göndermiş...
"Saddam Irak’ın, Bush Dünyanın diktatörü!"
"Türkiye ve Almanya, Amerika’ya üslerinizi açmayın"
"Rejim değişikliği ülke içinde başlasın"
"Ben petrol için daha fazla ödemeye hazırım"
"Nasıl oluyor da bizim petrolümüz onların topraklarında oluyor"
"Bush’u atın, bombaları değil" (Drop Bush not bombs)
"Oğlunuzu petrol için savaşa göndermeyin"

Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, hayatında ilk kez opera izlemiş. Eeee bakan olmak kolay değil. İmaj değişikliği için bazı zorluklara katlanmak gerek.