Paris'te bugün "Denfert Rochereau" meydanında Türkiye'nin AB'ye girişini protesto eden bir gösteri yapılıyor. Gösteriyi düzenleyenler "La Voix des Français" ve "L'alliance pour la souverainete" adlı sağcı örgütler... Bir okurumuz gösteri için bastırılan el ilanlarını göndermiş... İlanda "Avrupa'da Türkiye'ye hayır demek için" sebepler sıralanıyor...
Türkiye'nin yüzde 97'si Asya'dadır...
Türkiye 2025 yılında 100 milyonluk Müslüman bir ülke olacak, Avrupa Parlamentosu'nda Fransa'nın 72 üyesine karşılık 90 sandalyeyle en kalabalık grubu oluşturacaktır.
15 milyon Türk Avrupa'ya akın edecektir.
Türkiye'nin üyeliği AB içinde bir işsizlik patlamasına yol açacaktır.
Avrupa'nın İslamlaşması hızlanacaktır.. Türkiye'nin güçlü adamı Tayyip Erdoğan, "Minareler süngümüz, camiler kışlamız, müminler askerimiz olacak" diyerek bunun işaretini vermiştir.
Mine Kırıkkanat'la bu tür gelişmeleri konuştuk...
- AB'nin yeni üyesi olan ülkeler her gün Paris'te en az iki tanıtım etkinliği yapıyorlar, dedi Mine, Türkiye'nin çabası ise yalnızca büyükelçinin kişisel çabasıyla sınırlı. Ne hükümet ne işadamları ne diğer kuruluşlar Avrupa'da Türkiye'yi tanıtım çabası içindeler. O zaman sonuç böyle oluyor.
Tebrikler. Sayın Arınç İdeolojik işgali, türban sorunu gibi göstermeyi başardınız.
Sevgili Hasan Erel küçük bir not göndermiş.. Okuyalım:
- Geçenlerde Küba'nın Ankara Büyükelçisi'yle konuşuyorduk. Küba'nın meşhur purosu bugün Küba dışında, dünyada tek bir ülkede üretiliyor. O da Türkiye. İstanbul'da Tekel ve Küba ortaklığıyla kurulmuş bir fabrika "Fonseca" markası adı altında üretim yapıyor. Aslında purodan çok sigaraya benzeyen bir ürün. Bana ikram ettiler, gerçekten çok kaliteli bir şeydi. Fakat Büyükelçi ne dedi biliyor musunuz? 20 Tekel bayiini gezmişler, bir tanesinde bile bulamamışlar... Büyükelçi "İnanılmaz bir şey" diyordu anlatırken...
Okurumuz Şebnem Mayda doğru bir öneride bulunuyor...
"Ermeni ünlü müzisyen Komitas Vartabed'in Anadolu'da doğmuş ve yetişmiş bir Osmanlı müzik adamı olduğunu yazdınız... Peki biz doğduğu ülke olarak Türkiye'de onun için en azından bir anma programı niye yapmıyoruz? Onun isminin Paris'teki gibi düşmanca bir karalamaya alet edilmesine vereceğimiz en güzel cevap bu değil midir? Nefreti ancak sevgi ile eritebiliriz. Bizlere de bu yakışır..."
İşbaşında seçim öncesi verdiği vaatlerin büyük çoğunluğunu tutmamış bir kadro var. Bu durum onlara olan güveni aşındırıyor.
Bu kadro üstelik çok kolay gerçekdışı beyanda bulunabiliyor.
Esas ürkütücü olan da bu.
Örneğin dış temsilciliklere Milli Görüş ve Fethullah Gülen taraftarlarına karşı daha yakın davranmalarını isteyen genelgeler gönderilmiş.
İktidar sözcükleri bu genelgelerde "Milli Görüş" ve "Fethullah Gülen" adlarının belirtilmediğini söyleyip duruyor. Dün Almanya'dan bir diplomat arkadaşımızla konuştuk:
- Genelgeleri okudum, dedi, ikisinde de isim var... Birinde Fethullah Gülen okullarının birer ticari müessese olarak değerlendirilmesi isteniyor. Diğerinde Milli Görüş teşkilatlarına (yasa dışına çıkmamaları kaydıyla) ayrımcı davranılmaması yönünde talepler yer alıyor.
İktidarın bu örgütlere karşı yakın davranılması isteğinden daha ürkütücü olan... Bu kadar ayan beyan konularda gerçekdışı beyanda bulunabilmesidir.
Doğaner Gönen, Hürriyet'te Serdar Devrim'in köşesinde Nouma'yı affetmeyerek dürüstlük ve ahlak gösterisi yapanların röntgenini çekiyor, yazıyı şöyle bitiriyor:
"Hortumcuyu, soyguncuyu, hırsızı, katili, tecavüzcüyü affet, Nouma'yı affetme...
Ben de seni affetmiyorum"
AKP'nin atadığı kamu bankaları yöneticileri kendi maaşlarını 30 milyara çıkarmışlar.
Kalkınma tepeden başladı...
***
ABD yönetimi Irak'ta Türk tipi demokrasi istiyormuş.
Hadi Saddam'ı anladık ...
Irak halkının ne suçu var?