Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


GENELDE düzgün işler yapan Ecevit Hükümeti vergi konusunda telif kazancı sahiplerini kabuslar içine atan bir uygulama getirdi... Arkadaşlarımız günlerdir yazıyor... Ressam, yazar, heykeltıraş, bestekar, mucit, romancı, şair... gibi sanat ve kültür adamları artık defter tutacak, makbuz kesecek, her ay KDV beyannamesi, her üç ayda bir geçici vergi beyannamesi, her yıl vergi beyannamesi verecek... Bu sanat ve kültür erbabı zaten yüzde 26 stopaj ödüyordu... Bu vergi yeterli görünmüyorsa stopaj yükseltilebilirdi. Kimsenin diyeceği olamazdı. Ancak bu insanlar vergileri yüzde 50'lere yükseltildiği gibi üstelik bir de kırtasiyeciliğe boğuldular.
Bunların da ötesinde... Yarın işbaşına gelecek iktidarlara, yazar, çizer ve sanatçıları sıkıştırmak için yeni bir imkan sağlandı. Güngör Uras'ın dün yazdığı gibi, iktidar hoşlanmadığı yazar veya sanatçıyı defterden sıkıştırabilecek:
- Aylık KDV beyannamesini vermeyi unutmuşsun, defterini tasdik ettirmemişsin, gibi gerekçelerle cezalandırmaya kalkışıp anasından emdiği sütü burnundan getirecek...
Bütün bunlara değecek bir gelir artışı sağlanacak mı peki?
Yazar Yaşar Kemal durumu Cumhuriyet'teki yazısında bir fıkrayla anlatmış...
Hoca'nın evine hırsız girmiş... Hanımı Hoca'yı dürtüklüyor:
- Kalk Bey evde hırsız var...
Hoca:
- Ses etme, demiş, bir şey bulursa elinden alırız...

Tek yıldızın önemi

Küçük bir konu ama.. Önemli de... Yedek futbolcu maça son 5 - 10 dakikada giriyor. Şöyle veya böyle oynuyor. Ertesi gün yıldız tablosuna bakıyorsunuz... Tek yıldız verilmiş. Bir futbolcu 5 - 10 dakikalık futboluyla değerlendirilebilir mi? Hayır.. Ama tek yıldızla morali (hak etmediği halde) aşağı çekilebilir. Genç spor yazarı arkadaşlardan ricamız... Biraz daha insaflı, anlayışlı olmaları...

YSK ne diyecek?

ÇAĞDAŞ Yaşamı Destekleme Derneği, Yüksek Seçim Kurulu'na ilginç bir başvuruda bulundu. Okuyalım:
"Kurulumuzca Necmettin Erbakan ve Şevket Kazan'ın milletvekilliği başvurularının incelenip reddedildiğini öğrenmiş bulunuyoruz.
Buna ek olarak, Anayasamızın 83'üncü Maddesi'ne göre TBMM tarafından dokunulmazlıkları kaldırılan ve haklarında yargılama süreci başlatılmış olan Mehmet Ağar ve Sedat Bucak'ın da durumlarının incelenmesini istiyoruz. Bu kişilerin yasama meclisi için adaylıklarının kabul edilmesi, yargılama sürecini askıya alacak ve yargılanabilmeleri için, yeniden dokunulmazlıklarının kaldırılmasını gerektirecektir. Dolayısıyla bugüne değin kat edilen yollar sıfırlanmış olacaktır.
Başörtülü bayan adaylar ise, seçildiklerinde TBMM'ye başörtülü giremeyeceklerine göre, başörtülü resimle adaylık başvuruları da kabul edilmemeli, bu konuda, seçimden sonra hak talebinde bulunma ve konuyu siyasal polemik haline getirme olanağı yaratacak bir uygulamaya gidilmemelidir.
Her iki konuda itiraz başvurumuzun dikkate alınarak gereğinin yapılmasını arzederiz."

*Zaten aldığı teliften vergisi kesilen yazar - çizerlere "defter tutma" zorunluluğu getirenler, verdikleri "sözleri tutma" zorunluluğunu hiç yerine getirdiler mi acaba?..
Cihan Demirci

Şeffaf darbe...

ŞEFFAFLIK, açıklığın böylesi uluslararası platformda galiba ilk kez görülüyor.. ABD, Irak yönetimini devirmek için Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı'nı açık açık görevlendiriyor. Müsteşar Ricciardone, önceki gün Milliyet'te arkadaşımız Barçın Yinanç'a Saddam'ı devirme planlarını açık seçik anlatıyor:
- Görevim sadece Saddam'ın devrilmesiyle sınırlı değil. ABD, komşularıyla barış içinde yeni bir Irak görmek istiyor. Bunu sadece Irak halkının kendisi yapabilir. Biz de Irak halkının rejimi değiştirmesine yardımcı olmak istiyoruz...
ABD Kongresi, Başkan'a, Irak muhalefetine akıtılmak üzere 97 milyon dolar tahsis etmiş...
Barçın soruyor:
- Irak'ta rejim değişikliğini sağlamak için ülke içinde askeri bir ayaklanmayı destekleyeceksiniz öyle mi?
- Bu zaten yasada öngörülüyor... Ama bunu biz değil Iraklıların kendisi yapacak. Biz sonucu etkilemeye yardımcı olmak istiyoruz...
- Saddam'ın yerine geçecek kaç adayınız var?
- ABD'nin adayı yok... Büyük ihtimalle askeri darbe olur ve bir süre askeri rejim iktidarda kalır...
ABD 7 yıldır Irak'la savaş halinde... İki günün biri Irak'ı Birleşmiş Milletler kararlarına uymamakla suçlayıp bombalıyor.
Peki ABD'nin Saddam'ı devirme planının uluslararası hukukta ve BM anayasasında yeri var mı? Yok... Ama bu hukuksuzluğu sorgulayacak babayiğit de yok ortada.
ABD Türkiye'de 12 Mart ve 12 Eylül darbelerini kendini gizleyerek yaptırmıştı. Irak'ta oyunu açık oynuyor.
Barçın Yinanç soruyor:
- Bu başka bir ülkenin iç işlerine karışmak anlamına gelmiyor mu?
Ricciardone'den cevap:
- Cinayetlerin sürdüğü, insanların acı çektiği bir ülkenin halkına gözlerimizi mi kapayacağız?
ABD kendi çıkarları için bir şey istiyorsa namert... Çevirdiği katakulliler, Irak halkına duyduğu sevgi ve şefkatten kaynaklanıyor... Ambargoyu sürdürüp ayda 5 bin Iraklı çocuğun ölümüne yol açanlar ise galiba başkaları...
ABD'nin Irak'ta darbe yapmasını onaylamak, Türkiye ve benzeri ülkelerde yaptırdığı ve yaptıracağı darbeleri de onaylamak anlamına gelir.

*Seçimde halkın 100 trilyonu harcanacak..
Kendi paranla rezil olmak bu olsa gerek...

Fadıl'a tepki...

TBMM Başkanvekili Uluç Gürkan, "TBMM'nin manevi şahsiyetini tahkir ve tezyif ettiği" gerekçesiyle Jet - Pa Holding'in Başkanı Fadıl Akgündüz hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu dün...
Akgündüz malum:
- Sergen'e yaptığım yatırımla 25 tane milletvekili satın alırdım... 10 - 20 milyar liraya milletvekili satın alınabiliyor, gibi sözler sarfetmişti TV'de...
Bizler de TBMM Başkanı Hikmet Çetin'in bu iddia karşısında suskunluğunun, durumu kabul anlamına gelip gelmediğini sormuştuk...
TBMM geç de olsa bir tepki gösterdi. Şükür...




Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr