Güneş Gazetesinde 1982 yılından itibaren Arka Pencere... Milliyet’te 1986’dan bu yana Açık Pencere adıyla yayınlanan bu köşenin bulunduğu sayfayı ilk günden beri kesip saklarız. O sayfalar 6 ayda bir ciltlenir. Sonunda elimizde 80’i aşkın cilt birikmiş durumda. Bu ciltler ne olacak?
Bir üniversite kütüphanesine vermeyi düşündük. İki üniversite ile temas ettik. Önerimiz pek ilgi görmedi. Çünkü kütüphanelerinde yer kalmamıştı.
Bazı üniversitelerin ise, acı gerçek, kütüphaneleri yoktu.
Bu konuyu Facebook sayfamızda yayınladık. Bazı okurlar koleksiyona talip oldu. Yaşar Üniversitesi biz alabiliriz, diye haber gönderdi.
Sonunda müjdeyi Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto verdi:
- Bu koleksiyonu bizim basın müzesine verelim, sözleriyle bizi mutlu etti. Müze Müdürü Saadet Altay’la konuşuldu. O da fikre katıldı. Ciltleri bir iki gün içinde müzeye nakledeceğiz. Böylece son 40 yılın yazıları müzede, ilgilenen herkesin elinin altında bulunacak. Bu sayfalardaki konuların bir kısmı güncelliğini yitirmiş olabilir ancak başka yerde yayınlanmamış pek çok öykü ve espri de vardır içlerinde. Günün birinde kim bilir, belki dijital ortama da taşınır.
Okurlarımıza, Başkan Turgay Olcayto’ya, Müze Müdürü Saadet Altay’a sonsuz teşekkürlerimizle...
Gala
Galatasaray tarihi bir başarı elde etti. Manchester United’i İngiltere’de yendi. Tebrikler. Bu arada Manchester’da Old Trafford stadına gelen binlerce seyircinin çok dostça karşılandığını, her yana dostluk pankartları asıldığını haber aldık. Bu konukseverliği biz de yabancı takım taraftarlarına göstermeliyiz. Spor turizminin gelişmesi ülkeye hem itibar hem döviz kazandırır.
Kulaktan dolma
İki vatandaş aralarında tartışıyor:
- O iş öyle değil böyle!
- Nereden biliyorsun?
- Duydum...
- Nereden duydun?
- Televizyondan duydum...
- Kim söyledi?
- Biri söyledi ama kimdi unuttum...
- Sence doğru mu peki?
- Doğru, bir arkadaşım da aynı fikirde...
Halkın genelinde bilgi alışverişi bu minvalde cereyan ediyor.
Peki, sonuç ne oluyor?
Felsefe Hocası Hüseyin Batuhan’ın tespitlerini aktaralım: “Büyük halk yığınlarının doğruyu yanlıştan ayırmaya ne vakitleri ne yetenekleri ne istekleri vardır. Bu nedenle de doğru fikirlerden çok duygularını okşayan ve işlerine gelen fikirleri benimseme eğilimindedirler. Pek meraklı olmadıkları için bilgiye fazla değer vermezler, öyle olunca kendilerine sunulan fikirlerin doğru olup olmadığını araştırma zahmetine katlanmazlar. Bu nedenle bu gibi insanların kafasına reklam, propaganda hatta beyin yıkama yoluyla her türlü fikri sokmak mümkündür.”
Böyle toplumlar kendi geleceğini sağlıklı şekilde tayin edebilir mi?
Kadına özel
Duvar internet sitesinin yazarlarından Berrin Sönmez geçen dönemde Meclis’te görüşmeleri izlemeye gitmiş. Girişte özellikle kadınlara uygulanan aramaları eleştiriyor.
“... Ziyaretçiler kadın ve erkek hepsi aynı şekilde X-Ray cihazından geçiyor. Ancak kadınların çantaları görüntülendiği halde ayrıca tek tek tüm eşyalar çıkarılarak kontrol ediliyor. İlk ayrımcılık burada başlıyor. İkinci ayrımcılık ise beden aramasında. Erkekler cihazdan geçip giderken kadınlar önce çantanın didiklenmesini bekliyor, ama bitmiyor. Kadınları bir kabine alıp, üst giysiyi (ceket, pardösü vb.) çıkarttırıp kelimenin tam anlamıyla mıncıklamaya başlıyorlar. Şaka yapmıyorum, tam olarak yaşadım bunu… 28’inci dönem Meclis başkanlık Divanı’nda ve İdare Amirliği’nde yer alan kadın vekillere özellikle duyurmak için yazıyorum bu cinsiyetçi uygulamayı. Umarım kadınları olağan şüpheli gibi değerlendiren bu ayrımcı yöntemi ortadan kaldırmaları mümkün olur.”
Kritik
İyi Parti’nin 81 ilde aday göstermesi, gerçi kendileri daha iyi bilir ama bize
göre hayli riskli bir karar...
İyi Parti’nin diğer partilerden farklı bir belediyecilik programı yok... Belediyelerde verilmiş sınavları yok. Deneyimleri yok. Halkın karşısına aday olarak ancak şahıs olarak geçmişte başarılı olmuş ama belediyecilik deneyimi olmayan kişiler çıkartacaklar. Ve karşılarında AKP, CHP, MHP gibi belediyecilikte deneyimli partiler yer alacak.
İyi Parti genel seçimde yüzde 9,8 oy aldı. Bu oyların bir bölümü CHP’ye kızanların oyuydu. Yerel seçimde yüzde 9,8’in üzerine çıkabilecekler mi? Hiç mümkün görmüyor. Başarısızlığı nasıl izah edecekler peki? Genel seçimde suçu CHP’nin üzerine yıkıp kurtuldular.
Bu defa ne mazeret gösterecekler?
İYİ Parti kendi adına çok kritik bir dönemece giriyor.