Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


     Merck Sharp Dohme ilaç firmasının gazeteciler için düzenlediği davet, Şair Sunay Akın'ın tek kişilik kültür şovuyla başladı. Sunay Akın bir saat boyunca bizleri tarihin cilveleri arasında dolaştırdı, şaşırtıcı bilgiler verdi. Ünlü "Ankara" yolcu gemisinin Japonların Pearl Harbour baskınından kurtulan tek gemi olduğunu, hastane gemisi olarak görev yaptığından bombalanmadığını, İzmir tersanesinde sökülürken kamaralarından birinin kurşun kaplı olduğunun ortaya çıktığını, burasının röntgen odası olduğunu, Camialtı Tersanesi'ndeki şadırvan damının o kurşunlarla kaplandığını... 1544 yılında Eyüp'teki Defterdar Camii'ni yaptıran Nazım Mehmet Efendi'nin minarenin tepesine hilal yerine bir hokka ve kalem yerleştirdiğini anlattı:
     - Günümüzde bir cami minaresinin ucuna bir bilgisayar klavyesi yerleştirmeye kalksanız kim bilir nasıl tuhaf tuhaf bakarlar size, diye ekledi...
     Şair - Ressam Bedri Rahmi Eyüboğlu Kızkulesi ile Galata Kulesi'ni evlendirmeyi düşlermiş...
     - O mümkün olmadı ama Galata Kulesi ile Eyfel Kulesi'ni evlendirdik, dedi Sunay Akın, çocukları da işte fotoğrafta...
     O sırada arkasındaki perdede Çamlıca Tepesi'ndeki televizyon antenleri belirdi...
     Bir fırsatta Şair'i izlemenizi salık veririz... Merck Sharpe Dohme şirketine teşekkür ederiz...
     
     Bir babanın çocukları için yapabileceği en önemli şey annelerini sevmektir.
     

     
•  Kasksız girme inşaata canın yanar, kondomsuz girme ilişkiye hayatın kayar.
•  Elin adamı gidiyooo fezaya, biz kondom taktıramadık Rıza'ya
•  Tak tak tak... Kim olursan ol tak!
•  İlk önce son kullanma tarihime bak, tarihim geçmişse çöpe at.
•  AIDS'in zulmü varsa, sevenin kondomu var!
     Kondom kullanımını yaygınlaştırmak için bastırılan ve tartışma konusu olan yukarıdaki afişleri gören bir okurumuz soruyor: Kondom takmayan sadece minibüsçüler mi?
     
     Aşağıdaki kısacık öykü, İranlı yazar Sadi'nin 1257'de yazdığı Bostan adlı kitabından...
     İhtiyar bir adam oğluna dayak atıyordu...
     Çocuk:
     - Babacığım, dedi, günahsızım, dövme beni. Başkaları incitseler ben sana gelir, sana ağlarım. Sen de incitirsen kime giderim?
     Çocuklarınızdan saygı görmek istiyorsanız onları dövmeyin. Kötü söz söylemeyin. Hatalarını zarif biçimde düzeltin... Onlara örnek olun...
     
     Dr. Erdal Atabek ailelerin çocuk eğitmekte (büyütmek değil, eğitmek) yaptığı yanlışları anlatıyor:
     - Ailelerin yaptığı yanlışların üçü çok önemlidir:
     a)Çocuklarını olduğundan farklı görmek, yanlışlarını görmemek, iyi yanlarını abartmak.
     b)Çocukları aşırı korumak, her sorunlarını çözmek, her isteklerini yapmaya çalışmak, kendilerini bunları yapmakla yükümlü saymak.
     c)Çocukların her yanlışında ondan başka herkesi suçlamak ama onu sorumlu tutmamak, çocuklarını kendi yanlışlarının sonuçlarıyla karşılaştırmamak.
     Ailenin bu üç yanlışı çocuklarda şu sonuçları verir:
     a) Çocuklar kendilerini tanıyamaz, olduklarından daha önemli sayar, böyle olmadıklarını anlayınca da özgüvenlerini yitirir.
     b)Kendi sorunlarını çözmeyi öğrenemez, her sorunu çözmek için başkalarının yardımını bekler, güçlükle karşılaşınca kaçmaya çalışırlar.
     c)Kendi yanlışlarını göremez, her sorunda başkalarını sorumlu görür, başkalarını suçlar.
     Bu yanlışların sonucu çocuklarda "duygusal olgunlaşma eksikliği" görülür. Duygusal olgunluk derecesi şöyle ölçülür:
•  Çocuğumuz, kendisi için yapılanları fark ediyor mu? Kendisine verilen değerin ne için verildiğini anlayabiliyor mu?
•  Çocuğumuz, kendisi için yapılanların anlamını biliyor mu, değerlendiriyor mu? Kendisinden beklenenleri anlıyor mu? Empati kurarak çevresindekilerin duygu ve düşünlerini anlamayı, onlara değer vermeyi öğreniyor mu?
•  Çocuğumuz, kendisi için yapılanlara karşılık vermeyi biliyor mu? Kendisine düşen görevleri yapmayı öğreniyor mu? Kendinden başkalarını sevmeyi öğreniyor mu?
     Son söz... Bizim öğretimiz doğru yönde olursa çocuğumuz da doğru şeyler öğrenir.
     
     Üniversite adayı gençler türbelere akın etmiş...
     Mezun olunca gelip şu notu asarlar türbeye:
     "Teşekkürler Zuhurat Baba...
     İmza: Bilgisayar Mühendisi Ahmet"
     
     Türk ve Malezya başbakanlarının eşleriyle çektirdiği fotoğrafta görülüyor ki: Uzakdoğu batımızda kalmış...