Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Melih AŞIK

Siyasetin yaramaz çocuğu Yaşar Topçu bu defa da "Karadeniz sahil yolunda yolsuzluk" sınavından geçiyor. İnşallah topu atmaz. Yaşar Topçu'yu taşımanın bu hükümet için kolay olmayacağı Bakanlar Kurulu'nun ilk açıklandığı gün belliydi. Çünkü Yaşar Topçu'nun geçmişteki icraatı biraz fırtınalı olmuştu. Demek Mesut Yılmaz ve bu atamada etkili olduğu söylenen Demirel bunu göremediler. Ya da gördükleri için Yaşar Topçu'yu atadılar. Her neyse... Kimsenin günahını almayalım. Fıkraya gelelim...
Efendim ekonomide geri, ama hırsızlıkta ileri bir ülkenin Bayındırlık Bakanı, Amerikalı meslektaşının resmi davetlisi olarak bu ülkeye gider. ABD'li Bakanın makam odasına girince gördüğü ihtişamdan gözleri fal taşı gibi açılır. Hayretle sorar:
- Bu zenginliğinizin kaynağı nedir acaba?
Amerikan Bakan gülümseyerek uzaklarda bir yeri işaret eder:
- Şu ilerdeki otoyolu görüyor musunuz sayın Bakan?
- Evet görüyorum!
- İşte, zenginlik oradan geliyor.
Aradan altı ay geçer. Bu kez ABD'li Bakan meslektaşını ziyarete gelir. Bakar ki meslektaşının odası kendininkinden daha da lüks... Ve şatafatlı.. Sorar:
- Sizdeki bu zenginliğin kaynağı nereden geliyor acaba sayın Bakan?
Yoksul ülkenin bakanı Amerikalı meslektaşının yaptığı gibi uzakta bir yeri işaret eder:
- Şu ilerideki otoyolu görüyor musunuz?
Konuk, uzun uzun bakar, sonra yanıtlar:
- Hayır üstad göremiyorum...
- İşte, benim zenginlik de oradan geliyor!..

"Küçük bir eşeği evlƒt edinin..."
İngiltere'deki
"SPANA" adlı "Hayvanları Koruma Kuruluşu"nun gazetelere verdiği ilan yukardaki başlığı taşıyor. SPANA, Afrika ve Ortadoğu'da sahipsiz olup açlığa terkedilmiş ya da eziyet çeken eşekleri korumaya çalışıyor. Bir eşeği evlƒt edinmek için yılda 15 sterlin ödemeniz kafi... Size evlƒt edindiğiniz eşeğin adını ve fotoğrafını yolluyor, belirli sürelerde sağlık durumunu ve kaydettiği gelişmeleri bildiriyorlar.
Elin İngilizi tutmuş Afrika ve Ortadoğu'daki sahipsiz eşekleri mutlu etmenin derdine düşmüş... Biz kendi ülkemizdeki insanlarla bu ölçüde bir yardımlaşmanın derdi içinde miyiz?.. Örneğin son Siyaset Meydanı'nda Şırnak'taki öğrencileri ve öğretmenleri dinledik. Müthiş bir kişilik gücü, zeka, sağduyu ve akılla donanmış 13 - 15 yaşındaki çocuklar izledik. Bu pırıl pırıl beyinler öğretmen ve kaynak ihtiyacı içinde olduklarını anlattılar sürekli. Acaba Batı illerinde kaç kişi veya kuruluş bu çocuklara ders malzemesi ve kaynak kitap göndermek için hareketlendi? Kaç kişi böyle bir yardımın organizasyonu için kolları sıvadı? Neyse... Yine de vakit geçmiş değil... Doğu illerine kitap ve ders malzemesi yardımı için gerekli organizasyonu kurmak ve imkanları seferber etmek için bundan sonra da kolları sıvayabiliriz... Haberleşelim...

Hayırsever işadamlarına zaman zaman ödüller veriliyor. Son ödüller de Cumhurbaşkanı tarafından Çankaya'da dağıtıldı. Bir gurur tablosu yaşandı.
Ülkemizin durumu malum... Devlet Baba paralı adamdan vergi alamıyor. Ancak paralıların vicdanlı ve akıllı olanları devlet babanın alamadığı paranın bir bölümüyle okul hastane falan yaptırarak sevaba giriyor. Hayırsever insanlar olarak toplumda saygı görüyorlar. Biz de onları alkışlıyoruz.
Ve sevabına bir okur fıkrası...
Suudi Arabistan'da Abbas diye bir koyun hırsızı varmış... Koyunları çalıyor, kesiyor, etini fakir fukaraya dağıtıyormuş. Hem suç işliyor, hem de köyün en hayırsever delikanlısı olarak tanınıyormuş. Bir gün sormuşlar:
- Yahu ne yapar ne edersin? Senin derdin nedir? Maksadın nedir?
- Gayet basit, demiş Abbas, koyun çalıp günaha giriyorum. Etlerini dağıtıp sevaba giriyorum. Sevaplar günahları götürüyor. Koyunların postlarıyla kelleleri helalinden bana kalıyor. Onları satıp paşa paşa geçiniyorum...

İstanbul'un göbeği Fenerbahçe'den faks gönderen Necip Akın Beyefendi diyor ki:
" İçinde yaşadığımız 32 dairelik apartmanın yarısından fazlasının sayılmamış olduğunu, öğlen üzeri apartmana gelen sayım memurunun birkaç daire saydıktan sonra çekip gittiğini bildirmek için telefon etmediğimiz resmi daire (Kaymakamlık DIE İstanbul Bürosu, Nüfus Müdürlüğü) kalmadı. Şu ana kadar ettiğimiz telefonların sayısını artık unuttuk. Dördüncü gün oldu hala gelen giden yok..."
Ve... İstanbul'un en az onda biri sayılmamaktan yakınırken... İstanbul'un nüfusuyla ilgili ilk belirlemeler açıklanıyor... 9 milyon gibi rakamlar veriliyor. Oldu olacak... Herkes tahminini söylesin, ortalaması alınsın, belki daha sağlıklı bir rakam çıkar.

Deniz ve mehtap... Sordular seni... Neredesin?.. Şarkısının da açıkça işaret ettiği gibi... Deniz ve mehtabın biraraya gelmesi, insanlara her zaman olağandışı duygular ve ilhamlar verir. Deniz Baykal'ın, bir anlamı da "Mehtap" olan "Moon" tarikatının davetine uyması biraz da o yüzden dikkat çekici oldu. Ama dikkatlerin o yöne çevrilmesi daha çok Deniz Bey'in yalpalayan tavrıyla ilgiliydi. Neden mi? Bakınız Deniz Baykal dönüşte havaalanında gazetecilere ne diyor:
- "Tarikat toplantısı" diye nitelediğiniz konferansı "Dünya Barış Toplantısı" diye anmak gerekir. Bu toplantılara katılanlar arasında FKÖ'nün bayan lideri Aşrati, Fransız Sosyalist Parti liderlerinden Michelle Rocard, eski SSCB Başkanı Gorbaçov, eski ABD Başkanlarından Gerald Ford ve George Bush, eski İngiliz Başbakanı Edward Heath, eski NATO Başkomutanı Alexandre Haig, eski Alman Cumhurbaşkanı Weizsaecker ve iki Mısır Başbakanı da bulunuyor. Toplantılara katılanların kimlikleri düşünülürse bunun bir tarikat toplantısı olduğu şeklindeki iddianın ne kadar anlamsız olduğu ortaya çıkar...
Deniz Bey dönüşte bunları söylüyor. Peki gittiği gün ABD'de Hürriyet muhabiri Esen Ünür'e ne demişti?..
- Konferansa dinleyici olarak katılıyorum. Bu daveti değerlendirerek buraya sadece kafa dinlemeye geldim. Konferansı izleyeceğim, biraz da kafamı dinleyeceğim....
Amerika'ya gidenler kafa dinlemek üzere buradan Amerika'ya gidilmeyeceğini bilirler. Deniz Bey ABD dönüşünde söylediklerini gittiği gün söyleseydi hiç mesele kalmayacaktı. Deniz Bey'in seyahatiyle ilgili sorulara Genel Merkez'deki yöneticiler de doyurucu yanıt veremeyince 4 günlük gezi kuşkuya dönüştü. İktidar alternatifi görülen bir parti böyle ikircikli konularda daha açık ve net olmak zorunda...

Yazara EmailM.Asik@milliyet.com.tr