Meclis skandalının aktörlerinden Mustafa Kalemli milletvekilliğine adaylığını koymuyormuş.
      Gazete haberine göre artık kolay kolay sokağa çıkamaz olmuş.
      Geçenlerde Akmerkez'den kaçmak zorunda kalmış...
      İyi olmuş... Ama koltuk skandalının tek suçlusu Kalemli mi?
     ÂKalemli alt tarafı Meclis'in 10 - 15 milyon dolar dolandırılmasına aracılık eden kiÅŸi... Esas malı götüren Mesa ve Nurol ÅŸirketleri ne olacak?
      Maliye Bakanlığı, Emlak Konut'a devleti 10 milyon dolar zararı uğrattığı gerekçesiyle dava açtı geçenlerde. Mesa ve Nurol'la ilgilenen ise yok.
      Oysa öncelikle sigaya çekilmesi gerekenler Mesa ile Nurol...
      TBMM'de koltuk yolsuzluğunu araştırmak için kurulan Araştırma Komisyonu raporundan sadece bir tek cümle alalım... Soygunun boyutun gösterelim:
     Â"Mesa - Nurol ortaklığı Genel Kurul Salonu koltuklarının sökümü iÅŸini 3 milyon 900 bin dolara (500 milyar TL) almış, iÅŸi Tepe Ä°nÅŸaat'a 5 milyar 300 milyon liraya yaptırmıştır..."
      Mesa - Nurol ortaklığı koltuk sökümünü devlete "100 kat" fazla fatura etmiş ve yalnızca bu işten 3 milyon 850 bin dolar vurgun vurmuştur....
      Bu vurgunun hesabı sorulmayacak mı? Kim soracak?
      Sayın Ecevit, Sayın Zekeriya Temizel...
      Kim soracak halkın deve edilen 15 milyon dolarının hesabını?
     ÂNurol ÅŸirketinin patronu Nurettin Çarmıklı'nın önceki ÅŸeker bayramında Bodrum'da BaÅŸbakan Mesut Yılmaz'ı ağırlaması karşılığı devlet Mesa ve Nurol'a af mı çıkarmıştır?
      Halkın 15 milyon doları iki şirkete hediye mi edildi?
      Yoksa ne oldu?
      Yanıt bekliyoruz...
      ***
      Seçimde 3 milyon sahte oy kullanılacakmış.
      Sahtekarların Partisi iktidar olacak sonuçta...
      ***
      Ankara - Yozgat arasında 14 kişinin öldüğü otobüs kazası sonrasındaki bir ilginç konuşmayı "İnsancıl Aday" başlığıyla sütuna almıştık. Kaza yerine ulaşan Kanal E muhabiri Mehmet Kaya, yerde Yozgat DYP Milletvekili adayı Ahmet Ateş'e ait seçim broşürlerini görmüş, broşürün üzerindeki numaraya telefon açarak Mehmet Ateş'le konuşmuştu. Bu konuşmadan Mehmet Ateş'in kazada ölenlerden çok broşürleriyle ilgilendiği izlenimi çıkmıştı. Mehmet Ateş bize şu açıklamayı gönderdi:
      - O gün bana gönderilen broşür paketini almak üzere Yozgat'ta Ses yazıhanesine gittim. Otobüsün yolda kaza yaptığını, 14 hemşehrimizin öldüğünü öğrendim. Televizyondan kaza haberleri verilirken Kanal E'den Mehmet Kaya cep telefonumdan beni aradı, ölenlerin içerisinde bir yakınım olup olmadığını sordu. Ben de yakınım olmadığını sadece bana paket gönderildiğini söyledim. Kazanın vehameti zaten televizyondan veriliyordu; muhabirin cep telefonumu bastırdığım broşürden aldığını anladığım için broşürlerin dağılıp dağılmadığını sordum. "Hepsi dağılmış kullanılmaz" diye cevap verdi. Başkaca bir konuşma aramızda geçmedi.
      ***
      Seçim sandıklarına 2 trilyon hacanmış...
      Gene birşey değil, sandıktan çıkacaklar bunun çok daha fazlasını götürecekler sonuçta!..
      ***
      ***
      Cennete varana dek talihine güvenme
      Filipin Sözü
      ***
      Amerika'da şu sıralarda hayli rağbet gören oyuncak "Furby"nin ABD Güvenlik Örgütü FBI merkezlerine sokulması yasaklanmış. Furby adı verilen bu oyuncağın esprisi duyduğu sözleri aynen tekrarlaması... Furby'nin FBI karargahında duyduğu sözleri dışarda tekrarlamasından çekiniyormuş FBI... Ayrıca içindeki elektronik donanımın FBI'daki cihazları bozma ihtimali varmış. Fotoğrafta "Ajan Furby"nin hüzünlü bir pozu görülüyor.
      Ankaralı genç işadamı Mansuri Çaynak sevinçten uçuyordu...Avustralya'da yaşayan Türk asıllı Avustralya vatandaşı kız arkadaşı, birkaç günlüğüne kendisini ziyarete gelmişti... Ankara'dan fazla uzaklaşması da mümkün olmadığından, biraz kafa dinlenecek bir yer olarak aklına Kızılcahamam'daki Patalya Rezort oteli geldi. Yer ayırttı. Birkaç saat sonra otelin rezervasyonundaydılar. Ama daha öteye geçemediler. Neden mi? Çünkü evlilik cüzdanları yoktu, dolayısıyla kendilerine oda verilemezdi.
      İtirazlar, tartışmalar sonuçsuz kaldı. Akşam olmuş, karanlık basmıştı. O saatte Ankara'ya geri dönmek bir hayli zordu. Mansuri Çaynak, bir ara formül önerdi:
      - Bari iki ayrı oda verin de, hiç olmazsa bu geceyi burada geçirelim.
      Namuslu otelin yöneticisi çocuk muydu ki, kanacaktı!? Ya gece aynı odada kalırlarsa? Öneriyi düşünmeden reddetti:
      -Evlilik cüzdanınız yoksa, iki ayrı odada da kalamazsınız!
      - Bunu bize yazılı olarak bildirebilir misiniz?
     Â- Elbette...
     ÂOtel yöneticisi Erkan Haberal, çiftin rezervasyon yaptıklarını gösteren kağıdın arkasına el yazısıyla aynen ÅŸunu yazdı:
      "Evlilik cüzdanı olmadığı için alınmadı. "
     ÂÇaynak' la arkadaşı, o geceyi Ankara'da, paradan baÅŸka hiçbir ÅŸey düşünmeyen namussuz! bir otelde geçirdiler.
      İzmir'in en önemli sorunlarından birini Kordon'un (Bayındır Holding'e sahil yolu ikramı uğruna) toprakla doldurulması ve öylece bırakılması oluşturuyor. DSP Milletvekili Ahmet Priştina'nın İzmir Belediye Başkan adayı olduğunu öğrenince kendisine bu konuyu sorduk.
      Yalnız İzmir'in ve İzmirlilerin değil, pek çok kişinin anılarında özel yer işgal eden... Ve Burhan Özfatura tarafından tek kelimeyle mahvedilen Kordonboyu hakkında ne düşünüyor? Seçilirse Kordon'u ne yapacak?
      İşte Priştina'nın yanıtı:
     Â- Kordon'un otoban yapılacak diye toprakla doldurulması baÅŸtan yanlıştı. Ben bu konuda Ä°zmir Mimar ve Mühendisler Odası ile aynı görüşteyim. Oradaki trafiÄŸi, deniz kenarındaki yaya yolunu iptal edip yolun bir sırasını iÅŸgal eden araçları kaldırarak rahatlatmak pekala mümkün. Böylece araçlara ikiÅŸer ÅŸeritli gidiÅŸ - geliÅŸ yolu açılacağı için trafik büyük ölçüde rahatlayacaktır.
      Halen toprakla doldurulan kıyı şeridine gelince... Artık o kadar toprağı oradan kaldırıp atmak mümkün değil. Göreve seçilirsem ilk işim, orayı en kısa zamanda hemşehrilerimin rahatça gezebileceği, dinlenebileceği, güneşin batışını seyredebileceği yeşil alana dönüştürmek olacaktır.
      Priştina, Kordon için iyi bir reçete öneriyor.
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr