Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       Türk Kalp Vakfı'nın Genelkurmay eski Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'ya "İyi Kalp" ödülü vermesi dolayısıyla yapılan törende çok ilginç bir olay yaşandı. Hatta bir skandal...
       Olayın bilinen kısmını gazetelerde okumuş olacaksınız... Geçen hafta sonunda Sabancı Center'da yaplan törende konuklara önce iftar yemeği verildi. Daha sonra konferans salonuna geçildi. Burada konuşmalar yapılacak, İsmail Hakkı Karadayı'ya Türk Kalp Vakfı Başkanı Çetin Yıldırımakın tarafından "İyi Kalp" plaketi verilecek, Sakıp Sabancı da bir Kur'an - ı Kerim armağan edecekti.
       Davetliler salona geçip yerlerini almaya başladılar. Orta ön blok protokolu şöyle düzenlenmişti:
       Birinci Ordu Komutanı Orgeneral Çevik Bir ve eşi, Orgeneral Karadayı ve eşi, Kalp Vakfı Başkanı Çetin Yıldırımakın ve eşi, Sakıp Sabancı ve eşi, Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Atilla Kıyat ve eşi...
       Ön sıradaki davetliler yerlerini alırken Türkiye Gazetesi sahibi Enver Ören atik davrandı, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz'ı da kolundan tutarak onunla birlikte Sabancı'ların hemen yanında, Koramiral Atilla Kıyat ve eşine ayrılan yere oturuverdi... Koltukların üzerinde yerin kime ait olduğunu gösterir küçük kağıtlar vardı. Enver Bey, olayı yakından izleyen ve bize aktaranların ifadesine göre, bu kağıtları aldı, avucunda ufalayarak yok etti...
       Bundan sonrası şöyle gelişiyor:
       Koramiral Kıyat ve eşi, protokol görevlileri tarafından geçici olarak daha ileride boş bir yere alınıyor. Olaya öfkelenen görevliler Enver Ören'in yanına giderek onu kendisine ayrılan yere davet ediyorlar. Ancak Enver Bey kendisine söylenen sözleri duymazlıktan geliyor, oturduğu yerden kımıldamıyor...
       Öte yanda Koramiral Kıyat ve eşinin sıkıntılı bir halde ödül töreninin bitmesini bekledikleri, Karadayı ödülünü alınca izin isteyip salonu terkettikleri görülüyor. Töreni akşam televizyondan izleyen ve işin iç yüzünü bilmeyenler oturma protokolunun hangi mantığa göre düzenlendiğini anlamakta zorluk çekiyorlar. Vasat seyircinin gözünde ise Enver Bey işgal ettiği yerle puan topluyor. Moda deyimle: İmaj yapıyor!..

       İnterbank olayı Türkbank'tan on kat büyük bir skandal...
       İnterbank devlet gözetimi altına alınmış 14 banka arasında yer alıyor.
       Hazine ve Bankalar Yeminli murakıplarınca günü gününe denetleniyor...
       Murakıplar görüyor ki...
       Banka zor durumda olmasına rağmen iç ve dış piyasadan çok büyük faizlerle borçlanıyor...
       Bu süreçte bir yandan da içi boşaltılıyor...
       Murakıplar kuşkusuz durumu Hazine'ye bildiriyorlar.
       Hazine durumdan Güneş Taner ve Mesut Yılmaz'ı haberdar ediyor...
       Banka batma noktasına gelene kadar (daha doğrusu içi son kuruşuna kadar boşaltılana dek) devlet duruma seyirci kalıyor...
       Ve bankanın içi iyice boşaltıldığında devlet harekete geçiyor... İnterbank'ı (daha doğrusu borcu olan 1,5 milyar doları) devralıyor.
       Halkın sırtına yüklüyor.
       Bu bir yol kazası değil...
       Kaza süsü verilmiş ekonomik cinayet...
       Kim verecek şimdi bu soygunun hesabını?..

     ÂBülent Bey sınavda tavrını ortaya koydu... Tansu Hanım'ın dediÄŸini yaptı...
     ÂHikmet UluÄŸbay'ı Milli EÄŸitim Bakanlığı'ndan alarak... Ä°lerici bakanı gericilere çiÄŸnetti... Koordinatörlük bahane... Hem onu, hem partisini DYP önünde küçük düşürdü...
       Peki hiç mi tesellisi yok bu icraatın?..
       Var tabii.. O da var...
     ÂUluÄŸbay'ı Milli EÄŸitim Bakanlığı'na getirip gericileri üzdüğü için özür de dileyebilirdi KuruoÄŸlan...
       Onu yapmadı... Çok şükür...

       Cinayet davasında yargılanan eskimoya yargıç sormuş:
       - Ekim ayını Nisan'a bağlayan gece neredeydiniz?

       Ulaştırma Bakanlığı'na bağımsız bakan olarak bugüne dek ismi fazla duyulmamış bir bürokrat getirildi: Hasan Basri Aktan... Kamuoyu pek tanımasa da Aktan'ı Maliye Bakanlığı çevreleri iyi tanıyor. İlginç bir kişilik sahibi olan Aktan'ı yakın dostları bakınız nasıl anlatıyor:
       "Maliye'nin en seçkin bürokratları olan Hesap Uzmanları'nın en seçkin isimlerindendir. Muhafazakardır. Cuma namazlarını kaçırmamaya çalışır. İslam, erkeklerin altın ziynet eşyası taşımasını hoş karşılamadığı için altın yerine gümüş alyans takacak kadar dini inançları kuvvetli birisidir. Ama inançlarını asla reklam aracı olarak kullanmaz, kimsenin de inancına veya inançsızlığına karışmaz. Örneğin, öğretmen olan eşi son derece modern bir hanımefendidir. Fevri değildir, kolay sinirlenmez. Uyumlu ve dürüst bir bürokrattır. İsmet Attila ve Abdüllatif Şener'in Maliye Bakanlığı döneminde Gelirler Genel Müdürlüğü yaptı. Zekeriye Temizel Bakan olunca kendisini bu görevden aldı ve müşavir olarak kızağa çekti. Bakanlıktaki görevinden istifa edip seçimlerde ANAP veya DYP'den milletvekili adayı olmayı düşünüyordu. Ama Bakan yapıldığı için bu projesini şimdilik ertelemek zorunda kaldı..."
       Arkadaşları, Hasan Basri Aktan'ın ileride Meclis'e girmesi halinde sağın nitelikli ve dürüst bir milletvekili kazanacağı noktasında hemfikir.. Bu arada küçük bir not... Aktan'ın en büyük zevki, vakit buldukça arkadaşlarıyla biraraya gelip "King" oynamakmış.. Ama yıllardır oynamasına rağmen kötü bir "King" oyuncusu olduğu söyleniyor. Sık sık yanlış kağıt oynar, hatasını anlayınca da kızıp pişmanlık nidaları atarmış...
       Trilyonluk ihalelerin yapıldığı, çıkar çevrelerinin Bakan'ı kafaya almak için akla - hayale gelmeyecek tezgahlar kurduğu bir bakanlığın başına gelen Aktan'a pişmanlıkların yalnızca "King" masasında kalacağı başarılı bir icraat diliyoruz...

       Bu da birşeydir, radyasyon kazasıyla 2000'leri yakaladık mı dersiniz?..




Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr