Önce kısa bir haber...
     Â
"Ankara Emniyet Müdürlüğü Mali Şube'ye bağlı polisler, düzenledikleri bir operasyonla 3 bin adet sahte Karayolları Fenni Muayene Pulu ele geçirdiler. Polisin Adliye'ye sevkettiği şahıslar ilk sorgularından sonra tutuklanarak cezaevine konuldu."      Haberi okuyan ve trafikle ilgili konuları yakından izleyen bir dostumuz Ankara Emniyet Müdürlüğü'nü arıyor... Ve soruyor:
      - Karayolları Fenni Muayene Pulu basıldı mı efendim? Ben hiç görmedim...
     Â
- Hayır henüz basılmadı...      - Peki henüz gerçeği basılmadan sahtesi nasıl basıldı?
     Â
- Efendim sahteciler pulların aslından bir örnek ele geçirmişler. Pullar seri halde basılıp Trafik Muayene İstasyonlarına dağıtılmadan sahtelerini piyasaya sürmeye başlamışlar...      Buyrun burdan yakın...
Güzellik geçicu
      DYP'nin ağır topu
Nahit Menteşe pişmanlık itirafında bulunurken şöyle demiş:
     Â
"Çiller'in güzelliğine kapıldım!"      Haber dün Hürriyet'teydi...
      Fıkrası da bizden...
     Â
Temel'e sormuÅŸlar...
      - Karının güzel mi olmasını istersin aptal mı?
     Â
- Aptal, demiÅŸ
Temel..
      - Neden?
     Â- Güzellik geçicidur daa!
      ***
      Vatandaş Tansu Çiller'e uyandı. Son seçimde Kırat'ın arpasını kesti. Bacı'ya yol görününce yıllardır onun eteğine sarılıp politika yapanların bunca zamandır neden aldandıklarını (ve Bacı ile bir olup halkı aldattıklarını) izah etmeleri gerekiyor. İşleri zor. Kolay gelsin.
40'ıncı yıl
      Film yönetmeni
Ülkü Erakalın, sinemada 40'ıncı yılını kutluyor. Bu vesileyle benzeri daha önce yapılmamış birşey yaptı; Bodrum Kalesi'nde bir
"kutlama sergisi" açtı... Bunca yıldır kamera önünde ve arkasında, sevinçte ve tasada birlikte olduğu nice sinema emekçisiyle yazışmalarını, eski fotoğraf ve film afişlerini biraraya getiren sergi, bir tür sinema tarihi belgeseli niteliğinde... İlgi üzerine sergi 15 Ağustos'a dek uzatıldı.
Ülkü Erakalın halkın ilgisinden memnun. Medyanın ilgisizliğine sitem ediyor. Haklı... Bizim medyanın
"sanat" anlayışı
"baldır - bacak"la sınırlı...
     Â
Kimsenin sizi anlamıyor olması, sanatçı olduğunuz anlamına gelmez.Cihan Demirci’den LAFORİZMA
     Â
Beşiktaş’ın aldığı 3 Alman da sorunlu çıkmış. Schaefer, Münch, Hengen ve koca Beşiktaş yabancı transferinde gene “Yengenö!..Şüpheli bir yasa!
      Evlere şenlik bir yasadan geçen hafta sonu söz etmiştik... Fiyakalı adı:
"Çetelerle Mücadele" Yasası... Açık adı:
"Çıkar amaçlı örgütlerle mücadele yasası" idi... Cumhurbaşkanınca alelacele onaylanan bu yasa dün Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi...
      Yasanın ceza öngördüğü fiillerden bir bölümünü birlikte okuyalım:
     Â
"DoÄŸrudan veya dolaylı biçimde bir kurumun, kuruluÅŸun veya teÅŸebbüsün yönetim ve denetimini ele geçirmek, kamu hizmetlerinde, basın ve yayın kuruluÅŸları üzerinde, ihale, imtiyaz ve ruhsat iÅŸlemlerinde nüfuz ve denetim elde etmek, ekonomik faaliyetlerde kartel ve tröst yaratmak, madde ve eÅŸyanın azalmasını ve darlığını, fiyatların düşmesini veya artmasını saÄŸlamak...vb.."     ÂBu yasayı kürsüden eleÅŸtirenlerden biri de Rekabet Kurulu eski BaÅŸkanı Prof.
Aydın Ayaydın idi. Dün kendisiyle itiraz noktalarını konuştuk:
     Â
- Beyefendi yasanın neresine itiraz ettiniz?      - Pek çok yerine... Mesela bu yasaya göre üç büyük gazete aynı gün fiyat artırsa, DGM Savcısı gazetelerin yetkilileri hakkında 3 yıldan 6 yıla kadar hapis istemiyle dava açabilir. Sorumlular DGM'de yargılanır. Oysa ekonomik suça ekonomik ceza verilir. Kaldı ki burada bir çete olayı da söz konusu değildir.
     Â
- Yasanın bayraktarlığını yapan İçişleri Bakanı Sadettin Tantan
bu itirazınıza yanıt verdi mi?
     Â- Verdi. Yasanın sadece illegal örgütlenmeyi cezalandırdığını söyledi. Ancak yasa metninde
"legal - illegal" diye bir ayrım yapılmamış. Yasa bugün illegal örgütlenmeye uygulanır. Yarın bir başka hükümet gelir. Aynı anda fiyat artıran üç yoğurt firmasını çete diye DGM'ye sevkedebilir.
     Â
- Yasada başka hangi ilginç noktalar var?      - Efendim polis elinde hiçbir kanıt bulunmadan, sadece şüphe üzerine kişileri izliyor, telefonlarını ve bilgisayarlarını dinleyebiliyor. Polisin yargıca başvururken
"Falanca'dan şüphe ediyoruz izlememiz gerekli!" demesi yeterli. Yargıç bu durumda izin vermezlik edemez. Böyle bir durum hukuk devletinde görülmez. Ancak polis devletinde görülür. Bütün bunları söyledim.
     Â
Ayaydın bütün bunları söylemiş. Ama yasaya yine de olumlu oy vermiş. Çünkü Hükümet tasarısı bu... Meclis'in hızlı çalışması içinde pek çok önemli konu karambole geliyor. Bu da son örneği...
     Â
Suçsuz insanların polisten korktuğu, suçluların korkmadığı bir ülkede asayiş ve huzur yoktur.Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr