- Kanal D'nin mensubuyum, diyor, elimizde çok miktarda hediyelik eşya birikti, bunları eritmeyi planlıyoruz, her apartmana bir mikrodalga fırın hediye etmeyi düşünüyoruz... Sohbet ilerliyor. Adam mikrodalga fırına ek olarak ev sahibini Kanal D'de yarışmaya çıkarma sözü de veriyor. O arada çantasından biri kadın diğeri erkek iki kol saati çıkarıyor. Bunların hediyesi 40 milyon liradır. Okurumuz 40 milyon lira karşılığı saatleri alıyor. Satıcı akşama doğru mikrodalga fırını göndereceğini söyleyip tüyüyor. Tabii ki fırın hikâye... Adamı bir daha koydunsa bul... Bu yarı dolandırıcı tiplere karşı dikkatli olunuz...***Dolandırıcılık deyince Selçuk Parsadan'ı ıskalamak olmaz. Hani şu emekli general adına telefon edip Tansu Çiller'i dolandıran adam... Parsadan Yeni Harman gazetesine anılarını anlatıyor. Bir zamanlar "Orduya Hizmet Eden Asker Ailelerine Yardım Cemiyeti" adlı dernek kurmuş. Bu dernek adına bütün ünlü sanayicilerden para toplamış. Diyor ki:- Ulan böyle bir isim olur mu? Orduya hizmet etmeyen asker var mı? Biri demedi ki, kardeşim zaten bunun ismi bi kere faul...Dolandırıcılara dikkat... İstanbul'un Kadıköy yakasında oturan okurumuz E.Y.'nin kapısı çalınıyor... Elinde bond tipi çanta bulunan şık orta yaşlı bir bey: İki çocuğun özel okul ücreti için asgari ücretli 14 ana - baba gerekiyor. Akif Kökçe Başka bir galaksi... - IMF'ye karşı çıkan arkadaş başka bir galakside yaşıyor...IMF'ye karşı çıkmadan yoksulluğu azaltmayı düşünmek için de ya başka bir galakside yaşıyor olmak lazım... Ya da birkaç bin kişiye 35 dolar (60 milyon TL) kredi vererek yoksulluğun ortadan kalkacağını düşünecek kadar saf... Yoksulluğun azaltılması konferansında Tayyip Erdoğan konuşurken iki genç "IMF programlarını istemiyoruz" diye laf atıyor. Gençler laf attılar diye tuvaletlere hapsedilirken Tayyip Bey'in yorumu: Neden şaşırmalı? Samsun'da bir düğünde kadınlarla erkekler birbirini görmesin diye aralarına paravan konmuş. Harem selamlık uygulanmış...Şaşırmalı mı? Neden?Ülkeyi yönetenlerin eşleri türbanı ufak ufak devlet protokolüne sokarken... Cuma namazı devlet programına dahil edilirken... Vatandaş da kendi yaşamını din kurallarına uydurmaya çalışmış... İmam cemaat hikayesi... Şaşıracak ne var? Aşağıdaki fotoğraf dün Milliyet ve Hürriyet'in birinci sayfasındaydı... VEDOP ne oldu? "İhracatçılar yoksulluk sınırının altında kazanıyormuş!""Sanatçılar sahnelere boğaz tokluğuna çıkıyormuş!"İyi de göz göre göre yapılan bu vergi kaçakçılığının bir çözümü yok mu? Bu komedi hep böyle mi devam edecek? Eski Gelirler Genel Müdürü, CHP Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi, "Çözüm var, ancak uygulama yok" diyor ve anlatıyor.- Bugün Türkiye'de 3.5 milyon vergi mükellefi var, denetim elemanı sayısı sadece 2 bin 700. Sonuçta denetlenebilen mükellef oranı yıllardır yüzde 2 civarında... Vergi denetim elemanı sayısını artırarak bu sorunu çözemezsiniz. Halbuki çözüm hazır; VEDOP adını taşıyan projenin ikinci bölümü uygulamaya sokulursa 2 yıl içinde bu sorun ortadan kalkar.- Nedir bu VEDOP? - Açık adı; Vergi Dairelerinin Otomasyonunu Düzenleyen Proje... "VEDOP - 1" dediğimiz vergi dairelerinin otomasyonunu düzenleyen proje 1998'de uygulamaya konuldu. VEDOP 2 ise rafta kaldı... - O nedir?- Ekonomide tüm verilerin bilgisayar ortamında on line olarak Maliye Bakanlığı'nın veri ambarına aktarılması ve aktarılan bu bilgilerin mükelleflerin vergi beyanlarıyla karşılaştırılarak incelenmesi demek... VEDOP - 2 projesi 2001 yılından beri hazır ama her nedense öylece bekletilip duruyor. Oysa bugün başlansa proje 1 - 1.5 yılda hayata geçirilebilir, 2. yılın sonunda da sonuç alınmaya başlanır. Geçenlerde Amerika'da ödül alan bu projenin neden hayata geçirilmediğini yetkililerin açıklaması gerekir. Üç aşağı beş yukarı her yıl aynı terane... Üç aşağı beş yukarı aynı manşetler: Demirci Hoca'dan... - Hocam, diye sormuşlar, at nalını evimizin kapısına asarsak uğur getirir mi?Demirci hoca:- Sanmam, demiş, o nallardan her atta dört tane var ama garibanlar bütün gün kamçı yiyip duruyor... Kadıköy Camii'nde vaaz vermekte olan Osman Demirci hocaya: Türkiye - ABD ilişkilerini değerlendiren Büyükelçi Pearson, "Her şey sıfırdan başlayacak" demiş. Hiç başlamasa olmaz mı? Haldun Ertem ABD'nin Karanlıklar Prensi Perle, "Suriye ve İran için destek vermezseniz felaket olur" demiş. Önce bahanelerini bir görelim hele... Haldun Ertem m.asik@milliyet.com.tr